Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
04 Kasım 2020

Namazım Pırlanta Kapısı

Bu yazı, sevgili torunum Elif Ahsen’e ithaf olunur…

İlkokula giden Elifçiğim, tatlı bir şekilde yanıma gelip:

“Dedeciğim; yeni yazı olarak, Sübhaneke ve Bismillah’ı yazarmısın?” Dedi. Bende:

“Seve seve kızım, senin için inşallah böyle bir yazı yazacağım” dedim.

Elif Ahsenciğimin istemiş olduğu yazı hakkında düşünürken bu başlık aklıma geldi. Gerçektende Sübhaneke ve Bismillah namazın pırlanta kapısıdır...

Şeytan bütün desiseleriyle kıldırmamaya çalıştığı namazın ancak böyle bir pırlanta kapısı olmalıydı. Her hareketi varlık âleminin temsili olan ve Tahiyyâtla hayali bir miraç yaşatan namaz böyle bir elmas ve pırlantadan kapı isterdi. Nefse en ağır ve zül gelen ama insanın başını meleklerin kanadına değdiren kulluğun en nizami ve asker hali olan namazın bu muhteşem ikili ile başlaması, bu ikili hakkında derin bir düşünce gerektiriyor…

Sübhaneke’yi okurken; ancak eksik sıfatlardan pak ve uzak olacak birisine ibadet edileceğini, kusurlardan münezzeh olmasından dolayı daima övülmesi gerektiğini, adının müberek olduğunu, varlığı her şeyden üstün olduğunu ve O’ndan başka ilah olmadığını dil ve kalple tasdik ederek, ilan edip, Bismillâhirrahmânirrahîm (Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla) diyip, o kutsi kapıdan içeri giriyoruz... Evet, Namaz kutsi ve muhteşem bir âlemdir ve onun kapısı Sübhaneke ve Bismillahtır. Biz, büyük ve muhteşem âlem olan namaz içerisinde o muhteşem âlemi tabaka tabaka tay edip, Tahiyyâtla bütün kâinatın ve mahlûkatının fıtri en doğal manevi hediyelerini Allah’a takdim ederek, miracımızı gerçekleştirmiş oluyoruz... Böyle bir ibadetin başlangıcı elbette Süphaneke ve anahtarı Besmele olmalıydı. Melâike envâı ve ruhaniyat ecnâsının ayrıca masnuât âleminin hayat hediyelerinin sunulduğu ma'bud-u zişan; Kendisine ibadet edilen şanı yüce Allah, elbette her türlü eksiklik ve çirkinlikten yüce olduğu namazın başlangıcında ilan edilmeliydi.

Elif Ahsen’in istediği bu yazıdan Allah şahittir ki ben daha çok ders aldım; düşünmeme ve bu şekilde anlamama vesile oldu. İşte bunun için; şanı yüze Rab’imiz bize gönderdiği kitabında “Düşünmez misiniz? Akıl etmez misiniz?” diye buyurup, tefekküre sevk ediyor. Bizde ancak tefekkür ile var olan bu hakikatlerden haberdar oluyoruz...

Yenileyecek olursak: İbadet ancak varlığı her şeyden üstün ve Kendisinden başka İlah olmayana, övülmeye layık ve noksan sıfatları bulunmayan Allah’a yapılır. Böyle bir namaza, kat kat ve muazzam küçük bir kâinat olan âlemimize muhteşem bir ilanla başlanır. Süphaneke Duası, bu küçük varlığımıza – kâinatımıza, her zerre ve duygumuza büyük bir ilan oluyor ve elmas anahtarı ise Besmeledir… İşte bu iki büyük hakikatle bizimde Miraç’ımız başlamış oluyor…

Allah cümlemize bu hakikatleri unutmadan namaz kılmayı nasip etsin. Tahiyyâtta, Hz. Peygamberimizle yüce Mevla’mız arasındaki sohbeti ve Efendimizin fıtri hediyelerini takdim etmesini akıldan çıkarmamayı nasip etsin. Kâinatın heyecan duyduğu o büyük sohbete galeyana gelerek: “Eşhedü enla ilahe illallah ve eşhedü enne muhammeden abduhu ve resuluhu” diyen Hz. Cebrâil'in (as) şehâdetini cümlemize nasip etsin.

Elif Ahsen; Allah seni ve tüm masum çocukları muhafaza etsin, anne ve babalarınıza ve de vatanlarınıza hayırlı evlatlar olarak uzun ömürlerde yaşatsın... İnşallah çocuklarımız yeme ve içmekten muaf olmadıkları gibi Yüce Allah ve Sevgili Peygamberimizi de düşünmekten muaf olmaz ve bu biricik hakikatleri düşünerek büyürler… O masumlar, bu hakikatlerin heyecanı ile büyüdükçe; bu vatan maddi ve manevi ilerleyecektir… Çocuklarımız olan; Elifleri, Yavuzları, Hamzaları, Alileri sağlam temeller ve iman üzere büyüttüğümüz vakit, asıl o zaman onları sevmiş olacağız... Çocuğunu seven, onu cehennem için değil; cennet için büyütür!