Bu milletin bileği bükülemez...
Değerli okurlarım, hafta başında, ülkemiz iki büyük depremle sarsıldı. 7'nin üzerindeki iki depremin merkezi Kahramanmaraş olmasına rağmen, depremler on ilde ağır yıkımlara yol açtı.
Aslına bakarsanız, bunu on ilde ayrı ayrı yaşanmış büyük depremler olarak değerlendirmeliyiz. Gerçi felaket bölgesinden yansıyan görüntüler, bu tavsiyenin doğruluğunu ortaya koyuyor.
Ayrıca coğrafyanın çok geniş olması... Birdee, bölgede ağır Kış şartlarının hüküm sürmesi nedeniyle, depremlerde yıkılan yapılara müdahale etmekte zorluklar yaşandı. Halende yaşanıyor...
Yazının burasında, deprem bölgesinde insan üstü gayretle çalışan tüm görevlilere şükranlarımı sunuyorum. Onların bu gayretleri, hayatların kurtulması olarak meyvesini veriyor.
Yazıyı hazırladığım sıralarda dahi, yıkılan binalardan kurtulan insanların haberleri geliyordu. Umarım, bu haberlerin ardı arkası kesilmez.
Ardı arkası kesilmesin diye dua ettiğim bir diğer konuda: Türkiye'nin dört bir tarafından deprem bölgesine gönderilen yardımlardır.
Biz birbirimizin acısımı möyle yüreklerimizde hissettiğimiz sürece, kimse bileğimizi bükemez. Ben bunu, vücudun bir noktasında olan acıyı tüm hücrelerin hissetmesine benzetiyorum.
Peki şu anda, millet olma şuuruna aykırı davrananlar yok mu? Elbette var... Lakin, bunlarla alakalı düşüncelerimi daha sonra aktaracağım. Çünkü, Milli Yas günleri içindeyiz.