Dolar (USD)
35.38
Euro (EUR)
36.38
Gram Altın
3019.41
BIST 100
10047.27
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
31 Aralık 2024

​Bütün benleri bensizleştirmek

Eğer kendimizi başkalarının gözünden görebilseydik, ben ile diğer benler arasındaki tutarsızlıklarımız ortaya çıkar ve bu tutarsızlıkların bir sonucu olarak vardığımız yerin ne bizim istediğimiz ne de Yaratıcı’nın bulunmamızı istediği yer olmadığını kolayca anlar, rahatsız olurduk.

Şimdilik buna imkân olmadığına ve yaşadığımız çağın hiçbir şeyi bizi kendimize getirecek kadar rahatsız etmediğine göre kendimizi umumun genel durumu ile karşılaştırarak sağlama yapıyoruz. Başka bir deyişle kendi benimizin başkalarının gözünde nasıl görünmesi gerektiğine karar verenlerin ve bu karar vericilerin hayatımızın tam ortasına yerleştirdiği dijital araçların yönlendirmeleri doğrultusunda bir hayat sürmeye devam ediyoruz.

Eşrefi mahlûkat olan insana yüklenmiş tüm sorumlulukları ortadan kaldıran bu hayat biçimi, modern psikolojinin imkânlarıyla elde edilen direnişsiz bir kabullenişi de beraberinde getiriyor. Yalnızca biçime önem veren bu hayat, küresel düşünce modalarının vefakâr takipçileri olan bizleri uslu bir hayat sürmeye zorluyor. Fakat bu usluluk hali, Yaradan’ın kurallarına uymaktan kaynaklanmıyor, insanı Yaradan’dan uzaklaştırmak için kural koyanların, onu kendi kurallarına göre terbiye etmeye çalışanların kurallarına uymaktan ve insanın kendi kontrolünü gönüllü olarak başka bir güce devretmesinden kaynaklanıyor. Başkalarının gözündeki ben, bu güç devşirmesi ile birlikte ‘bendeki ben’e büyük bir darbe indiriyor. Küresel düzen, bu iki ben arasında düşmanlık peyda edecek çeşitli araçlarla insanın kendine gelmesini engelliyor.

Kendinden uzakta yaşayan insanın bu durumu ve içtimai hayatın “ticari kaygı”ları, insanı bir labirentin içinde debelenir hale getiriyor. Hal böyle olunca çıkış için en yakınımızdan, en uzağımızdakine kadar herkesten cömertçe yardım kabul edebiliyoruz.

Olur olmaz kişilerin “bence” diye başlayan, dostlarımızın “böyle yapsan daha iyi olur” diye devam eden ve en yakınımızdakilerin uhrevi/dünyevi ifadeler serpiştirilmiş cümleleri arasında çıkış yolu arıyoruz. Üstelik çıkışa götürmeyen sonuçların ilk önce fikri ve yol tarifini verenlerce eleştirileceğini bile bile bendeki ben’den kopuşun; başkalarının gözündeki ben’e bağlanışın bedelini ödüyoruz.

Diğer benler, ben üzerinde ruhsal zorbalıklar yapıyor: Akran benlerin zorbalığı. Böylece herkes kendinden başka bir benin yetersizliğini ortaya dökerek kendi benini yüceltmenin ve dayatmanın üstenci psikolojisinin verdiği hazzı yaşadığını zannediyor. Fakat insan yanılıyor çünkü bu haz, şeytanın sıratı müstakimden çıkardığı her insan için duyduğu hazzın yansıması.

Bu yanılgıdan kurtulmak, bendeki ben ve başkalarının gözündeki beni bir kenara bırakıp bensizliğe varmak için -bir başka değişle yaratılmışların en şereflisi olarak kalabilmek için- tek çıkar yolumuz var; bütün benleri bensizleştirmek.

Tasavvufun da en mühim meselelerinden biri olan benliğin yok edilmesi, hem başkalarının gözündeki benin hem de bendeki benin Yaratıcı ile insan arasından çıkartılmasını ifade ediyor. Arifler de öyle buyurmamış mı; “Sen çıkınca aradan, kalır seni Yaratan”.