Dolar (USD)
35.24
Euro (EUR)
36.78
Gram Altın
2961.28
BIST 100
9626.56
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
11 Eylül 2020

Büyük Duruşma

Adli tatil bitti, yeni adli yıl başladı. Yorgun yargı dünyasının yorgunluğu sürgit devam edeceğe benziyor… Burada benim derdim, bu vesile ile yargının farklı bir yönünü ele almak… Adaletin aşkınlık boyutuna dikkat çekmektir…

Bir mümin olarak, Peygamber (sav) Efendimizin şu uyarısına birlikte kulak verelim:

“Şüphesiz ben de sizin gibi bir insanım. Zaman olur ki bana sizden iki hasım gelir de biriniz haksızken diğerinden daha düzgün konuşmuş olabilir; ben de o düzgün sözleri doğru sanarak onun lehine hükmedebilirim. Binaenaleyh kimin lehine bir Müslümanın hakkı ile hükmettimse bilsin ki, bu hak ateşten bir parçadır. İster onu alsın, ister bıraksın.” (Buhari)

Efendimiz (sav) nihai karar için Büyük Günde, ‘Büyük Duruşma’ ya işaret ediyor…

Evet, hâkimi Hz. Muhammed olan bir mahkemede bile dosya kapanmış olmuyor… Mahkeme-i Kübra’ya intikal edecek dosyalarımız var…

Hâkimi Allah (cc) olan bir mahkeme… Şahidi Allah olan bir mahkeme düşünün… Hâkimler hâkiminin huzurundasınız… Delilleri çok sağlam… Terazisi çok hassas… Hiç kimseye bir kıl kadar bile haksızlık yok…

Tüm duruşmaların nihai duruşması ‘Büyük Duruşma’ dır…

Tecili, temyizi, tehiri yoktur… Hatta tevbesi, telafisi bile yoktur…

“Keşke”lerin hiçbir geçerliliği olmayan bir mahkeme…

O mahkemede evrakta sahtecilik, zamanaşımı söz konusu değil... Dosyaların sümenaltı edilmesi mümkün değil…

Torpil, rüşvet, hukuk ihlali, iltimas, imtiyaz, ihtimal dışı…

Mahkemeyi etkilemek, yönlendirmek, baskılamak kimin haddine?

Gizli saklı her şey ifşa olacak… Hile, hurda gün yüzüne çıkacak… Dümen, dolap sökmeyecek… Film, fırıldaklık tüm işler tersine dönecek…

Şaibesiz, şikesiz, şüphesiz ‘duruşma’ yapılacak…

Karartma, çarpıtma, yanıltma asla mümkün değil…

Çünkü herkes susacak, sadece Allah konuşacak…

Kimsenin yaptığı haksızlık yanına kâr kalmayacak…

Suyu getirenlerle, testiyi kıran bir tutulmayacak…

Beşeri mahkemelerde lehinize karar çıkarmış, mahkeme heyetini ikna etmiş ya da etkilemiş olabilirsiniz… İşi kitabına uydurmuş da olabilirsiniz…

Unutmayalım ki, hak divanı var… Şaşmaz bir mahkeme var…

Dünyada kapandı sandığımız tüm dava dosyaları yeniden açılacak… İlahi yargı hükmünü icra edecek… İtiraz yok… İnsanın kendi nefsi de kendine tanıklık edecek…

Yüreklerin ağza geleceği gün… Bedenin tüm organları şahitlik edecek… Parmak uçları… Göz retinası… Vücudun kılları… Tüm kirli, karanlık, kanlı hesaplar deşifre olacak…

Uyanıklık, kurnazlık, iş bitiricilik sökmeyecek…

O mahkemede bürokrasi, formalite, protokol yok, her şey çok seri…

Şimdi duruşumuzu ‘Büyük Duruşma’ ya göre gözden geçirmek durumundayız…

Tüm günleri Büyük Gün’e bağlamadan yaşarsak ömrümüzü zayi etmiş oluruz…

Evet, buluşma, bitişme, konuşma ve tartışmalar ‘Büyük Buluşma’ üzerinden okunmadan, insanoğlunun hüsranı, hicranı ve hüznü bitmeyecektir…

Adaletin aşkınlık boyutu yoksa nakıstır…

Tüm hesapları ‘Hesap Günü’ üzerinden sorgulamadan sonumuz feci olacak…

Efendimiz (sav) buyuruyor:

“Akıllı kişi, nefsine hâkim olan ve ölüm sonrası için çalışandır. Aciz kişi de, nefsini arzularına tabi kılan ve Allah’tan dileklerde bulunup duran (bunu yeterli gören) dir.” (Tirmizi)

Bizi kurtaracak olan Hesap Günü kaygısı ile hayatı kurmak ve yaşamaktır…

Evet, en son duruşma… En zor duruşma… Ve en büyük duruşma… Acaba o gün durumumuz ne olacak?