Bu kaçıncı yanlış...
Önyargı hastası bir adama
sorarlar: “yaşın kaç?” 35 der. 8-10 yıl sonra tekrar sorarlar, yine 35 der.
Yahu sekiz on yıldır hala otuz beş mi? Diye sorulunca da: “yani kalkıp sözümüzü
mü yiyelim, 35 dedikse 35 tir” diye cevap verir. Önyargılarla yanlışta ısrar
edenlerin hali de aynen böyledir. Belki de böylelerine “yanlıştan dönmek erdem
değil mi?” diye sorulsa elbette evet diyeceklerdir. Ama korkarım ki onların
önyargıları başkalarını önyargıda görme derecesine varmıştır. Ne diyelim Mevla
cümlemize feraset ve basiret ihsan eylesin.
Yıllar önce “Şia dolmuşuna
bilenler rotanız yanlış” diye bir yazı yazmıştım. Yıllardır da Şia’nın kendi
kaynaklarından akidelerinin ne denli bozuk olduğunu, İslam ümmetine kin ve
nefretle dolu olduklarını yazıyoruz, anlatıyoruz. Yetmiyor Şia’yı
destekleyenlerle yaşadığımız kimi anı ve tartışmalarımızı da ekledik. Ama
Şia’nın dolmuşuna binenlerin pek de inmeye niyetleri yok. Aynı ayetin ifade
ettiği gibi: “Onlar sağırlar, dilsizler ve körlerdir. Bu sebeple onlar geri
dönemezler.” (Bakara 2/18)
Şu son çeyrek asırdır,
gözlerimizin önünde cereyan eden olaylara bakınız. Şia Afganistan’da defalarca
düşmanla iş birliği yaptı. Bu düşman önce Rusya’ydı, sonra ABD vd. batılı
ülkeler oldu, fark etmedi. Şia o kadar dönek, o kadar kaypak ve kalleş ki, her
renge bürünmeye müheyya… Nitekim İran eski Cumhurbaşkanı Ahmet’i necat: “Biz
olmasaydık ABD Afganistan’da başarılı olamazdı” demişti.
Düşman, Şia’nın İslam ümmetine
olan kin ve nefretini, bu sebeple Müslümanlara çok rahatça ihanet edeceğini de
çok iyi biliyor ve bundan gerektiği zaman sonuna kadar istifade ediyor. İşte
Irak’ın, Suriye’nin, Yemen ve Lübnan’ın hali… Özellikle son Halebin fethinden
sonra Şia asıl yüzünü yine göstermeye başladı. Ama bir yandan da Filistin ve Gazze’yi
istismar ederek ümmete olan ihanetini perdelemeye çalışıyor.
Şia’nın iş birliğiyle ele
geçirdikten sonra ABD ve yandaşları, Irak’ı altın tepsi içinde İran’a, yani Şia’ya
teslim ettiler. Hem de İranlılar avazları çıktığı kadar “Kahrolsun Amerika” sloganları
atarken. Şia’nın Irak’ı ne hale getirdiği meydanda. Üniversite ve okullarında
ehlisünnet fıkhının dersini verecek alim bırakmadılar, Ömer ve Ebu Bekr isimli
Müslüman bırakmadı, hepsini infaz ettiler. Kimilerini akıl almaz işkencelerle
öldürdüler.
Bir asra yakındır Şia’nın Nusayri
koluna teslim edilen ve sür git Müslüman kıyımının devam ettiği Suriye’de durum
çok daha vahim. Yemendeki Müslümanların hali ortada. Bakmayın onları Gazze
üzerinden suç örtme çabalarına. Sebeiye bozması Şia’nın kontrolündeki her yerde
çocuklar kadınlar mazlumlar ya açlıktan ya da Şia’nın kurşunlarıyla ölmeye
devam ediyorlar. Ama tüm bunların üzerine ABD göz boyamak için İran’a filim
icabı ambargo koymuş gibi yapacak. İran da “kahrolsun Amerika” diye bol bol
sloganlar atacak. İran yine Müslümanların hamisi, Kudüs’ün bekçisi pozlarını
devam ettirecektir.
İran’ın kendi içinde de günü
birlik ehlisünnet Müslümanlar darağaçlarına çekilmeye veya faili meçhul
infazlarla öldürülmeye devam ediyor. Sene 79’daki İran devriminden bu yana kaç
bin ehlisünnet ulemanın ve İslam davetçisinin öldürüldüğü bilinmiyor. Sıradan
halk şöyle dursun…
Ancak tüm bunlara rağmen, İran ve
bizim mahalleden olup Şia’nın dolmuşuna binen zavallılar, İran’ı savunmaya
devam ediyorlar. Hala İran’ın Suriye’de Müslümanlara yardım ettiğini, ümmet
birliğini korumak için oralarda olduğunu iddia etmeye devam ediyorlar.
Özellikle İran fonlarıyla beslenen, Kudüs TV ve kanal 14 gibi Şia’nın kurşun
askeri olanlar, kelle koltukta İran ve Şia’yı savunmaya devam ediyorlar.
Yıllardır, İran Azerbaycan’a
karşı Ermenistan’ı destekliyor. Bu yardım kısmen deşifre olunca Şia’nın ihaneti
bir kez daha tescillenmiş oldu. Ama Şia’nın dolmuşuna binenler, buna da çok
uygun kılıflar bulacaklardır ve buluyorlar da. Zaten İran da hiçbir şey yokmuş
gibi hemen Azerbaycan’ın toprak bütünlüğünden falan bahsetmeye başladı. Şia
severlere göre İran sütten çıkmış ak kaşık, Şiayı eleştiren Müslümanlar da ABD
ve Siyonist uşağı falan… Ama artık insanlar uyandı ve yemiyorlar…
Peki, neden uyanmıyorlar?
FETÖ, PKK, DHKPC vb. örgütlere
ruhlarını satanlar neden uyanmıyorlar? Erol İskender Evrenesoğlu gibi
peygamberlik iddia eden şarlatanlara tapınanalar neden uyanmıyorlar? Kedicik
tarikatı bile neden inşallah maşallah diyerek müşteri bulabiliyor? İşte insan denen
meçhul Şia’nın neredeyse tüm sahabeleri tekfir etmesine ve onlara alenen lanet
etmesine ve kendilerinden başak tüm Müslümanları da tekfir etmesine rağmen, Şia’yı
destekleyen zavallılar da olacaktır. Şia’nın kaynak kitapları, 7/24 bozuk
akidelerini ve kinlerini kusan her dilden TV kanalları, internet siteleri vs.
medya organlarına rağmen, Şia’nın dolmuşuna binenler, Şia borazanlığını devam
edecekler.
Peki biz neden bu uyarıları
yapıyoruz? Müslümanların, ihanet kaynağı olan Şia’yı biraz tanıyıp onların tuzaklarına
düşmemeleri için. Bir de beki onlara aldanmış olanlardan bir kısmının
akıllarını başlarına devşirmeleri için. Allah (cc) cümlemize istikamet nasip
eylesin. Subheneke... Bihamdike... Esteğfiruke... Muhammed Özkılınç