Dolar (USD)
35.24
Euro (EUR)
36.69
Gram Altın
2980.94
BIST 100
9949.01
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
11 Ağustos 2022

Bulut Krallığı

Her şeye gücü yettiğini sanan insan Tanrı'dan rol çalmaya ne kadar da hevesli görünüyor. Bir zerreden öte bir hükmü olmayan insan, ne kadar büyüttü kendini, kendi gözünde. Evvela kendi çizdiği sınırların ötesine geçme arzusu büyüttü içinde, sonra da sınırları zorlamanın fıtratını bozduğuna dair tezler savurdu ulu orta meydanlarda. Kendi eliyle ürettiği sorunlar için kendine dair şikâyetler savurdu. Her şeyden şikâyet edince de mutluluk uzaklaştıkça uzaklaştı.

Hiçbir şeyden tatmin olamayan insan kendinden şikâyet etmeye başlayınca devreye dış etkenler girmeye başladı. Kişinin olumsuzluğunu her zaman fırsata çevirmeyi başaran sistemler, düzenlerinin devamı için her şeyi mubah olarak görür. Bu sistemlerin baş aktörlerinden biri de emperyalizmdir. Kendi düzenlerinin devamı için yayılmacı bir politika ile işgal metodunu benimseyen emperyalizm, deneği insanlar olan laboratuvarlarda kendi hayatını idame ettirmek uğruna bütün insanlığı kobay haline getirdi. Sonra da adına toplum mühendisliği diyerek yaptığı eylemi cafcaflı göstermeyi başardı. Öldürmekle bitiremediği insanları sonra da savaş çığırtkanlığı yaparak birbirine öldürttü. Bu da kendisini hedefine ulaştıramadığında pandemi safsatasıyla insanlığın iç dinamikleriyle oynamaya başladı.

İşe,kökleri kültür toprağına sıkı sıkıya bağlı olan toplumların kültür hamurunun mayasını bozmakla koyuldu. Entegrizm adında bir ağrı kesici ile anti-doğal yollarla kök ile gövde arasındaki bağı koparmayı zorladı. Sınırları o kadar zorladı ki, ortaya çıkan Frankeştayn görünümlü yeni modele kendi bile hayran kaldı. Sonra laboratuvarının metrekarelerini büyüterek bütün dünyayı kendi at çiftliğine çevirdi. Günden güne büyüyen kölelik temeline dayalı krallığını kâğıt parçasından ibaret paralarla sevk ve idareye koyuldu. Doğallığı, suni yapılanmaların mezarlığı haline getirerek dününden nefret eden ucube bir kuşak türetti. Bu türeme ile birlikte tükenen nesil, kuşaklar arası çatışmanın öncüsü oldu.

Zamanla her şey o kadar çetrefilli bir hal almaya başlamıştı ki, krallığın sarayındaki soyguncu zebaniler durumdan gayet memnundu. Çünkü onlar kaostan beslenen türlerdi. Nihayetinde laboratuvarlarda denenen metotlar meyvesini vermeye başlamıştı. Olayı o kadar ileri götürdüler ki kral olduklarını iddia edenler, kendilerini tanrı görmeye başladı. Dünyanın artık Allah’ın değil, kendi krallıklarının tapulu malı olduğunu iddia kadar işi götürdüler.

Ancak hesaba katmadıkları küçük bir ayrıntı vardı. O da bu kadar ihtişamlı ve kusursuz görünen krallığın temeli bir damla suyun üzerine kuruluydu. Aslında kendi özü de bir damla su değil miydi? Felsefenin ‘Arkhe’ (Ana madde) tartışmalarının temelinde olan su, bugün hala ana madde olarak varlığını idame ettirirken, onunla mücadele edenlerin tarihte esamesi dahi okunmuyor. Bulut, artık içimi dökmüyorum derse yapabilecekleri hiçbir şeyleri yoktu.

Dünyalık ve beşeri bütün hesapları yapan bu insanlar ilahi adaletten o kadar habersiz kalmışlardı ki, hesap yapanların üstünde en büyük hesap sahibinin Allah olduğunu unutmuşlardı. Yüce Allah; “O Allah ki, rüzgârları rahmetinin öncesinde müjdeci olarak gönderir. Nihâyet bu rüzgârlar, yağmur yüklü bulutları pek hafifmişçesine kaldırıp yüklendiği zaman biz onu kuruyup ölmüş bir memlekete sevk ederiz; böylece oraya su indirir de onunla her çeşit ürünü çıkarırız. İşte biz ölüleri de kabirlerinden böyle çıkaracağız; umulur ki düşünüp ders alırsınız.” (Araf Suresi, 57. Ayet) ayetinde de açık bir şekilde bu müjdeyi görmemiz gerektiğini belirtiyor.

Ne diyelim, kral çıplak deyince zorlarına gidiyor, lakin kralları cidden çıplak ve bu hakikate gözünü kapatanlar acizliklerinin üstüne örtükleri örtü ile kurtulabileceklerini sanadursunlar.

Suyun yaşamın temel kaynağı olduğunu unutsalar da onun hakikatini yok sayamazlar. Çünkü susuz hayat mümkün değildir. Bir buluta hükmü geçmeyen insan kendini ne kadar gereksiz anlamlandırdı. Marifet hakikatteki sırra erebilmektedir. Nihayetinde bulutun krallığı, dünyalık bütün krallıkların üstündedir.

Bulut yağmurun, rahmetin, temizliğin, bereketin, dirilişin ve kurtuluşun müjdecisidir…