Bu operasyon karşısında hükümet ne yapmalı?
Türkiye'nin kendine biçilen yarı çevre ülke elbisesini reddedip yeniden cihan devleti mefkuresine sarılması milyonların beklediği bir gelişme idi. “Dünya beşten büyüktür” diyerek müesses nizama başkaldıran Asrın Devrimcisi Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliği etrafında yeni bir dünya kuruluyor. Cihan devleti Türkiye'nin inşa edilmeye başlamasına dayanamayan harici ve dahili bedhahlar işbirliği yaptılar ve ülkemize büyük bir ekonomik operasyon çekiyorlar. Son bir kaç aydır yaşadığımız, son günlerde derinleşerek şahitlik ettiğimiz süreç kesinlikle tümden bir ekonomik kriz değildir... Sosyal medyadan köpürtülen kriz, cihan devleti adayı Türkiye'yi çökertme ve müstemleke yapma operasyonudur.
****
Fetöcü hesaplar başta olmak üzere bilumum terör örgütleri bu süreçte “ümmetin umudu Türkiye'yi nasıl olur da dize getiririz” düşüncesindeler. Bakıyorsunuz “dolar 25”, “ülke batıyor”, “hükümet istifa” diye hastaglar açılıyor. Ve altına binlerce yorum. Ekonomik dalgalanmayı köpürten hesapları incelediğimizde bu sonuç net bir şekilde karşımıza çıkıyor. Afrika liderlerinin ülkemizde ağırlanmasını bile alaycı bir dille dillerine dolayanların tıyneti misafirlerimizi aşağılamalarından bile anlaşılmaktadır. Türkiye'nin Arap, Afrika ve Türk dünyası ile yakınlaşması alay edilecek değil alkışlanacak, cihan devleti olma yolunda önemli kilometre taşlarıdır. Kalbi ümmet için atmayanlar, hamuru İslam mayasıyla yoğrulmamış olanların, haçlı ağzıyla konuşup, haçlı ağzıyla midelerini dolduranların bunu anlaması mümkün değil. Onlar marinada bir akşam yapacakları balık rakı masasına tüm Afrika'yı, Asya'yı, Türkiye'yi feda edebilirler. Buraya kadar yazdıklarım aslında cihan devleti ülküsünü paylaşanların ortak düşünceleri.
****
Şimdi evimiz göz göre göre yakılıyor. Peki, bu kadar iç destekli dış operasyon karşısında hükümetimiz ne yapmalı? Düşmanlara bekledikleri silahlarla cevap verme yanlışından vazgeçmek gerekiyor. Tiktok'tan etkilenen 10 yaşında bir çocuğun bile harçlığını dolara çevirme arzusu taşımaya başladığı bugünlerde dolar satarak, faiz arttırarak herhangi bir iyileşme olmaz. Dolarizasyon, dolar seviciliğinin arttığı bir dönemde kendi haline bırakılırsa doların 100 TL'ye kadar gidebileceği bir hiperenflasyon dönemi yaşayabiliriz. Acilen sosyal medyadan yapılan bu ekonomik çökertme operasyonun püskürtülebilmesi için hainlerin nüvelendiği sosyal medya sadece 10 gün için erişime kapatılsın. Ekonomi hızlı bir şekilde soğuyacaktır. Panik havasının yayıldığı ortam bilumum sosyal medyadır. Sosyal medyada doğrular belini doğrultana kadar, yalanlar dağları aşıyor. Sosyal medyanın dezenformasyonu ile mücadele etme çalışmalarının başarısız kaldığı görünen bir gerçek. Hemen sosyal medya kısıtlamasının ardından döviz alım satımları ihracat ve ithalat yapan firmalar dışında bir süre kontrollü hale getirilsin. Ekonomimizin en kırılgan noktası ithal enerjidir. Enerjiyi dolar harici kendi paramızla almayı başarırsak dolar kıtlığı değil bolluğu yaşarız. Arap dünyası, Türk dünyası ve Rusya en önemli enerji girdi tedarikçilerimizdir. Bu zor dönemde dolarla değil milli parayla enerji-mal değiş tokuşu için girişimlerde bulunalım. Azerbaycan, Türkmenistan, Katar, Libya, Kazakistan, Rusya gibi ülkelerle enerji anlaşmalarının milli paralarla yapılacağını devlet başkanları birlikte açıklasınlar. Amerika'nın ve yerli işbirlikçilerinin oyunu nasıl ellerinde kalıyor bakalım.
****
Sosyal Medya Dezenformasyonuna dayalı kriz köpürtme operasyonu soğutulmadığı sürece Merkez Bankası'nın yapacağı döviz satışı, faiz kararlarının hiç bir etkisi olmayacaktır. Önce panik havası, dolarizasyon aşkı soğutulsun. Halkımız itidalli olsun ve devletine güvensin. Bu yangın sönecektir. Şişirilen bu kriz, artan fahiş fiyatlar kesinlikle salt ülkenin içinde olduğu ekonomik sorunlarla, makro reel ekonomik göstergelerimizle açıklanamaz. İki ayda ne oldu da kur bu kadar yükseldi? Ekonomimiz iflas mı etti? Ülke mi battı? Bir gecede 21 bankanın içi mi boşaltıldı? Gecelik faizler bir gecede yüzde 7500’lere mi geldi? Deprem veya sel baskını oldu da üretim ve istihdam kolumuz tamamen çöktü mü? Ne oldu birden bire? İhracatımız, büyümemiz artıyor. Tarlalarımız ekili, ahırlarda meralarda hayvanlarımız var, fabrikalarımız çalışıyor. Yaşadığımız bu abartılı ve köpürtülmüş ekonomik kriz görüntüsü bir laboratuarda üretilmiştir. Eskiden kahvehanelerde yapılan provokasyonlar artık dijitalleşmiştir. Provokasyonlar artık sosyal medyada kurgulanıp uygulanıyor. Sosyal medya terörüne Erişim bir süre durdurulsun, dijital provokasyonlara pabuç bırakmayalım. Biz Bize Yeteriz…