Bu kavgadan çatışma çıkar
Türkiye büyük bir mücadelenin içinde.
Ve bizler de bu mücadelede asker, polis, gazeteci, manav, bakkal kendi görevimiz nispetinde sorumluyuz.
Onlar da kendi ülkelerinin, kendi efendilerinin verdiği görevler ölçüsünde işlerini yapıyor.
Herkesin bir görevi var.
Türkiye'nin diriliş mücadelesi bu.
Onlarca terör örgütünün ittifaken "Türkiye'nin ve onu yöneten hükümetin, Cumhurbaşkanı'nın karşısındayız. Tek amacımız hükümeti yıkmak, Cumhurbaşkanı'nı devirmek" fikrinde birleştiği bir ülkenin evlatlarıyız.
Bir yanda biz, diğer yanda gizli ya da açık düşmanlarımız.
Eğer oynanan oyunu halen göremediyseniz daha yürüyecek çok yolunuz var demektir.
Eğer siz halen birilerinin özgürlük mücadelesi verdiğini sanıyorsanız daha yolun başında bile değilsiniz demektir.
Sevgili okuyucular, mücadele öyle bir mücadele ki her okuduğumuza, her gördüğümüze her duyduğumuza ilk bakışta inanmamayı gerektiriyor.
Hepimizin, başta benim olan her olayı detaylıca incelemeye, araştırmaya ihtiyacımız var.
Türkiye bir terör örgütüyle değil onlarcasıyla mücadele ediyor. Aşırı sağcısı, aşırı solcusu, devrimcisi bilmem nesi Türkiye karşıtlığında birleşiyor.
Canlı bombalar meselesini bu köşeden sıklıkla yazıyorum.
İstatistikler canlı bomba eylemlerinde Türkiye'de özellikle son 2 yılda inanılmaz bir artış olduğunu ortaya koymakta. Sadece bu bilgi bile ortada bir üst aklın yönlendirmesinin olduğunu göstermesi açısından önemli.
Yüzlerce insanımızı teröre kurban vermişken toplumsal olarak gösterdiğimiz feraset ise her türlü övgüye değer.
Yapılan operasyonlar PKK'ya büyük darbe vurdu. Burada milli duruş sergileyen bazı basın yayın organlarını da kutlamak gerekiyor.
Belki de uzun yıllardır ilk kez medya eliyle terör örgütünün ve her yerdeki uzantılarının oyunları bozuldu. Halk desteği geri çekti.
Taban desteği bulamayınca terör örgütü elindeki militanlarla kamikaze-canlı bomba / bombalama eylemlerine yöneldi.
Bu, PKK'nın artık bitme noktasına geldiğinin resmidir.
Doğrusunu söylemek gerekirse ülkemize hücum eden canlı bombaların sayıca yoğunluğu nedeniyle istihbarat birimleri bir bocalama evresi yaşadı.
Ancak "güvenlik" dediğimiz olgu her gün kendini yenileme özelliğine sahiptir.
Son yaşanan ve insanlarımızın hayatını kaybettiği kanlı saldırılardan sonra güvenlik birimleri tarz değişikliğine gitti.
Ayrıntılarını burada paylaşamayacağım bu değişiklik yakında meyvelerini vermeye başlar.
Son günlerde istihbarat raporlarına yansıyan bilgiler Türkiye açısından umut verici.
Nitekim ülkemizi bölme meselesinde akıl, vücut, eylem birliği yapan odaklar birbirine düşmüş vaziyetteler.
Büyük şehirlerin paylaşımında anlaşamayan terör örgütleri kendi aralarında gerginlik yaşamaya başladı.
Bazılarının yaptığı yaygaranın aksine terör örgütleri gerçekleştirdikleri eylemlerdeki başarısızlıkları nedeniyle bir iç hesaplaşma içindeler.
Bu gerginlik kendi aralarında bir çatışmanın fitilini ateşleyebilir.
Bursa ve Gaziantep saldırılarındaki bazı ayrıntılar bu ayrışmanın ve paniğin izlerini taşıyor.
Yine de bu hainlerle sakin, sağlam, güçlü bir şekilde savaşmak gerekiyor.
Bu uzun süreli mücadelede aklıselim galip gelecek.