Dolar (USD)
34.56
Euro (EUR)
36.05
Gram Altın
3007.25
BIST 100
9444.11
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
17 Haziran 2021

​Bugün geldiğimiz nokta

Ülke onlarca yıldır büyük bir ahlak tecrübesinden geçiyor. Neyin iyi/lik-kötü/lük, neyin güzel ahlak-çirkin ahlak olduğunu artık herkes biliyor. Herkes, herkesin kendi de dâhil olmak üzere güzel ahlak sahibi olmasının niyetini taşıyor. Siyasetten akademiye, esnaftan aileye, herkese, her zümreye iyi/güzel ahlak hâkim olsun istiyor.

Öğretmenler, vaizler, hocalar; iyi/güzel ahlak ve yüksek ahlak konusunda konuşmalar yapıyor, dualar ediyor. Peygamber ahlakına kavuşmak ya da o ahlakın en azından onda biri herkeste olsun dilekleri arşa çıkıyor. Hiç kimse bu konuşmalara, bu niyetlere itiraz etmiyor. İçten içe büyük bir âmin diyor. Ama mesele çözülmek yerine daha çok büyüyor.

Güzel ahlak yerine çirkin ahlak çoksa.. bu bir sorun. Mesele azalmayıp daha büyüyorsa.. bu da bir sorun. Öyleyse niyetler ve dualar doğru ise o zaman yapılan işlerde ve planlamalarda bir yanlışlık var demektir. Bu işin ta‘dîl-i erkân’ı tam değil demektir.

“Niyet ettim Allah rızası için öğle namazının farzını kılmaya” deseniz öğle namazının farzını kılmış olmuyorsunuz. Niyet tek başına asla yetmiyor. Tekbir getirmeniz, kıyamda durmanız, rükû ve secdeye varmanız ve beraberinde huşu içerisinde namazın diğer yapılacaklarını ve okunacaklarını tamamlamanız gerekiyor. Yani ta‘dîl-i erkân gerekiyor.

“Niyet ettim Allah rızası için öğle namazının farzını cemaatle kılmaya, uydum imama” deseniz öğle namazının farzını cemaatle kılmış da olmuyorsunuz. Size; uyacağınız imam, beraberinde aynı yer/zamanda kıbleye döneceğiniz cemaat lazım. Bu niyetinizde kıbleye dönmemiş ve ayrı yer/zamanda olan kişilerle cemaat olamazsınız. Niyet, yürek ve bedenler imam önderliğinde aynı yer/zamanda ve kıblede bir olmalıdır. Yani ta‘dîl-i erkân lazımdır.

Bireysel olarak namazı çözdünüz. Toplumsal/cemaatsel olarak da namazı çözdünüz. E bunun bir de devletsel/iradesel namaz kısmı var. O da Cuma namazı. Cuma namazı kılmanın hem bireysel hem toplumsal hem de devleti ilgilendiren tarafları var.

Cuma namazı kılmak için cemaat, cami ve ayrıca beş vakit okunan ezan şartı var. Ayrıca ya devletin başının ya da atadığı kişinin imamlığı şartı var. Bunlar yoksa Cuma namazını nasıl kılacaksınız?

Bu cihetten yüksek ahlak konusunda birey, toplum ve devlet beraberce işin içinde olmazsa o ülke her hâlükârda paramparça olabilir. Çünkü kötü/çirkin ahlaklılar, elma kurdu gibidir. Süper güç de olsanız, parada veya teknolojide en yüksek ülke de olsanız iyi/güzel ahlaklı toplumunuz yoksa insanınızı, devletinizi, ülkenizi içten içe kemirip yok edecektir.

Devlet ve toplumun yasa/kuralları, iyi/güzel olana yönlendirmiyorsa kötü/çirkin olana ceza vermiyorsa zaten orada yüksek ahlak beklenemez. Çünkü bireyin aynası toplumsa toplumun da aynası devlettir. Birey ve toplum nasılsa devlette aynıyla bunlar gibi olur. Birey ve toplum, ahlaken iyi/güzelse devlet de ahlaken iyi/güzel olur ya da tam tersi kötü/çirkin olur.

İyi/güzel ahlakta ülke topyekûn birlik içerisinde olmayacaksa güzel ahlak için planlı, programlı bir araya gelmiş ta‘dîl-i erkân üzere bir vücut gibi olmayacaksa o ülke pekâlâ paramparça olacaktır. Birlik dediğimiz şey, yüksek ahlaklı toplum dediğimiz şey, ideal ülke dediğimiz şey bir insan vücudu gibidir. Her organ ama istisnasız her organ sıhhatli ve iyi/güzel ahlaklı olmak ve ta‘dîl-i erkân üzere beraber çalışmak zorundadır.

Organlardan bir tanesi bile olmazsa, çalışmazsa yaşam durur, vücut ölür. Tıpkı kalbin durmasıyla tüm vücudun ölmesi gibi, tıpkı karaciğerin çalışmamasıyla tüm vücudun ölmesi gibi. İsterse vücudun diğer organları mükemmel çalışıyor olsun.