Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
16 Temmuz 2022

Bu millet kahramanlarını asla unutmaz

Ne zaman Türk havacılık ve uçak sanayi ile ilgili bir konu gündeme gelse adları anılmadan geçilmeyen, ömrünü milletine adamış iki isim vardır; Vecihi Hürkuş ve Nuri Demirağ. Bu iki isim “İstikbal Göklerdedir” düsturunu hayata geçirmek için kabiliyetlerini milletinin önüne sermelerine rağmen, bazı çevrelerin akla hayale gelmeyecek engellemeleriyle itibarsızlaştırılarak yüzüstü bırakılmış. Sadece kendilerinin değil, ülkenin savunma sanayi imkân ve kabiliyetleri yerle yeksân edilmiş.

Gelin kısaca nasıl olmuşun cevabını Vecihi Hürkuş üzerinden bulmaya çalışalım...

*

6 Ocak 1896’da İstanbul’da dünyaya gelen Vecihi, babasını erken yaşta kaybettikten sonra ailesi ile birlikte, amcası Ahmet Şekûr Bey’in yanına yerleşir. Sanata olan ilgisinden dolayı Tophane Sanat Okulu’nu bitirdikten sonra 1912 yılında eniştesi Kurmay Albay Kemal Bey’in yanında gönüllü olarak Balkan Harbi’ne katılır. Havacı olmak arzusu ile girdiği Tayyare Makinist Mektebi’nden Küçük Zabit (Gedikli/Astsubay) olarak mezun olur.

1914 yılında İstanbul-Kahire uçuşunu yapacak olan Türk pilotların şehit olması, genç Vecihi’nin havacılığa merakını ateşlemişti. Fakat yaşı küçük olduğundan pilotluk yerine makinistlik mektebine gidebilmişti. 1916 yılında bulunduğu Irak Cephesi’nde de makinist olarak görev yapmıştı. Uçak kazasında yaralanması ise onun pilot olması için bir fırsat oluşturmuş, tedaviden hemen sonra Yeşilköy Tayyare Mektebi’ne kaydolup pilot olmuştu.

Artık Vecihi’yi daha etkin görevler bekliyordu. Bu defa Kafkas Cephesi’nde görevlendirildi. Burada üstün başarılar göstermesinden dolayı, “Düşman uçağını düşüren ilk Türk pilot” olarak tarihe ismini yazdırdı. Başarılı hava harekâtları gerçekleştirdiğinden Ruslar ona “Kara Tehlike” adını takmışlardı. 1917’de Rus uçaklarıyla girdiği muharebede uçağını kaybetti ve esir düştü. 1920’de İstanbul’a döndüğünde Anadolu’da Millî Mücadele seferberliği çoktan başlamıştı. Millî Mücadele boyunca gerçekleştirdiği keşif harekâtları ve hava saldırılarıyla ün kazandı. Hizmetleri dolayısıyla Büyük Millet Meclisi tarafından üç defa takdirname ile ödüllendirildi ve kırmızı şeritli İstiklâl Madalyası’na layık görüldü.

Millî Mücadele sırasında düşürülen çok sayıda Yunan uçağı enkazından VECİHİ K-6 adıyla yeni bir uçak üretti. Fakat uçuş sertifikası verecek kuruluş yoktu. Sertifikasız uçtuğu için cezalandırıldı. Bunun üzerine hava kuvvetlerinden istifa ederek Avrupa yollarına düştü. Alman Junkers ve Rohrbach uçak fabrikalarında incelemelerde bulundu. Bu sırada Türkiye kendi uçağını yapmak için çaba sarf ediyordu. Kayseri’de kurulan TOMTAŞ (Kayseri Tayyare ve Motor Türk Anonim Şirketi) uçak fabrikası Vecihi Bey’in önerisiyle Alman Junkers firmasıyla anlaşıp uçak imalatına başladı. TOMTAŞ kötü yönetim yüzünden 1928 yılında iflas etti.

1928 yılında Hürkuş soyadını alan Vecihi Bey 1931’de Kadıköy’de kiraladığı bir depoda ilk Türk sivil uçağı olan VECİHİ K-14’ü imal etti. 3 Kasım’da uçuştan men edildi. Yolunun yine kendi gibi uçak sanayine gönül vermiş olan Nuri Demirağ ile kesişmesi, onu yeniden uçak imalatına döndürdü. Demirağ’dan aldığı 5000 (beş bin) lira ile VECİHİ K-16’yı üretti. Aynı zamanda tek kanatlı VECİHİ K-15’i de aradan çıkarmıştı.

