Bunları Beslemek Zorunda mıyız?
Ülke 40 senedir PKK belasıyla cebelleşiyor. Yüz binlerce şehidimiz, bir o kadar da gazimiz var. Masum Kürt vatandaşlarımızdan ise hayatını kaybedenlerin sayısı tam olarak belli değil. Acı, kan ve gözyaşı yıllardır coğrafyanın kaderi olmuş. Kürt halkının haklarını korumak adına yola çıkmış bir terör örgütü, masum bebekleri, yaşlıları ve kadınları hiç acımadan katletmiş, 9 yaşında, 10 yaşında Kürt çocuklarını dağa kaçırmış, eline silah vermiş, ülkesinin bekasına, varlığına, birliğine silah sıktırıyor, zatın birisi de kalkmış oradan ahkam kesiyor: “Filancanın kitabını okuyun Kürt halkının ne acılar çektiğini anlarsınız!” Daha da ileri gidiyor: “Bu kitabın yazarının hapiste tutulmaması lazım!”
Hadi ordan! Biz bu halkın çektiği acıları terör örgütü yandaşlarından değil Yasin Börü’lerin, Muhammed Fatih Safitürk’lerin ve ailelerinin yaşadığı dramdan biliriz. Biz bu halkın acılarını Siirt’in Eruh’unda, Hakkari’nin Yüksekovası’nda şehit düşen Mehmetçiğimizin kanından, ailelerinin gözyaşından biliriz. Ayrıca biz o halkın çektiği acıları Diyarbakır’da aylardır HDP il binası önünde yavruları dağdan dönsün diye gözyaşı döken anaların acılı yüreklerinden biliriz. Ne senin, ne de bahsettiğin zatın kitabını okumaya ihtiyacımız yok! Teröre bulaşmış kirli ellerin kanla gözyaşıyla yazdığı kitapları gitsin yandaşları okusun! Millet zaten acının, gözyaşının kitabını yıllardır hatmetmiş, ezberlemiş! Siyasi hortlakların kitap tavsiyelerine karnımız tok artık!
Şimdi bize kitap tavsiye eden bu “adam(!)(?)” ben doğduğumda siyasetin içindeydi, ben biraz büyüdüm yine siyasetteydi, yetişkin birisi oldum hala siyasetin içinde! Şimdi bu adamı, bütün bu arsızlığına rağmen siyaset sahnesinde tutanlara bir sıradan vatandaş olarak soruyorum: Bu adamın ne gibi bir vasfı var ki yeri doldurulamıyor da her dönem bir koltuğu öyle ya da böyle işgal ediyor? Yine soruyorum: Mesela bu ülkeye hizmet edecek onca genç siyasetçi hazırda beklerken terör örgütünün siyasi kanadındaki bir eşkıya bozuntusuna güzellemeler düzen bu adam hala neden güzel ülkemin gündemini işgal edebiliyor? Biz bu adamları ömrünün sonuna kadar sırtımızda taşımak zorunda mıyız? Bu aziz milletin çanağından yal yiyip de yine aynı çanağa tüküren adamlara daha ne kadar tahammül etmek zorundayız?
Bu ülkenin gençleriyle alay ediyorsunuz, zekamıza hakaret ediyorsunuz, bizimle dalga geçiyorsunuz. Bu adam burnu sümüklü hain fetullahçıları savunurken sesinizi çıkarmadınız, koltuk verdiniz, şimdi terör örgütü yandaşlarına güzellemeler düzüyor, yine de defol git diyemiyorsunuz? Sormak istiyorum: Bu adam hangi sırları taşıyor ya da hangi vazgeçilmez üstünlüğe sahip ki bir türlü güle güle diyemiyorsunuz? Ya da ne gibi bir marifeti var ki hâla gündemimizi işgal edebiliyor? Bu adama neden kıyamıyorsunuz? Korktuğunuz, çekindiğiniz tarafı nedir?
Bu ülkenin aklı başında vatandaşları olarak artık bu siyasi hortlakları ülke gündeminde görmek istemiyoruz. Sırf eski bakan, sırf eski başkan ya da vekil diye oraya buraya yerleştirdiğiniz parazitleri artık sırtımızda taşımak istemiyoruz. Eğer siyasi başarınız bu adamları yanınızda tutmaktan geçiyorsa, bunun sadece bir avuntu olduğunu anlayın artık! O defol diyemediğiniz adamlar ülkenin en mahrem sırlarını emperyalistlere peşkeş çekmekten imtina etmediler! O defol diyemediğiniz adamlar 15 Temmuz’dan sonra gözyaşlarını şehitlerimiz için değil sümüklü yandaşları için döktüler! O defol diyemediğiniz adamlar şimdi bir terör örgütünün azılı ortağına güzellemeler düzüyor, hala sesinizi çıkaramıyorsunuz! Üstüne üstlük mahdumlarını vekil olarak meclise sokmakla da bir kez daha zekamızla alay ettiniz, irademizi hiçe saydınız! Artık bir yiğit adamın hatırına onlarca soysuzu sırtımızda taşımak zorunda değiliz.
Bu ülkenin vatansever çocukları olarak artık sabrımız taşmak üzeredir. Vatan hainlerine, darbecilere, terör örgütlerine gülücük dağıtan bu adamları artık siyaset sahnesinde görmek istemiyoruz. Eğer bu adamları davanızın saflarından ayırmazsanız millet sizi yerleştirdiği gönül tahtından aşağıya indirir, başkalarını o tahta sultan eder. Bunun şakası yok. Milletin irfanıyla, iz’anıyla şaka olmaz, yapar mı yapar! Hadi CHP’si, HDP’si zaten zıvanadan çıkmış, frenleri patlamış kamyon gibi milletin sabrını zorluyorlar, bari artık siz bu değirmene su taşımayın! Artık hesaplaşma günü gelmiştir. Tasfiye ise tasfiye, yol verme ise yol verme… Gönderin gitsin, hem de bir daha dönmemek üzere… Emin olun millet katındaki değeriniz bir kat daha artacaktır, bunu yapmaktan korkmayın. 15 Temmuz’da millet nasıl korkusuzca arkanızda durduysa yine aynı şekilde arkanızda durur. Yeter ki artık zekamızla alay etmeyin, milletin irfanına güvenin.
