Bu vatanı sevin artık
Yaşanan krizleri ve nedenlerini iyi tahlil edemezsek, içinde yaşadığımız çağı bütün boyutlarıyla kavrayamazsak, sorunları ve çözüm yollarını tarafsız ve objektif insanlardan dinlemezsek hakikati de asla idrak edemeyiz. İslam Dünyası olmuş fitne ve kan deryası. Emperyalistler, yüzyıl önceki kaseti başa sarmaya ve parantezi yeniden açmaya çalışıyorlar. Sözde dost ve müttefik dediğimiz ülkeler tarafından coğrafyamıza yüzyıllar sürecek fitne tohumları ekiliyor. Bazen rakibimiz müttefikimiz, bazen de müttefikimiz rakibimiz oluveriyor. Tarihin yeniden yazıldığı ve yeniden yapıldığı çok zorlu ve yıkıcı bir süreçten geçiyoruz. Ancak şu husus asla unutulmamalı ki bütün büyük sancılar ve sıkıntılar, büyük doğumlara gebedir. Başkan Erdoğan’la birlikte yüz yıl sonra ayağa kalkmaya, zincirleri kırmaya, vesayetleri yıkmaya çalışan, müthiş bir değişim ve gelişim içinde olan ülkemiz uluslararası bir kuşatma ve saldırı altında.
BEDAVA SİLAH VERİYORLAR
Kimileri “Erdoğan’ı yıkacağız, devireceğiz”
diyor. Kimileri “Terör devleti Türkiye” diyor. Kimileri “Erdoğan
istifa” diyor. Hiç benzemezler, altı türlüler de onlarla birleşip
Erdoğan’ın şahsında Türkiye’ye diz çöktürmek ve onun iradesini kırmak
istiyorlar. Kirli sermaye, kirli medya ve kirli siyasetle ele ele vermişler.
Yeminli Erdoğan düşmanlığı ve muhalifliği üzerinden adeta “varsın ülke
yansın, bölünürse bölünsün, işgal edilirse de edilsin, yeter ki Erdoğan gitsin”
gafletine düşmüşler. Ortadoğu, Dünya’nın en zor ve kaotik coğrafyasına evrildi.
Sözde demokrasi getirecektiler, milyonlarca Müslüman’ın kanını döktüler ve
dökmeye de devam ediyorlar. Ortadoğu’da barış içinde yaşatmıyorlar, gerekirse
bedava silah veriyorlar. Taşeron örgütleri başımıza bela ediyorlar. Devletler
savaşı, vekâlet savaşına evrildi. Yeni haritaları, küçük küçük seyyar
devletçikleri coğrafyamıza dayatıyorlar. Burada oyun kurmak, oyuz bozmak,
şehit vermeden huzur ve barış içinde yaşamak gerçekten çok zor. “Bağırma, çağırma, hamaset, diplomasi” tek
başına kesinlikle para etmiyor. Sahada mutlaka güçlü bir şekilde olmak lazım.
Sahada olmayanın masada da yeri olmuyor.
DEVLETE VE MİLLETE SADAKAT GEREKİR
Daha düne kadar “Suriyeliler ülkelerine defolsun,
Suriyelileri istemiyoruz” diye yırtınan, adeta ruh hastalığına kapılan azgın bir güruh,
sınırlar açılınca, Suriyeliler Avrupa’nın kapısını zorlayınca “nereye
gidiyorlar, izin vermeyin gitmesinler” diye bu defa tantana yaptılar. “İdlib’de ne işimiz var, orası başka
ülkenin toprağı “ diyenler şimdi “ardından yok niye ateşkes oldu,
yok niye ayaklarına gidildi, yok niye ayakta duruldu?” diye saçmalıyorlar. Bu
topraklar şehit kanıyla vatan kılındı. Bu vatanın ilelebet ayakta kalmasının da
mutlaka bir bedeli olacaktır. Bu bedeli ödemeye yaşmayanlar, ödeyenlere de
itiraz edenler neye, kime hizmet eder, kimin adına konuşur anlamak mümkün
değil. Ülkemiz zorluk derecesi çok yüksek bir coğrafyada bulunuyor. Vatanın
ve milletin varlığına ve bağımsızlığına tesir edecek, daimi sonuçları olacak
riskli günlerden geçiyoruz. Böyle zamanlarda en çok ülke içinde terörize
edilemeyecek bir huzur, birlik, beraberlik ve ittifak gerekir. Devlete ve
millete bağlılık ve sadakat gerekir. Ancak tarihimiz ve günümüzün hain kadrosu,
düşman ağzıyla konuşan ve düşman azığıyla karnını doyuran ajan kontenjanı hep
bol olmuştur.
BU VATANI SEVİN ARTIK!
Türkiye’de kesinlikle bir iktidar sorunundan ziyade
milli bir muhalefet olmaması sorunu var. Erdoğan düşmanlığı üzerinden
iktidardan ziyade adeta vatana, milletin değerlerine, ülkenin kalkınmasına ve
gelişimine itiraz ediyorlar. Gün geçmiyor ki muhalefet cephesinden yıkıcı ve
tefrikaya düşürücü bir çıkış, bir tezgâh gelmesin. Başkan Erdoğan liderliğinde bu aziz millet ve
bu büyük devlet, tüm ihanet ve fitneye rağmen renk, dil, din, ırk ayrımı
yapmadan bütün mazlum ve mağdurların yardımına yetişiyor. Kim gelirse gelsin imkânları
sonuna kadar zorlayarak daima kapısını ve sofrasını mazlum ve mağdurlara açıyor.
Gelemeyenlere de dahi bizzat gidip, yardım ediyor. Bu vatan, bu aziz millet
bu değerlerle ve bu dualarla ayaktadır. Başkan Erdoğan’a düşman olabilirsiniz,
muhalif durabilirsiniz. Ama Erdoğan’a düşmanlığınız bu vatana, bu ülkeye
düşmanlığa dönüşmesin. Bu vatanı sevin artık!