Büyük aile
Anne, baba ve çocuktan oluşan aileye çekirdek aile diyoruz. Bir üst kuşağında olduğu aileyi geniş aile olarak tanımlıyoruz. Aynı köyden, şehirden, ülkeden olmak da kıymetli şeyler. Bunların çok üstünde aynı dini değerleri paylaştığımız ve sayıları milyarı geçen topluluğu ümmet diye isimlendiriyoruz. İşte bu en büyük kitleye aynı zamanda büyük aile dememizde bir beis olmasa gerek. Biz, büyük bir aileyiz. Farklı renkleri, ırkları, düşünceleri içerisine alan zenginiyle fakiriyle hepimizin takva standartlarına göre değerlendirildiğimiz büyük bir aileyiz.
Ailemiz,
Ramazan ayını çeşitli yoğun imtihanlarla geçirdi. Mübarek Mescid-i Aksâ’mızın
içindeki Kıble Mescidi’mize Siyonist zorbalar postallarıyla girip
kardeşlerimize zulmettiler. Suriye’de direniş cephesine yönelik zalim Esed’in
saldırıları sürüyor, güney cephesinde ipil ipil kanlarımız akmaya devam ediyor.
Kutupalong Kampı’nda insanlık dışı şartlarda yaşayan Arakanlıların hayatta
kalma mücadelesi devam ediyor. Neredeyse her gün Hindistan’da yalnız yakalanan
kardeşlerimiz zorba Hindutva üyeleri tarafından linç edildi. Keşmir hattında da
Hindistan kaynaklı saldırılarda gün aşırı kardeşlerimizi kaybediyoruz. Doğu
Türkistan’da yaşanan Çin zulmünün boyutlarını kuşatacak bilgiye sahip değiliz;
Türkistanlı kardeşlerimize yardımcı olmak bir yana, onların akıbetini bile
bilemeyecek durumdayız. Yemen’de yardım dağıtımı esnasında yaşanan panikte 78
kardeşimiz hayatını kaybetti; açlıklarla ölen Yemen halkı azıcık yardım
alabilmek için birbirini ezdi. Toparlanmasına ve sivilleşmesine bir türlü izin
verilmeyen Sudan’da da Askerlerin kendi içindeki çatışmalarından dolayı iç
karışıklıklar var. Yüzlerce kişinin katledildiği, hastanelerin vurulduğu Sudan,
büyük bir imtihan içinde. Hartum, Nyala, Maravi, Faşir diken üstünde. Ailemizin
en yumuşak başlı, en anlayışlı üyelerinin bulunduğu Tunus’ta, barışçıl duruşuna
bile tahammül edemeyen zorbalar Kadir Gecesi Nahda lideri Raşid Gannuşi’yi
tutuklamaktan geri durmadılar. Tunus, farklılıkların birlikteliğine imkân
verecek mi, hep birlikte göreceğiz. On binlerce üyesini depremde kaybeden
ülkemiz, hüzünle girdi Ramazan ayına ve yine aynı buruklukla giriyorlar
bayrama.
Acılar,
yokluklar, ölümlerle geçen günler bir yandan da mutluluklara, sevinçlere ve
hayırlara da evrildi. Mübarek belde Mekke’de her renkten, her ırktan milyonlarca
güzel Müslüman bir araya geldi. Tüm engellemelere ve zorbalıklara rağmen
Ramazan ayı boyunca toplamda 4 milyon Müslüman ibadetini Mescid-i Aksâ
külliyesinde gerçekleştirdi. Kırım’da Tatar Müslümanlar özüne dönüyor; büyük
değişimler kapıda. Afrika’dan Asya’ya,
Ortadoğu’dan Balkanlar’ın en ücra noktalarına kadar sayısız iftar sofrası
kuruldu. Açlar doyuruldu. Kardeşlik bağları pekiştirildi. Teravih namazına
katılan çocukların ayakkabılarına paralar kondu; camilerde imamların
öncülüğünde çocuk trenleri minberlerin önünden aktı durdu. Acılarla dolu aylar
geçirmesine rağmen ülkemizde dayanış ağacının kökleri daha bir derinlere indi. Eller
sık sık cüzdanlara uzandı. Varlık, zenginlik bölüşüldükçe çoğaldı. Batıdan,
kuzeyden ve doğudan yardım seferleri ile depremin yaraları sarıldı, iftar ve
sahurlarda milyonlarca depremzede yalnız bırakılmadı. Düşünsenize Ganalı Umar
Mananyi, İstanbul’un Şişli semtindeki Osmanbey Camii’nde bir ay boyunca teravih
kıldırdı.
Kudüs’ün
muhafızlarından Kemal el- Hatip; "İran’ın Kudüs'te bir kahramanlığını görmedik. Ancak
Halep'te, Humus'ta ve Guta'da yıllar boyunca mazlumlara neler yaptıklarını
biliyoruz. İran, kendi çıkarları için Filistin davasını kullanıyor.” diyerek İran’ın
tüm baskılarına rağmen dik duruşunu sürdürdü.
Bosna Hersek’te Sırp lider Dodik’in ülkeyi bölme
düşüncesini paylaştığı günlerde; bir umut ışığı olarak Hacı Camisi’nde 70
yıldır sürdürülen kadınlar mukabelesi bu sene de yapılıyordu.
Suriye'nin kuzeyindeki Halep ilinin batı
kırsalındaki Etarib ilçesinde yüzlerce Suriyeli, düzenlenen toplu iftarda bir
araya geldi. Füzelerle, varil bombalarıyla yerle bir olmuş beldede, enkazlar
arasında kurulan iftar sofrası zalim rejime karşı büyük bir meydan okumaydı.
Hemen her gün
kelime-i şehadet getirerek insanların İslam’ı seçtiği dünyada Müslümanlar
Ramazan Bayramı’nı idrak ediyorlar. Her zaman olduğu gibi dünyaya gözlerini
açanların sayısı ölenlerden fazla idi. İyi haberler, kötü haberlerin altında ezilmedi.
Biz
üyeleri Dünya’nın her yerine yayılmış olan büyük bir aileyiz. Eksikleri ve
zaafları güçlü yönlerinin hep gerisinde kalmış güzel bir aileyiz. Arap’tan,
esmer tenliden, fakirden, miskinden, Kürt’ten rahatsız olanın bu ailede yeri
yoktur. Ramazan’da sonrasında Kurban’da birbirimizi gözeten cömert bir aileyiz.
Zekât ile fitre ile sadaka ile infak ile birbirinin yarasını sağaltan,
yokluğunu ve açığını gideren güzel bir ileyiz. İslam ailesiyiz. Dünya’da
gelecek vadeden tek din İslam’dır. Kendini “din” olarak vasıflandıran
kitlelerde bu dinamizmden, dayanışmadan eser yoktur. Gelecek İslam’ındır.
Gelecek İslam ailesinin aziz evlatlarınındır. Ne mutlu bu aileye yaraşır
şekilde yaşayanlara.