Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
28 Mart 2023

​Bundan sonrası tufan

Türkiye’deki bir arabanın satışıyla elde edilecek gelirin ABD’de 6 ay kirası ve faturaları ödenip dayanıp döşenmiş bir eve yettiği üstelik yine aynı arabanın kapının önüne çekildi hesabı herkes izledi.

Bazen yazmak, söylemek yerine göstermek çok daha kolay oluyor.

Gelinen nokta konut ve otomobil üzerinden sağlanan rantın gözler önüne serilmiş hâlidir.

Serveti olmayan ama sabit geliri olan küçük yatırımcının ufak birikimlerini finansal araçlarda değerlendirmekten uzak kalmasının nedeni işte bu rant alanlarının varlığı...

Bunun ne kadar zararlı bir şey olduğunu anlatmak gerçekten çok zor.

Çünkü vatandaş helâlinden kazanç elde ettiğini düşünüyor.

Evet haklılar da aslında, sonuna kadar helâlinden bir kazanç...

Çünkü fiyatların bu kadar yukarıda olmasının sebebi bu satış işlemleri değil.

Yürütmenin koyduğu vergiler veya aldığı kararlardır.

Araba konusunda ÖTV var olduğu sürece geniş kitleler tarafından araba, ihtiyaç yerine ticarete konu bir mal olarak görülmeye devam edecek.

Gümrük duvarlarını yüksek tutmak için koyulan vergilerin döviz çıkışını önlemek adına kabul edilebilir bir zaman diliminde kullanılması dünyada da çok ses çıkarılmayan bir politikadır.

Buna rağmen onlarca yıl böyle bir düzenlemenin varlığını devam ettirmesi ticarette balon hâline gelen sektörler oluşturuyor.

Pandemide bozulan tedarik zinciri tüm dünyada sıkıntı çıkarsa da Türkiye’nin yüksek ÖTV kıskacı, bu durumu daha da katmerliyor.

Araba ithalatını özendirmek çözüm değil.

O zaman yapılması gerekeni şimdi tekrar ve tane tane anlatalım.

Ülkenin güçlü olduğu ve rekabet edebileceği alanlarda piyasayı desteklemesi yoluyla ülkenin dünyada söz sahibi olmasını sağlamak devletin işi...

Bu yolla sağlanacak döviz ile parasal dengenin korunması devletin işi...

Bu yatırımların gerçekleşebilmesi için altyapıyı oluşturacak eğitimin verimliliğini yükseltmek devletin işi...

Mevcut zeki ve girişimci insanların sistem içinde körelmesini önlemek çoğunlukla özel sektörün işi olsa da devlet bu insanların girişimcilik imkânlarını artırarak yurtdışına çıkmak yerine ülke içinde katma değerli mal ve hizmet üretmeye teşvik etmeli...

Bunlar da uygun finansman yani kredi ve birçok vergi istisnaları ile sağlanabilir.

Bu kaynakları üretmek için de devletin tasarruf yapması ve gereksiz her türlü masraftan kaçınması çok ama çok önemli...

Bu iş tüm dünyada böyle...

Dün neyse bugün de o aslında...

Eğer yurtiçinde yerli araç üretimini teşvik edecek bir yapı kurulmayacaksa ÖTV’nin piyasayı bozmayacak bir takvimle indirilmesi çok ama çok önemli...

Yurtiçinde artan araçlarla birlikte ülkenin daha fazla petrol ürünü talep edeceği düşünülürse bu talebi karşılayacak yurtdışı ilişkilerini geliştirmek de devletin işi...

Yakıta getirilecek yüksek vergiler ile sadece enflasyon yükseltilir.

Devlet fiyatlar genel dengesini korumazsa para politikaları devreye girmesi gerekeceğinden bu da yüksek faiz ve dolar satışı demektir.

Yukarıda anlattığım gibi bin bir güçlükle kazanılan dolarların öyle kolayca harcanmaması için kılı kırk yararak politika üretmek gerekiyor.

Politikacılar çok dikkatli bir dil ile maliyetleri önce siyaset ve diplomasi ile kontrol etmeye çalışmalı, eğer başaramıyorsa o zaman bu araçları topluma gerekçesini açıklayarak kullanmaya başlamalı.

Tüm bu anlattıklarım günümüz gelişmiş devletlerinin normal rutinidir.

Biz bunları anlayıp uygulayacak aşamaya geldikten sonra rekabete başlayacağız.

Yani anlayacağınız daha çok işimiz var.

Suni gündemlerden kurtulmanın ve bir an önce ülkenin ihtiyacı olan meseleleri konuşarak gerçek politikaları uygulamaya almak çok önemli...

Önümüzdeki seçim döneminde bunları ortaya koyan siyasi yaklaşım hem dünya hem de ülkede karşılık bulacak...

Bolca üretilen ayağı yere basan projelerle bu seçim yarışı daha da öteye götürülür.

Aksi takdirde bundan sonrası tufan...