Bu ülkede CHP…
Bu ülkede;
1938 Kırşehir depreminde yüzlerce vatandaş enkaz altından kurtarılmadığı için ölürken,
Bu ülkede;
1939’daki depremde Erzincan yerle bir olurken, binlerce vatandaşımız enkaz altında kurtarılmayı beklerken kurtarılmadıkları için hayatını kaybederken,
Bu ülkede;
1943 depreminde Gerede’de nüfusun 3/5’i kaldırıl(a)mayan depremin enkazları altında ölürken,
Bu ülkede;
1944’te Ladik-Samsun depreminde enkaz altından çıkaramadığı için binlerce insanını toprağa verirken,
Bu ülkede;
1949’da Karaburun-İzmir depremden dolayı virane olurken,
Bu ülkede;
1949’da yaşanan depremde Karlıova-Bingöl yerle yeksan olurken,
…
1983’te Erzurum ve Kars’ta binlerce insan göçük altında can verirken,
Bu ülkede;
1992 depreminde Erzincan, kurtaramadığı yüzlerce evladının göçük altındaki cansız bedenlerini çıkarırken,
Bu ülkede;
1999 Gölcük ve akabinde yaşanan Düzce depremlerini yazmaya takatim yok!
Bu ülkede bu depremler yüzbinleri geçen insanımızın hayatına mal olurken sadece ve yalnızca Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ya da devamı SHP-DSP iktidardaydı.
&
Bu ülkede;
İnsanlar giydiği kıyafetten dolayı idam edildi. O gün AK Parti iktidarı yoktu hatta CHP’den başka parti de yoktu, Cumhurbaşkanı da Recep Tayyip Erdoğan değildi.
Bu ülkede;
Atatürk’ün hastalığı şiddetinin zirvesindeyken ve Atatürk’ün ölümüne aylar kala bundan yararlanan İsmet İnönü’nün fitne ve dezenformasyonuyla binlerce Alevi uçaklardan atılan fare zehriyle mağaralarda katledildi ve o dönem AK Parti diye bir parti yoktu. Recep Tayyip Erdoğan henüz dünyaya gelmemişti.
Keza bu ülkede;
Bir başbakan ile 2 bakan nahak yere idam edildi ve o dönem ne AK Parti ne de uzaylılar iktidardaydı. Recep Tayyip Erdoğan ise 6 yaşındaydı.
Bu ülkede;
Gençleri silahlandırıp birbirine kırdıranlar, sonra aynı gençleri idam ettiler biliyor musunuz? O gün de AK Parti diye bir parti yoktu ve Recep Tayyip Erdoğan lise öğrencisi idi.
Bu ülkede;
1977-1980 arası 5 bin gencimiz öldürülürken de,
Yaşı tutmadığı için önce idam edilip sonra yaşı büyütülen gençlerimiz katledilirken yine AK Parti yoktu, Recep Tayyip Erdoğan dindar bir üniversite öğrencisiydi.
Bu ülkede 4 bin köy yakılırken,
On binlerce insan öldürülürken,
Gündüz ortası şehirlere giriş-çıkışlar PKK iznine tabiyken Türkiye siyasetinde AK Parti adında bir parti yoktu ve Recep Tayyip Erdoğan yeni yeni siyasete atılmıştı.
Bu ülkede bütün bunlar yaşanırken iktidarda CHP vardı. Cumhurbaşkanı, Başbakan ve başbakan yardımcıları İsmet İnönü idi, Bülent Ecevit idi, Erdal İnönü idi, Deniz Baykal idi, Murat Karayalçın idi…
Evet,
O dönemin bütün Cumhurbaşkanları da (Turgut Özal hariç) ya CHP’liydiler ya da CHP’nin oy vererek seçtiği isimlerdi.
Bu ülkede bütün bu felaketler yaşanınca CHP’li bir Cumhurbaşkanı,
CHP’li bir başbakan,
CHP’li bir bakan,
Bir milletvekili, bir CHP il başkanı çıkıp:
‘Aziz milletim!
Kurtarma çalışmalarında bizim kusurumuz oldu’ dedi mi?
Bırakın özür dilemeyi ya da helallik istemeyi;
Bir CHP seçmeni bile “Ya anayasada kâğıt üstünde de olsa vatandaş olduğumuz insanlar, pardon” dedi mi?
Hayır, çünkü tenezzül etmezler. Çünkü onların nezdinde bu millet özür dilenecek ya da helallik istenecek kadar değerli değildi.
İnsan bir kerecik olsun “pardon!” demez mi?
Demez. Kendi vatandaşını buna layık görmeyince demezler.
Helallik ya da özür dileme gereği duymayanlar işlerini bihakkın yaptıklarını düşündükleri için özürden imtina etmediler. Bunlar adeta “işimi de yapmam, karşımda özür dileyecek kadar değerli kimse de yok” diyorlardı. İşlerini hakkıyla yapsalardı helallik istemeseydiler gam yemezdim, ancak ne işlerini yaptılar ne de bu millete değer verdiler.
…
Ama;
Dünyanın en büyük, en ağır hem de mevsim olarak en çetin koşullarda yaşanan Maraş depreminden dolayı iktidarda olması hasebiyle hatasını, kusurunu eline alıp Adıyaman’ın acılı yüreklerine sunarak:
“Geciktik Adıyaman,
Size yetişmekte geç kaldık!
Hakkınızı helal edin” diyen Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’dır.
Adıyaman’a ulaşılamadık çünkü kar ve tipi bir taraftan yolları kapatmış, en kestirme ulaşım güzergâhının olduğu yolu açmak için yola çıkan iş makinaları da göçen yolun öbür tarafına gidememişti.
Adı üzerinde: Asrın Felâketi!
Dünyada hiçbir devlet böyle bir felaket karşısında duramazdı. Kayıplarımız tarife sığmaz, acımız büyükten de büyük.
Devletin Başı olması hasebiyle bu eksiği kabul eden Sayın Recep Tayyip Erdoğan helallik istedi diye Nişantaşı’nda, Bebek’te oturan 200 CIA solcusu ve yurtdışındaki kankaları CIA FETÖ’sü “helal etmiyoruz” diye gürültü çıkarıyor.
Adıyaman karar verecek, CIA bozuntuları değil.
Cumhurbaşkanı Sayın R. Tayyip Erdoğan bundan sonra konut yapımına hız versin ve yargının deprem çalışmalarını titizlikle takip etsin, Allah Kerim…