Bu Ermeniler nereden çıktı?
ABD’de bir hayli Ermeni yaşıyor. Fransa’da da… Bu Ermeniler, Kızılderililer gibi Bering Boğazı’nı geçerek gitmediler ise, Anadolu’dan ABD ve Fransa’ya ne zaman gittiler? Birinci Dünya Savaşı’na kadar ne ABD’de, ne Fransa’da bu kadar Ermeni yoktu. Geçmişte oralarda yaşamadıklarına göre ne zaman gittiler? Bu sorunun cevabı Ermeni diasporası tarafından pazarlanan “soykırım” yalanını kökten değiştirecek niteliktedir.
93 Harbi olarak meşhur olan 1877 -78 Osmanlı - Rus Harbi’nde Ermeniler, Rusların tarafını tutmuş, kendilerine bağımsızlık verileceği beklentisi içine girmişlerdi. Bekledikleri bağımsızlığı alamayınca terörizme yöneldiler. 1887’de Hınçak, 1890 yılında ise Taşnak isimli terör örgütlerini kurdular. İşi Sultan II. Abdülhamid Han’a suikast düzenlemeye kadar götürdüler.
Taşnak ve Hınçak, Osmanlı Devleti’nin son dönemlerinde ülkenin her yanında terör estiriyordu. 1914 yılında başlayan Birinci Dünya Savaşı’nda Ruslar kuzeyden ülkemize girmişti. Karadeniz ve Doğu Anadolu vilayetlerini işgal ederek ilerliyordu. Ruslara öncülük eden Ermeniler, yeniden ümitlendiler. Ruslarla birlikte olup katliam yapmaya başladılar. Amaçları Doğu Anadolu’yu Müslümanlardan temizleyerek devlet kurmaktı. Eli silah tutan Müslüman erkekler askere alınmış, yedi cephede savaşıyordu. Geride kalan çocuk, kadın, yaşlı ne kadar Türk – Kürt varsa katledip ilerliyorlardı.
***
Savaş yıllarıydı. Osmanlı Devleti zaten 1911 yılından beri bir savaştan diğerine koşturup yorulmuştu. Osmanlı’nın karşısında bulunan devletler de Ermeni çetelerini silahlandırarak devleti içten çökertmek gibi sinsi bir plan uyguluyordu. Harbiye Nezareti, yani o zamanki Genelkurmay terör eylemleriyle baş edemeyince Ermeniler için tehcir kararı aldı. Terör estirilen vilayetlerindeki Ermenilerin yeri değiştirilecekti. Türk askeri Çanakkale’de savaşırken Ermeni çeteleri bizi arkadan vuruyordu.
Sivas’ın doğusunda bulunan Ermeniler toplanarak Anadolu’dan Suriye vilayetine doğru nakledildi. Mallarını satmış, tüm varlıklarını altına çevirerek yanlarına almışlardı. İstanbul ve batı illerimizdeki Ermeniler tehcire tabi tutulmadı. Ermeni nüfusu değil Taşnak ve Hınçak örgütlerinin etkili olduğu bölgelerdeki Ermeniler tehcir edildi. Osmanlı Devleti, Ermenileri yok etmemiş, sadece kendi toprakları içinde yer değiştirmişti.
Sultan II. Abdülhamid Han döneminden başlayarak Osmanlı topraklarında düzenli olarak nüfus sayımı yapılıyordu. 1914 yılında Osmanlı topraklarındaki Ermeni nüfusu 1 milyon 300 bin olarak resmi kayıtlara geçmişti. Tehcire tabi tutulanların bir kısmı Suriye’ye gitmek yerine İran tarafına gitmeyi tercih etmişti. Yer değiştirenlerin toplam sayısı 500 bin civarındaydı. ABD Kongre Kütüphanesi kayıtlarında bu sayısı 600 bin olarak geçer.
***
Doğu Anadolu’da zaman zaman bir binanın temelleri atılırken Ermeniler’in katlettikleri Müslümanların gömüldüğü toplu mezarlar ortaya çıkarılıyor. Buna karşı şimdiye kadar hiçbir yerde Ermenilere ait toplu mezarla rastlanmadı. Ermenilere soykırım ve katliam uygulansaydı toplu mezarlarını Hafız Esad ve oğlu Beşar şimdiye kadar çoktan ortaya çıkarmıştı.
Osmanlı’ın Suriye, Ürdün ve Lübnan bölgesine gönderdiği Ermenilerin bir kısmı göç ederek ABD ve Avrupa’ya yerleşti. Oralarda kendilerine ait mahalleler hatta şehirler kurdular. Mesela Sivas’ın Suşehri ilçesinden gönderilen Ermenilerin ABD’de kurdukları şehrin ismi Watercity’dir. Yani Suşehri.
Taşnak ve Hınçak’ın devamı mahiyetindeki PKK gibi Ermeni çeteleri de Birinci Dünya Savaşı yıllarında masum ve savunmasız insanları katletmişlerdi. Sadece Muş’ta katledilen çocuk, kadın ve yaşlı sayısı 20 binin üzerindeydi. Van’da bir camiye doldurup yakılan, kaçmak isteyenlerin de kurşunlandığı Zeve’de şimdi bu katliamı unutturmamak için “Zeve Şehitliği” yükselir.
O dönemdeki yayınlar incelendiğinde Ermeni çetecilerin yaptıkları katliamları ve yüzbinlerce insanı göçe zorlamalarını övünerek anlattıkları görülür. Sayın Biden, eğer Osmanlı soykırım uygulasaydı, bugün ne senin ülkende, ne Makron’un ülkesinde bu kadar Ermeni olmazdı. Yüzbinlerce Ermeni’nin göçmen durumuna düşmesi Osmanlı’ya ihanetlerinin sonucudur.