BÜTÇE MARATONU BAŞLIYOR
2016 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı TBMM Başkanlığına sunuldu.
Plan veBütçe Komisyonu'nda görüşüldükten sonra 2014 yılı Kesin Hesap Kanunu Tasarısı ile birlikte TBMM Genel Kurulu'nda müzakereye açılacak.
Kesin Hesap Kanun Tasarısı, 2014 yılında gerçekleşen gelir ve gider tutarlarını göstermektedir.
Nedense pek tartışılmaz.
2016 bütçe tasarısında, giderler 570,5 milyar lira, gelirler 540,8 milyar lira, bütçe açığı da 29,7 milyar lira olarak tahmin edildi.
Tahmin tutarsa bütçe açığının gayrisafi yurtiçi hasılaya (GSYH) oranı yüzde 1,3 civarında olacak.
Maastricht kriterlerine göre bu oranın yüzde 3'ü geçmemesi gerekiyor.
Olağanüstü bir gelişme yaşanmaz ise bu oranın hayli altında kalacak.
2015 yılında da hükümet bütçede başarılı bir sınav verdi.
Gerçekleşen bütçe rakamlarına göre; açık 22,6 milyar lira oldu.
Hedef 21 milyar lira idi.
Her ne kadar bir sapma var ise de bütçe açığının GSYH'ya oranının yüzde 1,3 civarında olduğu dikkate alındığında fazla bir önem arz etmemektedir.
Faiz konusuna da bir iki cümle ile değinelim.
2015 bütçesinde ödenen faiz 53 milyar lira.
Toplanan her 100 lira verginin 13 lirası faiz olarak rantiyeciye ödendi.
Belki ilk nazarda bu tablo rahatsız edici gelebilir.
Ama geçmiş yılları hatırlayınca nereden nereye gelindiği daha iyi anlaşılacaktır.
Şöyle ki; 2002'de devlet topladığı her 100 liranın 85 lirasını faiz olarak ödüyordu.
Şimdi 13 liraya kadar geriledi.
Gönül ister ki daha da insin.
2016 yılı bütçesinde faiz gideri 56 milyar lira öngörüldü.
Vergi gelirleri tahmini 459,2 milyar lira.
Oran yüzde 12,19'a iniyor.
Küçük de olsa düşüş sürüyor.
Yalnız vergi gelirlerinden söz ederken hangi kalemlerden oluştuğuna da bir bakalım (tüm kalemler "milyar TL'dir");
Gelir Vergisi | 99 |
Kurumlar Vergisi | 36,8 |
KDV | 51,2 |
ÖTV | 116,3 |
İthalde alınan KDV | 86,9 |
DV, BSMVu2026 | 69 |
TOPLAM | 459,2 |
Gelir ve kurumlar vergisinin toplamı 135,8 milyar lira ediyor.
Bu vergiler mali güce göre ödenirken diğerleri harcama üzerinden hesaplanıyor.
Toplanan 100 lira verginin ancak 29 lirası kazanca göre alınmaktadır.
71 lirası ise dolaysız vergilerden sağlanmaktadır.
Dolaylı vergileri, vergiye tabi mal ve hizmetten yararlanan herkes gelir düzeyi ne olursa olsun aynı oranda ödediğinden gayri adildir.
Bu nedenle dolaylı vergiler yerine dolaysız vergilere ağırlık verilmesi gerekir.
Herkes aynı görüşte, ne var ki bütün çabalara rağmen yıllardır bu durum değişmiyor.
Esasında meseleye doğru teşhis konulmalıdır; sorun dolaylı vergilerin yüksekliğinden değil kazanç vergilerinin toplanamamasından kaynaklanmaktadır.
Kurumlar vergisinin büyük bölümünü birkaç bin şirket ile gelir vergisinin yüzde 95'ini ücretliler ödemektedir.
Yüz binlerce şirket ve gerçek kişi asgari ücret seviyesinde kazanç beyan etmektedir.
Bütçe dengesinin korunması önemlidir ama vergide adaletin gözetilmesine de dikkat edilmelidir.