Büyük bir ülke
Dünya değişiyor, dönüşüyor, gelişiyor. Ülkemiz de değişiyor, dönüşüyor ve gelişiyor. İnanılsa da inanılmasa da fark edilse de fark edilmese de bu durum böyledir.
Değişimin, dönüşümün, gelişmenin arkasından gidebilirsiniz, beraberinde gidebilirsiniz, önünde gidebilirsiniz. Arkasından giderseniz, beraberinde giderseniz dünyayı etkileyenlerden olamayacağınız kesindir. Dünyayı etkileyenler, dünyayı değiştirenler sadece önden gidenlerdir.
Siyasetçisiniz, fikir adamısınız veya bilim adamısınız. Değişim, dönüşüm ve gelişme için mutlaka bir şeyler yapmalısınız. Birinci veya İkinci Cihan savaşı yıllarının ne siyasetiyle ne de fikirleriyle ne de bilimiyle bugünü tam olarak anlamlandıramazsınız. Anlamlandırmaya çalışsanız da her bulduğunuzun isabet oranı bugünkülerle eşleşmeyebilir.
Olmuş bitmişi öğrenmeye çalışan bilim adamları, başkalarının fikirlerini söyleyip hayat geçiren sözde fikir adamları toplumun yükünü alanlar değil, topluma ve ülkeye yük olanlardır.
Yüz sene önce ortaya çıkan sosyal meseleler, bugünkülere ne kadar benzerse benzesin aynı değildir. Dolayısıyla çözümü de aynı değildir. Çözüm, geleceği planlayabilen bilim adamlarınca, fikir adamlarınca, siyaset adamlarınca bulunabilir.
Belki konunun mükemmel anlaşılabilmesi için doktor hasta örneğini vermeliyiz.
Bir doktor, ölümlerin sadece hangi sebepten olduğunu araştırır ve orada kalırsa hiçbir soruna çare bulamaz. Diyelim ki hastalık tespit edildi ve insanlar kalpten ölüyor sonucuna varıldı.
Bu tespit doğru olsa ne olur? Siz, bulduğunuz bu sonuçtan başka hiçbir şey yapmıyorsanız, hastalar aynı rahatsızlıkları yaşayıp aynı şekilde ölmeye devam edeceklerdir.
Bir adım ileriye geçtiniz ve kalpten ölmelerinin nedenini, damar tıkanıklığı olarak belirlediniz. Neticede yine orada kaldınız. Hiçbir şey yapmadan bekleyip durdunuz.
Ne değişecek? Hiçbir şey.
Bir adım daha ilerlediniz ve tıkalı damarları değiştirerek hastalığı tedavi ettiniz. Ne değişecek? Hastanın sadece bir miktar daha ömrünü uzatmış olursunuz.
Asıl yapmanız gereken, damarların tıkanmasına sebep olan unsurları ortadan kaldırmaktır. Yani, insanı hastalandırmamaktır.
İşte, toplumsal olaylar da böyledir. Bir sorun çıkmadan önce, onun belirtilerini okuyarak sağlıklı bir toplumun varlığını sürdürmesini sağlamaktır.
Siyasetin önünü açmak ve yapacakları hakkında ahlaki, akli ve ilmi olarak yol göstermek için bilim ve fikir dünyasının yapması gereken yegâne düstur, yol budur. Olmuşu, olanı değil olacakları öngörebilmek ve ona göre tedbir almak ve aldırtabilmektir. Olmuşu, olanı anlatan at yarışı spikeri gibi değil geleceği planlatabilmektir. Bu ülkeyi, büyük bir ülke yapmak ve yaptırtabilmek için ter dökmektir. Gerisi lâfı güzaftır.