Dolar (USD)
32.55
Euro (EUR)
34.86
Gram Altın
2436.90
BIST 100
0
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

16 Mart 2023

​Bugün yaraları sarma günü

Depremde yıkılan binaların enkazları kaldırıldıktan sonra yerinde hala izleri dururken, insanların depremde yıkıntıya dönmüş yüreklerinde iz kalmamasını beklemek aymazlık olur. Israrla ve defaatle bu depremi yaşamamış olanlara izah etmeye çalıştığım gibi yine, yeniden tekrar ediyorum ki, bu deprem bize deprem ile ilgili bildiğimiz her şeyi unutturdu. Hâlihazırda deprem ile ilgili bildiğimiz, deprem olur, belli bir süre devam eder ve sonra biterdi. Ardından ise yaşanan artçılarla kırılan faylar yerine otururdu. Deprem hakkında vatandaş olarak bildiğimiz bilgiler böyleydi. Ancak 6 Şubat sabahı yirmi dakika boyunca sallandık ve en uzunu resmi kayıtlara göre 88 saniye süren peş peşe dört büyük deprem yaşadık.

Durumun büyüklüğünün daha iyi anlaşılabilmesi için yakın zamanda yaşadığımız depremlere bakmamız sanırım yeterli olacaktır.

30 Ekim 2020 İzmir Depremi, 6,9 şiddetinde olmuş, 16 saniye sürmüş ve toplam 119 vatandaşımız hayatını kaybetmiştir.

24 Ocak 2020 Elazığ Depremi, 6,8 şiddetinde olmuş, 22 saniye sürmüş ve toplam 44 vatandaşımız hayatını kaybetmiştir.

23 Ekim 2011 Van Depremi, 7,2 şiddetinde olmuş, 25 saniye sürmüş ve toplam 604 vatandaşımız hayatını kaybetmiştir.

12 Kasım 1999 Düzce Depremi, 7,5 şiddetinde olmuş, 30 saniye sürmüş ve toplam 894 vatandaşımız hayatını kaybetmiştir.

17 Ağustos 1999 Gölcük (İstanbul Depremi), 7,8 şiddetinde olmuş, 45 saniye sürmüş ve toplam 17118 vatandaşımız hayatını kaybetmiştir.

27 Haziran 1998 Ceyhan (Adana Depremi), 6,4 şiddetinde olmuş, 33 saniye sürmüş ve toplam 146 vatandaşımız hayatını kaybetmiştir.

Son yirmi beş yılda ülkemizde olan depremlere baktığımızda bile 6 Şubat günü yaşanan depremlerin etkisinin ne kadar büyük olduğunu anlıyoruz. Hem şiddeti, hem süresi, hem yüzeye yakınlığı, hem de kapsadığı alan itibariyle sade bir deprem olarak nitelendirilemeyecek kadar büyük bir afet yaşandı. Enkaz kaldırma çalışmalara devam ettiği için de hayatını kaybedenlerin tam sayısı netleşmemekle birlikte şu an itibariyle elli bin civarındadır. 150bin civarında yaralı, yıkılmış yahut yıkım kararı verilmiş 200bin üzerinde bina, yaşadığı yeri terk eden üç milyonun üzerinde vatandaş ve tarihin en büyük afetlerinden ikincisi… Neresinden bakarsak bakalım, boyutu rakamlarla ölçülemeyecek bir afet…

Afetin hesaplanabilir bilançosunun yanında bir de insanların ruhunda, yüreğinde bıraktığı hasarları var ki, bunu ölçebilecek bir birim maalesef yok. Zaten o hasarın da ölçülmesinden ziyade sarılmaya ihtiyaca var.

Enkaz altında sevdiklerini, birikimlerini, malını, sahip olduğu her şeyini bırakan insanların, en azından yüreğini enkaz altından kurtaralım. Rüzgâr biraz şiddetli esmeye başladığında, yağmur yağdığında, sokakta aynı anda birden fazla köpek havladığında, dahası kliması açık evlerde klima etkisiyle avizeler sağlandığında buluttan nem kapar olduk. Ha sallandı, ha sallanacak teorileriyle hepimiz jeolog ve jeofizik mühendisi olduk. Biraz daha zorlayarak astrolog, kâhin olma yolunda ilerlemeye başladık.

Bugünler elbet geçecek, hak tesellisinde sapma ve şüphe olmayacak. Birileri bir şeyler söyleyecek, birileri bir şeyler yazacak, bugünler bir şekilde geçecek. Lakin bugünlerde bize düşen en önemli görev yaptıklarımızla ve yapmadıklarımızla bir gün elbet yüzleşeceğimizi unutmadan sorumluluklarımızı yerine getirmede bir an bile zaaf göstermemektir. Aksi takdirde eksikliklerimizle yüzleştiğimiz zaman, yaptıklarımızın izahını yapamayız. Bu sorumluluğu da yerine getirirken öteki, beriki demeden evvela kendi kapımızın önünü süpürerek işe koyulmalıyız.

Bugünün en önemli vazifesinin de yardımlaşma, dayanışma, birliktelik ve kardeşlik olduğunu unutmayalım. Depremzedeler sadece depremin ilk günleri değil, ta ki hayatları normale dönene kadar sizlerin yardımlarına ihtiyaç duyulacaklardır. Bunu unutmayalım. Adana olarak kendi yaramızı saracak kadar şanslı olsak da bizim kadar şanslı olamayan Hatay, Kahramanmaraş, Adıyaman, Malatya ve bunların ilçelerini unutmayalım.

Emin olun, ufak diye gördüğünüz yardımlar şu an deprem bölgelerinde nice büyük yaraların sarılmasına vesile oluyor. “Biz, bize yeteriz!” ifadesinin sadece bir söz ve dilden dökülen ifade olmadığını, gönülden ve yürekten gelen bir eylem olduğunu unutmayın.

Bu yarayı hep beraber sarabilecek güce sahibiz. O yüzden yarından tezi yok, bugün, hatta şimdi imkânlarımızı seferber ederek ilgili kurum ve kuruluşlara yardım yapalım. Gün; birlik, beraberlik, dayanışma ve kardeşlik günüdür. Önümüz mübarek Ramazan ayı ve sevapların misliyle hesaplandığı ay. Başı rahmet, ortası mağfiret, sonu da cehennemden kurtuluş olan bu mübarek ay hürmetine kardeşliğimize ve kardeşlerimize sahip çıkıp, kucak açalım.

Enkaz altında kalan yüreğimizin yaralarını sarmak için bugün birbirimize sarılalım.