Bu toprakların çocukları…
Bu topraklar demişken kadife gülümüz Kudüs anımsansın
lütfen, çünkü Kudüs bu coğrafyanın tenidir. Kudüs topraklarımızın kanatlarıdır,
gayesi amentüsünde yazılı olan bir
hayalin çırpınışıdır Kudüs. Hani topraklar demişken teni Kudüs olan bu
coğrafyanın kalbi Mekke, ruhu Medine, aklı İstanbul olan yekvücudu kaleme
almanın ruhani tasviridir bu topraklar. Bu topraklar ki Selahaddin’i bir rüya,
Fatih’an olan bir serhadın sılası, özlemi, gurbeti, hasreti ve vuslatıdır bu
topraklar Abdülhamit’in mübarek cenginde…
Bu toprakların çocukları… Aklını, kalbini, ruhunu, şuurunu
ve düsturunu Hz. İbrahim’in içinde bulunduğu ateşi gagasındaki bir gıdım suyla
söndermeye giden karıncanın tasnifinden tarif alan bir menşeidir bu toprakların
çocuklarının vasfı. Bu toprakların çocukları sendelese de, sarsılsa da veyahut
yerlere düşse bile yeniden ruhani ve nurani bir ikilimin kalplerde dirilttiği
tarifsiz ve kusursuz bir azim ile ayağa kalkıp fetih ve fatih enerjisi ve
simetrisiyle azmeden, gayret eden ve sabredip tevekkül edendir çocuğu olduğumuz
coğrafyanın mayası…
Dirilişin çağrısında
‘Hayyalelfelah’ diye
kulaklarından kalplerine sura üflenircesine vazife bilincinde olanların namıdır
bu toprakların çocuklarının şânı. Bu toprakların çocukları, nâmı diğer
ebabildir ebabil, katiyyen ve harfiyyen ebabildir ebabil. Kâbe’nin muhafızlığı
nasıl Kâbe’nin Rabbı tarafından ebabillerle sağlandıysa, bu topraklar da bu
toprakların ebabilleri olan bu coğrafyanın muhafızı olan bu çocuklarla
sağlandığında ancak, bu toprakların çocukları ebabillik sıfatına mazhar
olacaktır…
Bu toprakların çocuklarının ta kalbinde, ta kalbinin tüm
dehlizlerinde umudun meşalesi yanmaktadır, tahayyülü aşk olan bu coğrafyanın
çocuklarının kalbi nurdan bir kaledir, bu kalade neşvünema bulacak aşkın inanç
yüklü müjdeleri, bu kalede nevzuhur olacak hayallerimizin hayatla vücut buluşu.
Bu topraklara, bu toprakların çocukları sahip çıkacak, ifadesi namus ve şeref
olan bu toprakların tenine ve teninin en derinine bu çocuklar sahip çıkacak. Bu
toprakların çocukları secdelerde inşa edecek kutsi gayelerini, gece gizli gizli
ettiği duaların inşasında emellerine kavuşabilecektir ancak bu çocuklar.
Kahramanı Musab’lar olan bu çocuklar ki hiçbir güç tarafından
durdurulamayacaktır ve katta durdurulamayacaktır, bu çocuklar ki bu topraklar
üzerinde Allah’ın bir muradı olduğuna iman etmişçesine davasına sımsıkı bir
gayretle nişanlanan çocuklar…
Bu çocuklar ki bu
topraklara muhafız olsun diye anneleri gece yarısı kendilerine hıçkıra hıçkıra
dua edilen o kutlu nesildir.Bu coğrafyanın çocukları burayı yeniden mamur
edecek, inşa edecek ve elbette ihya edecektirsadece aşk ile.Namus ve şeref
kelimelerinin tam karşılığı neyse, bu toprakların çocuklarının bu toprağa vefa
borcu işte tam da budur…
Bu toprakların çocukları Kudüs’ü Mardin’den, Konya’dan
İstanbul’dan, Buhara, Semerkant ve Gence’den, Bağdat, Halepçe, Şam ve Kum’dan,
Kahire, Sarayova ve Trablus’tan azade görmeyen bir bilincin gözüyle bu
toprakları vatan eyleyenlerdir. Vatanı Kur’an bilenler ve vatana kurban olmayı
vazife sayanlardır. Bu topraklar ve çocukları, niyetimizin merkezi,
aidiyetimizin ve mensubiyetimizin ilk hecesi ve tek cephesi. Tek silahı
‘‘İkra’’ emrinin önünde dikilmek ve gönüller fethetmektir kalubeladan ebede
değin… Güvenin bu toprakların çocuklarına güvenin… …
…