Bu iyilikten maraz doğar hadisesidir...
Değerli okurlarım, son dönemde bazı sorunlar halı altına süpürülerek, beklemeye alındı. Bu da, sorunun büyüyerek çığ haline dönüşmesine sebep oldu.
Mesela bunlardan biri: sokak hayvanları sorunudur. Bir diğeri ise: Suriyeli Sığınmacılar konusudur.
Efendim Kayserideki taciz olayı, işte bu konuyu tekrar ülke gündemine getirdi. Hem de güçlü bir şekilde...
Bir kere şunu kabul edelim: Memleketteki hayat pahalılığı, vatandaşların Sığınmacı sorununa bakış açısını değiştirdi.
Artık çoğu kişi, sığınmacıları misafir olarak görmüyor. Aksine onları, ekmeğine ve vatanına göz dikenler olarak görüyor.
Tabi bunda, uzun süredir sığınmacıları kötü gösteren söylemlerin büyük etkisi var. Maalesef anti sığınmacı propagandası, yüksek oranda tutmuş durumda...
O yüzden, Kayseri'deki sokak olayları hafife alınmamalıdır. Bu olay enine boyuna incelenip... Ülkemizde misafir edilen Sığınmacılar, iyi bir sistematiğe bağlanmalıdır.
Aslında bunun en güzeli: onları sorunsuz bir şekilde memleketlerine geri göndermektir. Lakin bu yapılamıyorsa, onlara misafir hukuku çerçevesinde bir düzen sağlanmaya çalışılır. Aslında herkes haddini bilse, ortada sorun filan kalmaz da...
Yazının sonuna doğru, bana Kayseri'deki taciz olayını tek cümleyle özetle deseniz... Bu iyilikten maraz doğar hadisesidir derim.