Büyük dalga geliyor
Brent petrolün 100 doların altına inmesiyle çıkması bir oldu.
Uluslararası piyasalar da enflasyonunun o manipülatif
etkisi altına girdi.
Üretim ve stok paylaşımı kararlarına bakılınca petrolün varil
fiyatının 80 dolara yaklaşması gerekirken ortaya çıkan tablo aslında oldukça
bilindik.
Elinizde sınırlı merminiz varsa ve karşıdaki de bunu biliyorsa
tehditlerinizin geçerliliği sadece zamanla ilişki hâle geliyor.
Yani merminizin bitirecek adımları geldikten sonra piyasa üzerinde yapılacak manipülasyonla
istedikleri gibi kazanacağına inanan balinalar var.
Aslında Türkiye olarak bunu çok iyi biliyoruz.
Faiz artırımı yapılmayacağı ya da aksine indirim yapılarak
beklentilerin zıt yönünde hareket edileceği ilan edilince de benzer bir tablo yaşadık.
Uluslararası piyasalarda serbest bir şekilde dolaşan trilyonlarca
dolar sermaye var.
Bunu kontrol etmek imkansız!
Hani bir tabir var ya: “Kasa her zaman kazanır.”
O nedenle piyasaları okyanus dalgası olarak görmeli,
okyanusu durdurmaya çalışmak yerine üzerinde sörf yapmaya
çalışmalıyız.
Okyanusu kandıramazsınız.
Çabalarsınız ama en sonunda altına alır ve kıyıya tükürüp atar.
Tüm dünyanın bunu daha iyi anlayacağı günlere yaklaşıyoruz.
SPOR EKONOMİSİNE AYAR VERİLİYOR
Herkes İngiltere’deki spor ekonomisini çok iyi
bilir.
İngiliz futbolundaki mantık ve izlemenin getirdiği keyif, tabiri caizse bol müşteri çeker.
Neden müşteri diyorum?
Çünkü orada bir ekonomidir futbol.
Bizim burada ise sosyal bir araç...
Bazıları bu ekonomiden yıllar boyunca nemalandı.
Kulüp başkanı olmanın getirdiği itibar ile alınan ihalelerin
yanında futbolcu transferleri üzerinden menajerlerin de dâhil
olduğu ne olaylar dönüyor ki sormayın gitsin.
Kıdemli spor yazarlarından ve kalem oynatan diğer basın emekçilerinden işin
arka planında dönenleri çokça dinledim.
İşte bunu bitirecek bir şey bu hafta Meclis gündemine
geliyor.
Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın uzun süre çalıştığı Spor
Yasası için artık sona gelindi.
Eğer maddelerde bir değişiklik olmazsa bu yasanın Türkiye’deki arka
kapıları kapatacağı ve gerçek, ön görülebilir ve hesap verebilir spor
ekonomisi oluşturacağına inanılıyor.
Bir tarafta ekmek almak için avuç açanlarla başka bir tarafta bilmem kaç
yaşında ve bilmem nerelerde oynamış o çok bilinen isimlere vergi istisnasıyla
verilen milyon dolarlar, avrolar ile gelen çarpık düzen bitmeli...
Her tarafa yapılan spor salonlarında gençlerin hem eğlence hem
de spor ekonomisinde yer almasını sağlayacak yetenekleri kazanması için vakit
sermayesini ortaya koyması gerekiyor.
Devletin altyapı yapma zorunluğu var tabii.
Çünkü başka kimse bununla uğraşmaz.
Maliyetlidir. Geri dönüşü neredeyse olmaz.
Ama üzerine koca bir ekonomi inşa edilir.
Elektrik altyapısından doğal gaz altyapısına kadar bu iş böyle...
Sporun da bir altyapısı var ve biz uzun zamandır bunu boşladık.
Başarıya çabuk ulaşma isteğimiz emek vermenin o zorluğundan uzak tutuyor
bizi...
Hâlbuki gerçek başarı ânın hakkını vererek, durmadan, sıkı çalışarak gelir.
Başarıyı gösteren bir diğer şey ise tarafsız ve âdil altyapısı olan
sistemdir.
Eğer hiçbir müdahale olmazsa sporda bu sistemi kurmak üzereyiz.
Yoksa son zamanlarda gündemi meşgul eden istifa ve daha birçok şeyin sebebini ne sanıyorsunuz?