Bu Seçimde esas mesele, milli mesele!
Kadim okuyucularımız her seçimden birkaç gün önce Kastamonu’ya gidip hemşehrilerimizle sohbetlere giriştiğimizi bilir.
Bizim Kastamonu çok renkli bir şehirdir.
İnsanı canlı, heyecanlıdır.
Siyasi tercihleri de oldukça “farklı”dır.
“Bizim” Kastamonu’da “büyük partiler” her vakit iddialıdır.
Belediye başkanlıklarının, milletvekilliklerinin dağılımına
baktığınızda bu durumu görürsünüz.
Kastamonu, Milli Görüş partilerine de zaman zaman epeyce destek
vermiştir.
Şehrin özelliklerinden biri de, insanının sürekli hareket
halinde olmasıdır.
Hemen herkesin bir ayağı başta İstanbul olmak üzere, büyük
şehirlerdedir.
Kastamonulular, başka yerlerde ikâmet etseler de, illerinden
asla kopmazlar, sürekli olarak şehirlerine gidip gelirler.
Çok gezen mi, çok okuyan mı?
Kastamonu bir vakitler “evliyalar, âlimler diyarı”ydı.
Nice büyük müderrisleri vardı.
Şehir Merkezi’ni ve ilçeleri gezerken, maneviyatın güzel
kokusunu alırsınız.
Geçmiş ile bugün arasına sıkışmış yerlerde olduğunuzu
hissedersiniz.
Şehrin manevi ağırlığını ortadan kaldırmayı hedefleyenlerin
projeleri, “ilmi” bakımdan
ağırlığını epeyce azalttıysa da, tarihten gelen “irfan” arka plânını her an
hissedersiniz.
Kastamonulu, çok okumadan “ârif” olmuş gibidir.
Bunda, çok gezmesinin, farklı kültürlerle temas etmesinin de
etkisi vardır mutlaka.
*
Bugünlerde ne yazsak, ne desek vatandaştan “Seçime gel, seçime!” tepkisini
alıyoruz.
Şunun şurasında birkaç gün kaldı, “hayati” önemdeki
seçimlerden birini daha göreceğiz Allah nasip ederse.
Bir de ikinci tur muhabbeti var, hayırlısı.
Kastamonu’da ve aslında Kastamonu’yla “aynı iklimde” yaşayan
Karabük’te epeyce sohbetten geçtik.
Öncelikle şunu ifade edelim ki, hem iktidar hem de
muhalefetin milletvekili aday listeleri memnuniyet vermemiş vatandaşa.
Bugüne kadar gelmiş geçmiş Kastamonu, Karabük
milletvekilleri arasında öyle büyük
izler bırakmış olanların sayısı kaçtır, bilmiyorum.
Kastamonu’da ve Karabük’te yaşayanlara sordum, onlar da pek
bilmiyor!..
Özellikle Kastamonu’nun o muazzam tarihi, kültürel
birikimine, muhteşem tabii güzelliklerine, çok avantajlı coğrafi konumuna
rağmen, “gelişmekte olan” illerimiz
arasında yer almasının önde gelen sebeplerinden biri de, siyasetçilerinin pek
de aktif olmamasıdır herhalde.
Şimdiki aday listelerinden bahseden Kastamonulular, bu
bakımdan çok da büyük beklenti içinde değiller.
Oylarını, adayları değil de partileri göz önünde
bulundurarak vereceklerini söyleyenleri gördüm hep.
*
Buralardaki çok farklı partilere mensup vatandaşlarla
sohbetlerimizde, “Kandil meselesi ve Kandil desteği” başlıkları açıldığında büyük hassasiyet gösterildiğini gördük.
Başta hayat pahalılığı olmak üzere, çeşitli konulardaki
tepkilerini dile getirenlere“Peki ya Kandil-PKK
meselesi" diye sorduğunuzda, hassasiyet hemen ortaya çıkıyor.
Bunların adlarının bile anılmasından rahatsızlık duyanları
görüyoruz her yerde.
Bir de,
“ABD’lilerin,
İngilizlerin, Almanların seçimlere müdahale girişimlerine” büyük tepki var.
Çanakkale’de, Kurtuluş Savaşı’nda evlâtlarını şehit veren bu
insanlar, “işgal güçleri”nin her
türlü girişiminden rahatsızlık duyuyorlar!
“İşgal güçleri”nin
kimlere, niçin destek verdiklerini de sorguluyor…
Onlardan gelecek desteğe bel bağlayanlara tepki
gösteriyorlar!
*
Yani…
Kırmızı çizgiler meselesi:
-Terör varsa özgürlük yok.
-Terör varsa seçim güvenliği yok.
-Terör varsa can güvenliği yok!..
Bir de…
İşgal güçlerine bel bağlayanlara güven yok!
*
Bu bir seçim tahmini yazısı değildir, bugünlerde bunu yapmak
da “seçim yasakları”ndan dolayı mümkün değil zaten.
Sadece vatandaşın hassasiyetine vurgu yapalım da…
İsteyen üstüne alsın!..
Efendim; oy tercihlerinde en etkili faktörler, “milli meseleler” olacak gibi görünüyor.
İsteyen “A, bu bizim
için çok iyi bir şey” desin,
İsteyen de “Bak işte
bu kötü!”
*
Bu seçimde esas mesele “Milli
Mesele” olacak.
İsteyen hoşlanır, isteyen hoşlanmaz!