Bu vatan bizim
Büyük bir felaket ile karşı karşıyayız. Uluslararası otoritelerin dahi, YERYÜZÜNÜN SAYILI DEPREMLERİ ARASINDA gösterdiği, devasa bir yıkım yaşadık maalesef. Dile kolay! 10 ilimiz neredeyse, yerle bir olmuş durumda. Ve yitirdiğimiz, on binlerce can… Hala enkazdan çıkarılan insanlar ise tek tesellimiz konumunda. Zira 7,8 ile 7,6’lık iki sarsıntının PEŞ PEŞE GELMESİ ve depremin belirgin bir SIĞLIKTA oluşu, öyle basit bir olayı yaşamadığımızı gözler önüne seriyor. Sonuçta 103 bin kilometre kareyi yıkıma uğratan (İNGİLTERE KADAR) ve kara parçasını, “üç metre” ittiği söylenen bir afet söz konusu. O yüzden depremin şiddetiyle yarılan yollar ve ulaşımı zorlaştıran enkazlar, çalışmalarda bazı aksamalara neden oldu ne yazık ki. Sosyal medyadan yapılan ASILSIZ İHBARLAR da buna eklenince, biraz ZAMAN KABINA vesile oldu malumunuz üzere. ANCAK KISA SÜREDE BU SIKINTILARI AŞAN DEVLETİMİZİN İLK ANDAN İTİBAREN ORGANİZE OLARAK (AFAT, UMKE, KIZILAY, ASKER, POLİS…), SAHADA KENDİNİ GÖSTERDİĞİNİ KESİNLİKLE İNKÂR EDEMEYİZ. Tabi ki ülkemizin farklı yerlerinden gelen Belediyeler, STK’lar ve gönüllü insanlarımız da, burada can siperane bir DAYANIŞMA ÖRNEĞİ sergilediler. Tüm Türkiye’nin elinin taşın altına sokarak, sayısı on binlere varan YARDIM TIRLARINI bölgeye sevk etmesi ise gözlerimizi yaşarttı.
Evet, DEVLET/MİLLET OMUZ OMUZA, tam bir seferberlik haline
şahitlik ettik/ediyoruz hepimiz. Keza sıcacık evimizde kaşıkladığımız çorbanın,
boğazımızda düğümlenmesi bunun bir eseri değil miydi zaten. Molozların
arasından çıkartılan her canda, gözlerimizin buğulanması da bunu ispatlıyordu
açıkça. Hele bir depremzedenin, uzatılan yardım kolisini “BENİM VAR OLMAYANLARA
VERİN” cümleleri var ki, fazla söze hacet bırakmadığı ortada. Fakat gelin görün
ki böylesine bir atmosferi soluyorken MİLLETÇE, bir takım kendini bilmez
yaratıkların peyda olduğunu da yakından takip ettik bu süreçte. Öyle ki dışarıdan
bakınca adam sandıklarımızın, DÜŞEN MASKELERİN altından beliren iğrenç
yüzlerine, bir kes daha tanıklık ettiğimiz aşikâr. Elbette bunların başını, YAĞMACILARIN
çektiğini söyleniliriz ilk etapta. Ama deprem bölgesinde milletin acısını paylaşmak
yerine, manipütatif söylemlerle SHOW DERDİNE düşenleri de görmezden gelemeyiz. Sosyal
medya üzerinden fitne kusanlar ise cabası. Tabi birde SİYASİ İKBAL uğruna, açık
arayanlar yok mu? İsrail ve Yunanistan bile yardıma koşarken, bunlara EN İYİ
CEVABI SİZLERİN VERECEĞİNE inancım tam.
Hülasa yaraları sarma vakti artık. Bu acıdan Devletimizin TÜM
OLANAKLARINI SEFERBER EDEREK, sağladığı sayısız imkânlar çok değerli muhakkak. SN.
CUMHURBAŞKANIMIZIN BİR SENE İÇERİSİNDE, on ilin tamamında vadettiği KALICI
KONUTLAR için, kolları sıvaması da takdire şayan. Anlayacağınız hiç bir mağdur
ve mazlumun, sahipsiz bırakılmayacağı net… Geriye ise yardımlarla katkıda
bulunmak, Devletimize güvenmek, fitnecilere fırsat vermemek ve ibret almak
kalıyor bizlere. Böylece bu sıkıntıyı da BİRLİK ve BERABERLİK içerisinde, İNŞALLAH
atlatmak işten bile olmayacaktır. O sebeple arkasında iş makinası çalışırken, “iş
makinası yok” şeklinde video çekenleri; “baraj patladı” provokasyonu ile
çalışmaları aksatıp, sonrada masumca duyar kasanları; “falanca partilileri
çıkarıyorlar, diğerlerini enkazda bırakıyor” diyerek, siyaset devşirenleri ve
“Devlet yok” demediği için, depremzedeyi darp edenleri, kafanıza takıp yeise
kapılmayın sakın! Çünkü ENKAZ ALTINDA KALAN/KALACAK olan, kelimenin tam
anlamıyla BU ZİHNİYETİN TA KENDİSİDİR şüphesiz. Kaos çıkarmak için, fırsat
kollayan terör örgütleri ve onların tasmalı hainleriyse avuçlarını
yalayacaktır. Kaldı ki bizler güçlü, mayası sağlam ve feraset sahibi TÜRK
MİLLETİYİZ. Bastığın yerleri, "toprak" diyerek geçmeyen ve altındaki
binlerce kefensiz yatanı düşünenleriz. Şehit evlatları olduğumuzu, nasıl
unuturuz. Nasıl incitiriz atamızı… Ve kesinlikle vermeyiz, vermeyeceğiz dünyaları
alsak ta, BU CENNET VATANI…