Bunu BİZE yapmayın...
Değerli okurlarım, 2014'ten beri bu köşede kalem oynatıyorum. Yazılarımda genelde eleştiri dili kullanmadım.
Dedim ki, Türkiye birçok alanda çağ atlarken, ben niye ayrıntılara takılıp, hizmet yapma gayretinde olanların morallerini bozayım...
İnanın... Yazı konularını hep ülkemizde yaşanan olumlu gelişmelerden seçmeye gayret gösterdim. Bunun en büyük şahidi Gazetemizin arşividir.
Şimdi gündemde olan "makam araçları" konusunda da örnek davranışları yazmak isterdim. Maalesef yazının girişinde dediğimi bugün söyleyemiyorum.
Çünkü bazı konularda mevcut İktidarla millet arasına epey mesafeler girdi. Zaten o mesafeyi seçmen 31 Martta oylarıyla işaret etti.
Efendim o mesafelerin bir örneği geçenlerde yaşandı. Evet Diyanet İşleri Başkanı'nın yeni makam aracından bahsediyorum.
Kimse kusura bakmasın... Vatandaş ekonomik sorunlarla boğuşurken, Diyanet İşleri Başkanı o kadar pahalı bir araca binemez...
Eğer binerse, o da kendisiyle millet arasına mesafe koymuş olur. Buarada Hoca kendisini eski aracının çok yıprandığını söyleyerek savunmaya çalışıyor.
Buradan sormak isterim... O araç eskidi diye illa pahalı bir araç mı almak gerekir? Mesela eskiyen aracı satıp, parasıyla orta yollu birşey alınamaz mı?
Yazının sonunda, kalemimizle destek verdiğimiz insanlara bir çağrıda bulunmak istiyorum. Ne olur... Adımlarınızı biraz dikkatli ve özenli atın...