Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
20 Mart 2020

Bu süreçten en az hasarla çıkmalıyız

2018 yazında yaşadığımız kur şoku sonrasında neredeyse tüm ekonomik göstergelerimiz olumsuz yönde etkilenmişti. Alınan bir takım önlemler ve teşvikler sayesinde Türkiye ekonomisi 2019 Eylül ayından itibaren toparlanmaya başlamıştı. Faiz oranlarının düşmesi, enflasyonun tek haneye inmesi, döviz fiyatlarının yatay bir seyir izlemesi, konut piyasasının canlanması, büyüme oranının artması, sanayi üretiminin hızlanması, ekonomik güven endekslerinin artması vs bu toparlanmayı teyit ediyordu. Bu pozitif tablodaki tek olumsuz durum, iyiye giden bu göstergelerin henüz işsizlik rakamlarına yansımamış olmasıydı. Hemen değil ama önümüzdeki dönemde istihdamda bir artış bekleniyordu. Ancak hiç kimsenin öngöremediği bir felaket tüm dünyayı etkisi altına aldı. Çin'in Wuhan kentinde ortaya çıkan ve 2-3 ay gibi kısa bir süre içinde tüm dünyaya yayılan yeni tip coronavirüs (Covid-19) salgını nedeniyle 8 bin 279 kişi hayatını kaybetti, görülen vaka sayısı da 208 bini geçti. Virüsün yayılma hızı yavaşlamış olsa da bu sayılar daha da artacak. Bizim ülkemizde ise vaka sayısı 191’e yükseldi ve 2 vatandaşımız ne yazık ki vefat etti. Virüsün ülkemize nispeten geç sirayet etmesi ama aynı zamanda tedbirlerin erken alınması sayesinde sonuçların korkutucu boyutta olmayacağını temenni ediyoruz.

İnsanlar başta hijyen olmak üzere büyük ölçüde kurallara uyuyorlar. Böyle süreçlerde bilinçli olmak çok önemli. Aynı şekilde çoğu insan sosyal hayatını kısıtladı ve çok gerekmedikçe evden dışarı çıkmıyor. Bir şekilde bu salgını yeneceğiz. Önce sağlıklı olmamız gerekiyor. Ancak bu değişen hayat düzeni nedeniyle ekonomik aktiviteler neredeyse durdu. Maalesef pek çok ekonomik veri bozulacak.

Önce dolar kuru artmaya başladı. FED’in faiz indiriminden sonra doların düşmesini bekleyenler oldu. Ancak yaşadığımız sadece ekonomik bir kriz değil. Böyle küresel çapta bir salgında insanlar ellerinde nakit tutmak ister. Ve bu varlığın dünyanın her yerinde geçerli yani "konvertible" olması gerekir. Bu nedenle dolar şu an dünyadaki tüm para birimleri karşısında değer kazanıyor. Dolayısıyla bizim para birimimiz de değer kaybetti. Salgınla ilgili ilk vaka 2019 Aralık ayında görülmüştü. Türk lirası Aralık ayının son haftasını 5,97 ile kapatmıştı. Şu an (perşembe sabahı) dolar 6,53’ü geçti, bu artış yaklaşık yüzde 9 oranına denk geliyor. Böylelikle dolar son 18 ayın en yüksek seviyesini görmüş oldu.

Önceden dolar kurunu dizginlemek için faiz oranı yükseltilmişti. Ancak şu an tüm dünyada faiz oranları neredeyse sıfıra çekiliyor. Bizim Merkez Bankamız da aynı şekilde faiz indirimine gitti. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK), bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını (politika faizi) 100 baz puan düşürerek yüzde 10,75'ten yüzde 9,75'e indirdi.

Faizin tek haneye düşmesi ülkemiz için önemli. Çünkü bu salgın yüzünden tüketim dramatik bir şekilde düşecek, bu nedenle tüketimi artıracak her adım ekonomiye olumlu yönde yansıyacaktır.