Gazi Mustafa Kemal’in dikkatini çeken Vecihi Hürkuş, 1937 yılında eğitim alması için Almanya’ya Weimar Mühendislik Okulu’na gönderildi. 1939’da Türkiye’ye döndüğünde “2 yılda mühendis olunmaz” diyerek diploması kabul edilmeyip uçak mühendisliği ruhsatı verilmedi. Bu yüzden uzun süre havacılıktan uzak kaldı. 1947’de kurduğu Kanatlılar Cemiyeti, 1951’de kurduğu havadan ilaçlama şirketi ve 1954’te kurduğu Hürkuş Havayolları başarısızlığa mahkûm edildi. (Kaynakça: Prof. Dr. Tufan Gündüz, Büyük Olayların Kısa Tarihi, Yeditepe Yayınevi)

Vecihi Hürkuş, 16 Temmuz 1969’da, borç ve sefalet içinde ve dahası itibarından edilmiş bir halde yaşama veda etti. Hürkuş’un cenazesi ailesi ve üç-beş dostuyla Ankara’nın Altındağ ilçesinde bulunan Cebeci Asri Mezarlığı’na defnedildi. Hürkuş, bu dünyadan sessizce göçüp gittiğinde geride Türk uçak sanayisine ve Türk uçaklarına dair büyük hayalleri kaldı.

***

Artık bugün Türkiye, Baykar Millî SİHA/İHA Sistemleri Ar-Ge ve Üretim Tesisleri’nde üretilen Bayraktar TB2 ve Bayraktar AKINCI TİHA’larıyla öğünüyor.

Havacılık sanayinde önemli işlere imza atan Türkiye, T625 GÖKBEY, T129 ATAK, T70 Helikopterlerinden sonra 5. nesil süpersonik Millî Muharip Uçak’ı (MHU) 2023’te hangardan çıkartıp, 2025’te uçuşunu gerçekleştirmenin çalışmalarını yapıyor.

Artık NATO, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’na bağlı Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’nü (SHGM) sivil havacılık otoritesi olarak tanıyor. Türk Havacılık ve Uzay Sanayii A.Ş. (TUSAŞ) tarafından yerli ve millî olarak üretilen Yeni Nesil Eğitim Uçağı Hürkuş, NATO üyesi ülkeleri ordularında askeri amaçla kullanılabiliyor.

Hülasa; dün “yüz bin motor, yüz bin tank üreteceğiz” dediği için Necmeddin Erbakan’ı hayalcilikle itham eden zihniyet, bugün onun öğrencileri tarafından gerçekleştirilen “devrim” niteliğindeki projelere aynı tonda karşı çıkmaya devam etse de; “Yeni Türkiye” artık Nuri Killigil’in, Vecihi Hürkuş’un, Nuri Demirağ’ın, Necmeddin Erbakan’ın hayallerini gerçeğe dönüştürüyor.

***

Vecihi Hürkuş, yaşayıp bugünkü Türk havacılığının imza attığı başarılı projeleri görseydi, hiç şüphesiz büyük onur duyardı. Rahmetle yâd ediyoruz.

*

HÜRKUŞ: GÖKLERDEKİ KAHRAMAN

Vecihi” ismi anılınca zihinlerde canlanan ilk şeylerden birisi, Ertem Eğilmez’in 1977 yapımı gerçekleştirdiği “Gülen Gözler” filminde Şener Şen’in sevdiği kız olan Fikret’in (Ayşen Guruda) evinin üzerinde uçağıyla pervane olduğu sahnedir. Cumhuriyet tarihi boyunca, milleti için önemli işler yapmış nice isim, maalesef gerçek kimleri saklanarak kara propaganda yöntemiyle aşağılanarak karikatürize edildi. Şener Şen’in canlandırdığı “Vecihi” karakteri her ne kadar sempatik gösterilse de gerçek karakterle karşılaştırıldığında büyük bir kara propaganda örneğinin sergilendiği ortaya çıkıyor. Böyle kahramanlıklar göstermiş bir ismin uzun yıllar sonra 2018 yılında senaryosunu Savaş Korkmaz’ın yönetmenliğini Kudret Sabancı’nın yaptığı “Hürkuş: Göklerdeki Kahraman” filmi beyazperdeye aktarılarak, sinematografik zayıflığına rağmen bir nebze de olsa Vecihi Hürkuş’a iade-i itibar oldu.

***

///

BAŞARAMADINIZ, BAŞARAMAYACAKSINIZ!..

FETÖ,6 yıl önce 15 Temmuz’da hain kanlı darbe kalkışması ile ülkemizi işgal etmek istendi. Millet tıpkı Kurtuluş Savaşı’nda olduğu gibi destansı bir mücadeleyle hainlere geçit vermedi. Dün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın riyasetinde İstanbul Saraçhane Meydanı’nda gerçekleştirilen “15 Temmuz Demokrasi ve Birlik Günü”ne yüzbinler iştirak etti. 2196 gazinin örnek kahramanlığı gelecek nesillere anlatılırken, ölümü öldüren 251 şehidimiz rahmet ve minnetle yâd edildi. İnancını, hürriyetini, vatanını, istiklâl ve istikbâlini her şeyin üstünde tutan 84 milyon, hep bir ağızdan bekâmıza göz diken hainlere yeri göğü inletircesine bir kez daha seslendi; başaramadınız, başaramayacaksınız!..