Burası Türkiye: Belalı coğrafya'nın kalbi.
Çatışmaların, katliamların, darbelerin ülkesi.
Her dönem farklı şekilde yok edilen, iğdiş edilen gençlik.
Irkçı ve dinci(!) naralar eşliğinde hüküm süren egemen güçler.
Dindarlar ve Kürtlerin üzerinden eksik edilmeyen sopa, şimdide
sığınmacılara çevrilmiş durumda. Bu sopayı elinde tutanlar ise bir zamanlar bu
ülkeye sığınmış olan başka göçmenler...
Garip bir ayrıştırma hikâyesi: 80 ihtilalinden sonra çeşitli gerekçelerle Elazığ'dan Bursa'ya göç eden bir
ailenin Batı Trakya göçmeni olan komşuları tarafından "pis
kürtler" denilerek taciz edilmeleri, yâda namaz kılıyor, eşi
başörtülü diye bir subayın, "pis mürteci" damgası
yemesi.
Ayrıştırma- ırkçılık; Sapıklıktır.
Psikolojik bir rahatsızlıktır.
Sonu da yoktur. Nereye kadar ayrıştırma, nereye kadar ırkçılık?
Ayrıştırma ve ırkçılığın kökeni insani değil, şeytanidir.
İlk ırkçı ve ayrıştırmacı, "ben ateşten o
topraktan..." diyerek emri ilahiye isyan eden Şeytan
Aleyhillanedir.Irkçı ve ayrıştırmacılar şeytan aleyhillanenin askerleridir.
Şimdi gelelim şu Ümit Özdağ'a. O da bir göçmen.
Anavatanı Dağıstan Kumruk, dedesi Abdülhamid Han düşmanı bir İttihatçı,
Babası Menderes düşmanı 27 Mayıs darbecisi Kurmay Yüzbaşı Muzaffer Özdağ.Bir
zamanlar Rahmetli Türkeş'in sağ kolu.Fakat Türkeş'in bile aşırı bulduğu Nihal
ATSIZ ekolünden.Tokyo dönüşünde MHP'yi "Türk-İslam" ülküsüne
sapmakla, Arap seviciliğiyle suçlayıp terk ediyor. Bu olaydan sonra
"hizipçi -güvenilmez" olarak görülüyor.
Ümit Özdağ; sorsanTürk Milliyetçisi, tıpkı İttihatçı milliyetçi(!) Meral gibi.
Siyasi çizgisi; MHP'den ayrılıp İP'e, İP'ten kopup Zafer'e giden bir güzergâh.
2016 yılında Devlet Bahçeli ile olan mücadelesi "Armut dibine
düşer" kabilinden. En yakın arkadaşları CIA ajanı FETÖ'cü Enver
Altaylı. Enver Altaylı'nın ki ise CIA ajanı Özbek asıllı Ruzi Nazar...
Türkiye-Ermenistan ilişkileri yumuşayınca Ermenistan-Türkiye sınır
kapısının isminin "Talat Paşa Sınır Kapısı" olmasını
önerecek kadar İttihatçı hayranı. Filistin halkının derdi başından büyük
iken "Filistin,Türk Milletinin desteğini istiyorsa Kuzey Kıbrıs'ta
bizi desteklemeli” diyor.
Sığınmacılar için "Her soruna politikamız var. Ancak hiçbir
politika, sığınmacılar gitmeden hayata geçmez" diyor. Ankara
Büyükşehir Belediye Başkanı ısrarla "aday değilim" derken,
ısrarla "aday ol destekleyelim" diyor.
Son olarak; Toplumsal mühendisliğe
soyunup bir propaganda filmi yayınlattı. Özdağ'ın bu filmi, toplumda korku ve tedirginliğe yol açarak, sığınmacıları
hedef tahtasına koydu. Ümit Özdağtoplumda kuantum etkisi yapacak hamleler
yapıyor. Hedefi kırılgan toplumsal fay hatları. Sonu nereye varır bilinmez. Son
provakasyonu insanlarımızı sığınmacılara karşı agresifleştirebilir.
Devlete karşı yapılan magandalıksa cabası.
SON SÖZ
Ümit Özdağ'a güvenmiyorum. Ayrıca benim milliyetçilikten anladığım
şudur. "Milletini ve devletini sev, İslam'la yükselt." Ülke,
bu kafalar tarafından yönetilirse, tıpkı ittihatçılardaki gibi paramparça olur."Yeniden
Büyük ve Güçlü Türkiye" hayali suya düşer...
Unutmayalım ;"Birlik rahmet,ayrılık azaptır."