Bu kimin savaşı?

Genelde Filistinliler, özelde Hamas sadece İsrail ile mücadele etmiyor. İsrail’in arkasında dünyayı avucunda oynatan ABD ve Avrupa var. ABD’yi ise Yahudi sermayesi parmağında oynatıyor. Yahudiler sadece basın, finans ve ticarette değil birçok alanda etkililer. ABD Başkanı Joe Biden sıkı bir Siyonist ancak ABD Başkan Adayı Kamala Harris'in kocası Doug Emhoff ile Dışişleri Bakanı Antony Blinken doğrudan Yahudi kökenli iki siyasetçi.

Ukrayna Cumhurbaşkanı Vladimir Zelenski ile Meksika Devlet Başkanı Claudia Sheinbaum da Yahudi. Sosyal medyada Gazze paylaşımlarını engelleyen META, Facebook, Instagram ve WhatsApp'ın sahibi Mark Zuckerberg de Yahudi. Dünyanın sayılı gıda ve içecek zincirleri bilerek ve her şeyi göze alarak genelde Yahudilere, özelde İsrail’e destek veriyorlar. Birçok Avrupa ülkesinin yöneticilerini de parmaklarında oynatıyorlar.

Tüm bunlara karşı Arap ve İslam ülkeleri boykotu dahi tam anlamıyla beceremiyor; İsrail ile ticari ilişkileri kesemiyor, Batı ile ilişkilerini azaltmıyor veya azaltamıyorlar. Bu da yönetimde halktan kopuk idarecilerin varlığından ileri geliyor. Bu yöneticilerin çoğunluğu -zor zamanlarda lazım olur- diye Yahudi ve Siyonistlerce ya keselerinden ya kasalarından kıskaca alınmış durumdalar.

***

Gazze, son bir yılda sadece Gazze olmaktan çıktı. Bu dava, fert fert tüm Müslümanların davası haline geldi. Hatta tüm insanların… Gazzeliler bir yıl öncesine kadar zaten beton duvarlarla çevrili geniş bir İsrail Hapishanesi’nde yaşıyordu. Sadece doğrudan İsrail vahşetine maruz kalmıyorlardı. Üstü kapalı ambargolarla yine açlık ve sefalete mahkûmdular. Şimdi ölüyorlar ama bu ölümler Filistin halkını özgürlüğe taşıyacak ilk adım olacaktır. Zira, “Onlar istemese de Allah nurunu tamamlayacaktır.”

İsrail, hava kuvvetleri ve istihbaratta güçlü… Bunun için Orta Doğu’daki bir devletin bütçesi kadar para harcıyorlar. Ancak İsrail askeri savaşmaktan korkuyor, Gazzeli mücahitler önlerine çıkacak diye ödleri kopuyor. Askerden dönenlerin büyük çoğunluğu da psikiyatri servislerinde.

İsrail, Gazze’den sonra Lübnan’ı da havadan bombalarla yerle bir etmeye başladı. Ancak karadan girmeye kalktıkları an ilk hayal kırıklıklarını yaşadılar. Lübnan sınırında ilk tuzakta 8, ikinci tuzakta 17 İsrail askeri öldü. İnsansız hava araçları vızır vızır turlarken Hizbullah, İsrail’in geçmeye kalktığı noktaları mayınlayarak hayatı onlara zehir etti. Lübnan’da Gazze kadar rahat hareket edemeyeceklerini de öğrenmiş oldular.

***

İsrail’in neredeyse tüm askeri üslerinin ve havaalanlarının planları İran’ın elinde olduğu halde İran gönderdiği 181 balistik füze ile İsrail’e fazla zarar veremedi. Günü kurtarmakla yetindiler. Havai fişek gibi İran füzeleri İsrail göklerinde inanılmaz bir gece gösterisi yaptı ama verdiği zarar kopardığı gürültünün yanında zayıf kaldı.

Bir yıldır bebeklerin kafasını kopartarak öldüren, çocukları yakarak katleden, Filistinlilerin evlerini başlarına yıkan İsrail, hukuk ve ahlak tanımaz bir devlet değil bir terör teşkilatıdır. Bu teşkilatı yönetenler güvenliklerinin bölge ülkelerini kaosa sürüklemekten geçtiğini biliyorlar.

O yüzden adı ister Arz-ı Mevud olsun ister başka bir şey, Nil’den Fırat’a kadar olan bölgede yaşayan tüm milletlerin ABD ve İsrail’e karşı birlik ruhuna ihtiyacı var. Hizbullah’ın tüm yönetim kadrosunu birkaç günde ortadan kaldıran ABD ve İsrail’in bu katliamları birkaç günün işi değil, uzun bir hazırlığın sonucu. Bize düşen ise kendi içimizde birliği güçlendirmek olmalı.