‘Bu kadına haddini bildirin’ Bilinçaltının dışa vurumudur!
Ecevit, CHP’nin koltuğunu devraldığı diktatör İnönü’den şuur altı olmuştu ve Merve Kavakçı’ya kusarcasına kinini dışarı vurdu: “Bu kadına haddini bildirin” diye höykürdü… Tek partili dönemler zaten kadına bol bol had bildirmişti; diktatörlük alışkanlığıyla…
Milli Şef döneminde, hamile kadının karnını kontrol ederek bez vermek, tahsildarlar ile yiyecek bir şey bırakmayıp, nerede ise ocakta çocukları için taş kaynattıracak yokluk yaşatmak, adeta kadına birer had bildirmekti… İnönü havyarla beslenip, sarıklı ihtiyarın kafasını otomobil camına sıkıştırarak, bıyık ve kafatası ölçerek eğlenirken, tahsildara verecek bir şeyi olmadığı için köle gibi kazma kürek çalıştırılan gariban dindarlar vardı; inancından dolayı had bildiriliyordu!… O denemde sadece İslam düşmanları ve tek adamın memurları keyif içinde yaşıyordu… Her hususta had bildirme yarışından, kadınlarda kendilerine düşen payı alıyordu... Özelini yalnızca kocasına açan kadını 1932 yılında "Dünya Güzellik Yarışması”na sokarak ve balolar ile danslar ile açılan – saçılan kızlar vasıtasıyla kendini sakınmış imanlı ve kahraman Türk anasına – kadınına kısaca; Nene Hatunlara, Şerife Bacılara öyle bir had bildirilmişti ki…
Engin Özkoç'un AK Partili Özlem Zengin'e geçmişi hatırlatan bir kin ile 'Bu kadına haddini bildiriniz' çıkışı, bastırılmış İslam düşmanlığı duygusunun fırsat buldukça dışarı vurmasıdır! Bazı ölçüsüz Kemalistler ve CHP’nin fokurdayan yanardağları, İslam aleyhine böylece arada bir lav ve duman püskürtmüş oluyorlar... Ne yapsınlar? Geçmişte asıp, kesiyorlardı, şimdi yapamıyorlar. Eee! Haliyle birikim oluyor, lerzeye geliyor ve 'Bu kadına haddini bildiriniz' diyerek lav püskürtüyorlar…
Tesettürlü kadını sokakta, metroda, alışveriş merkezlerinde hor görme tahammülsüzlüğünün üstüne bir kaymak gerekirdi! O da mecliste büyük bir kinle; ‘Bu kadına haddini bildiriniz’ lav püskürtmesi olmuştur... Artık her yerde ‘kadına haddini bildirmenin’ emareleri bariz bir şekilde var; lastik reklamında, araba reklamında, diğer reklamlarda ve hiç alakası olmayan bir reklamda çıplak bir kadın kullanarak, en özeli olan pedini bile ekranlardan milletin gözüne sokarak, kanat takıp, uçurarak had bildirilmiştir. Erkeği inançsız, merhametsiz, saygısız yetiştirerek kadına had bildirilmiştir… Ana olmaktan, yiğit evlat yetiştirmekten men edilerek haddini bildirmiştir. Çirkin medeniyet, kadının hanımefendi duruşunu, utangaç bakışını, kanaatkâr halini, erkeği efendiliğe sevk eden nezafetini yok ederek, şımarık bir tüketici, cazgır bir kadın haline getirerek haddini çok bildirmiştir… Şükürler olsun istisna kadınlar ve durumlar varda nefes alıyoruz…
Bırakın kadına ve değerlerine sahip çıkan insanlara had bildirmeyi, kendinize had bildirin!... Bu memleketi düşmanlarımıza kötülemeyin… Emperyalistlerle işbirliği yaparak haddinizi hududunuzu aşmayın! Kâinata nizam koyan Yaradan’ın kanunlarına baş kaldırmayın!
Siyasette ayakta kalabilmek için yalanı baş tacı, nankörlüğü gözlük yapmayın…
Sırf muhalefet olmak için; doğruları ayaklar altında çiğnemeyin…
En karanlık adetleri ve gerici tarzları alkışlayıp, aydınlık ve ilerici olan İslam’ı öcü ve dindarları ise hor görmeyin…
Geçmişiniz size hep hatalar yaptırıyor! Reddederek, en başta geçmişinize had bildirin... O geçmiş sizinle var oldukça, sizler reddetmedikçe, özür dilemedikçe tarih size bir gün gerçekten had bildirerek, silinip gitmiş olacaksınız!... Zaten medeni ve haddini bilen şuurlu insanlar kimseye had bildirmeğe kalkışmazlar; en azından kendi kusurlarını bilirler…