Bu Sebepten Günde 40 Defa…!
Cahil, zalim, unutkan, dünya hayatını seven, nankör, aceleci ve “nefsine kolayca yenik düşen” bir varlık olarak yaratılan insanoğlu, gözleriyle görmediği şeylere kolayca inanası gelmez… Bu sebepten dolayı gayba dair bilgilere iman etmekte zorlanır.
Mesela, mezarlıkta gördüğü kemik
yığınlarına tekrardan et giydirilip yeniden yaratılacağına inanmaz:
“İnsan,
kendisini bir damla sudan yarattığımızı görmez mi ki, hemen apaçık bir hasım
kesilir. Yaratılışını unutarak bize misal getirir ve "Çürümüş kemikleri
kim diriltecekmiş?" der.[1]
Gayba dair bilgilerden mahşer günü hesapların
görülmesi, terazinin kurulması ve zerre kadar zulmün yapılmayacağından da
bahsedilir:
“Kimlerin tartısı ağır gelirse, işte onlar, kurtuluşa
erenlerin ta kendileridir.”[2]
“Kimlerin de
tartıları hafif gelirse, işte onlar, kendilerini ziyana sokanlardır. Cehennemde
ebediyen
Kalacaklardır.”[3]
“O gün, amellerin tartılacağı bir gerçektir. Sevap
tartıları ağır gelenler, kurtuluşa erenler işte onlardır.”[4]
“Kıyamet günü onların dilleri, elleri ve ayakları
yaptıklarına şahitlik edecektir.”[5]
“O gün, biz onların ağızlarını mühürleriz de bize elleri konuşur. Ayakları
da ne yaptıklarına şahitlik eder.”[6]
Ama ahiret inancı zayıf olan bir insan bu sahnelerin
gerçekleşme durumunu çok sonraları olacağı için fazla düşünmek istemez. Ya da
kendi amellerinden emindir. Yarın terazinin arkasında kendilerinin olacağını ve
kendi amellerine kendilerinin puan vereceğini zannederler. Bu sebepten rahattırlar.
Bu bir bakıma şu anlama gelir;
“Kendi mahşerini kendin oluştur, kendi terazini kendin
kur ve puanlamayı sen yap!”
Allah’u Teala bu zannın batıl olduğunu günde kırk defa
okuduğumuz Fatiha suresinde bizlere bildiriyor;
“Maliki yevmiddin!” /
din gününün sahibi…
Yani, mahşer gününün sahibi…
Yani, terazinin sahibi…
Yani, teraziye konulan amellerin puanlamasında ortağı
olmayan…
Yani, dilediği niyeti beğenip dilediği niyeti
beğenmeyecek olan…
Yani, dilediği ameli kabul edip dilediği ameli kabul
etmeyecek olan…
Yani, tövbelerin kabul ya da reddinde ortak edinmeyen…
Yan, yapılandan sorguya çeken ama yaptıklarından
sorgulanmayan…
***
İşte böyle bir günün sahibi…
Vallahi insan düşündükçe korkmaya başlıyor…
Ya amellerimizi kabul etmese!
Ya niyetlerimizi beğenmeyip tövbelerimizi samimi
bulmasa!