Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
12 Aralık 2021

​Bütün isimleri güzel, Esmâ-i Hüsna

Allah’a (cc) isim vermek, O’nu isimleri ile çağırmak dinler arasında daima zor ve tartışma konusu olmuştur. Bu tartışmanın asıl nedeni sınırlı olan biz insanların aksine Allah Teala’nın sonsuz oluşudur: İlmi, iradesi, kudreti, merhameti, ihsanı vs…

Alemlerin Yegâne Yaratıcısı Allah (cc), Resullere gönderdiği vahiylerde bizlere kendini tanıtmıştır. Tabi, bu tanıtma insanların “imkân ve kapasitesi” ölçüsüncedir. Çünkü Allah Teala bizimle peygamberleri vasıtasıyla konuşurken insanın “kotasınca” konuşuyor. Bizim harf sayımızın, bu harflerden oluşabilmiş ve oluşabilen sözcüklerle yani bizim kullandığımız harf kombinasyonumuzla meydana gelen ve gelebilen kelimelerle konuşuyor. Bizim dilimizin imkânlarının sınırlı olması gelen vahyi de yine bizden dolayı “sınırlı” kılıyor. Aksi halde bizim anlama sınırlarımızın dışında kalacağı söz ve ifadelerle vahy etmesi gerekecekti ki, Rabbulalemin insanları böyle bir zorlukla sınmaktan münezzehtir.

Resullerin getirmiş olduğu öğretiden aldığımız feyz ile kevnî ayetlerden yaptığımız çıkarsamalar bizi Rabbimiz hakkında (sınırlı) bilgi sahibi kılar. Bu çıkarsama insandan insana değişiklik arz eder. Çünkü her insanın algısı gibi, kabiliyeti gibi, bilgiyi işlemesi gibi Tanrı tasavvuru da farklıdır. Bu farklılık insanların düşüncesi, akl etme kapasitesi, ilim-irfanı, mavera ile ilgili algı ve tefekkürü gibi faktörlerden kaynaklanmaktadır.

Aslında kapasitesi sınırlı olan insanın, her yönüyle sonsuz olan Allah (cc) hakkındaki düşüncesi, algısı, bilgisi “yok” seviyesindedir. Matematikte en büyük sayının bile sonsuzun yanında sıfır (0) olduğunu bilmeyenimiz yoktur. Allah (cc) kendini bu seviyedeki insana “insanbiçimci” bir dil ile anlatıp tanıtınca biz insanlar da ancak bu minvalde O’nu tanıma imkanına sahip olabiliyoruz. Dolayısıyla Allah tasavvurumuz, bilgimiz bize sunulandan öte değildir ve insanların farklı olmalarından dolayı her bir insanın Allah tasavvuru farklılık göstermektedir.

Resul-i Ekrem (sav) bir kutsi hadiste Allah’ın (cc), “Ben kulumun zannı üzereyim” buyurduğunu söyler. Bu hadis, kulun imkân ve kabiliyetinin Allah hakkındaki tasavvurunu belirlemede ne kadar belirleyici olduğunu ifade ediyor. İbn Arabi’nin (rh) “İlahi Mutekad” ile ifade etmeye çalıştığı husus da bu olmalıdır: herkesin kalbinde yer verdiği birİnanılan İlah’ı vardır. Bu Allah tasavvuru her insan için öyle farklıdır ki bugüne kadar yaşamış hiçbir insanın ‘İnanılan İlah’ı bir başkasınınkine benzemez.

Biz teist yani Allah’a inanan insanlar Allah Tebarek Teala’yı Esma’sından tanırız. O’nun (cc) Esma’sı da yarattıkları ile ilişkisinde tezahür eder ve biz O’nu alemde meydana gelen hadiselerdeki tecelli ve tezahürlerden tanıyoruz.

Alemlerin Rabbi, Kur’an’ı Mubin’de Esma-i Celile ile kendisi hakkında bilgi sahibi olmamıza imkân tanımıştır. Bu sebeple O (cc) ne kadar dilemişse bizler de o kadar O’nu tanıyabiliriz.

Dolayısıyla ihata edemediği gibi hiçbir insani tasavvur, hiçbir beşeri akıl, hiçbir algı, yeti Allah’ı gereğince tanıyamaz, anlatamaz. Sonlu insanların sonsuz olan Allah’ı anlatması ancak O’nun bahşettiği imkân kadardır.

İslam alimlerinden bazıları “yüzlerce İlahi isim” dese de İbn Arabi gibi İslam Metafizikçileri Allah’ın sonsuz Esması olduğunu söylüyor. Bu konuda farklı hadislerde de Esma’nın bildiklerimizden fazla olduğu rivayet olunmuştur.

Biz sayısı ile ilgili tartışmalara girmeden Allah’ın (cc) bütünü güzel olan İsimleri (Esma-i Hüsna) hakkında söyleyeceklerimize geçelim.

Sufiler, “Allah’ı ancak O’nun ahlakıyla ahlaklananlar tanıyabilir” derken aynı zamanda bu iddialarını gerekçelendirmişler de. Mesela “Cömert olmayan, cimri olan bir insan ‘el-Kerim’, ya da ‘el-Ğaniy olan Allah’ı bu yönüyle tanıyamaz.” Keza, “Merhametsiz, gaddar, zalim bir insan ‘Rahman, Rahim’ olan Rabbulalemin’i bu yönüyle de tanıyamaz...” Bundan hareketle Allah’ın (cc) Esma-i Hüsna’sından olan bir isim-sıfatı ancak kendimizde bulunan “taklid” ile anlamaya, tanımaya güç yetirebiliriz.

Öncelikle belirtmeliyim ki Rabbimize ait bütün Güzel İsimler “İsm-i Azam” olan “ALLAH”ı açıklar. Yani bütün Esma-i Hüsna ALLAH İsmini şerh eder. Buna tefsir de diyebilirsiniz. Çünkü bütün Güzel İsimler Allah İsminin içinde mevcuttur. “Allah” olduğu için diğer isimler vardır ve bütün o İsimler O’nun (cc) evrenle ilişkisinin anlamlandırılması, açıklaması, tefsiri, şerhidir.

Şimdilik bu kadarla yetinelim. İleriki haftalarda O’nun Güzel İsimleri ile karşınızda olacağız inşaallah.

Hayırla kalın, hayırda kalın.