Dolar (USD)
35.20
Euro (EUR)
36.71
Gram Altın
2957.83
BIST 100
9626.56
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
19 Mart 2021

'Bu da geçer ya hû'

İslami öğretinin, kulluk sınavımızın özet ve esaslı ifadelerinden biri de şu cümledir;

‘Bu da geçer ya hû’

Bu topraklarda asırlardan beri bu yana kullanılan, doğayı andıran, tevekkül içeren, maneviyatımızı besleyen bu güzel deyiş şimdilerde daha çok hat sanatının nadide örneği olarak duvar yazısına dönüşmüş durumda...

Hattatların kamışından dökülen mürekkeple sanat eseri kategorisine indirgenen bu deyimi hayatın merkezine taşımamız gerekiyor.

Eşyaya vurulan fanilik mührünü en iyi hatırlatan, her şeyin geçici olduğu gerçeğini en çarpıcı haliyle yüzümüze vuran bu ifade bugün için daha bir anlam kazanıyor…

Salgın günlerinin perişanlıkları toplumsal psikolojimizi bozdu… Karamsarlıklar, krizler, korkular ve kaygılar yaşamın tüm ünitelerini tehdit ediyor…

Teskin edici cümlelere, teselli verici tavsiyelere şiddetle muhtaç olduğumuz günlerden geçiyoruz…

Tevekkül ve teslimiyetimizi tamamlayacak reçetelere ihtiyaç duyarken, bu cümle gerçekten sadra şifa olacak bir ilaç gibi geldi…

‘Bu da geçer ya hû’

Gelen hüzünler, hicranlar hepsi misafirdir… Belalar, musibetler, acılar ve çileler üst üste gelse de nihayetinde mutlaka bir gün biteceğini unutmamak gerekir… Allah’ın yeni kapılar açacağından emin olmamız lazım…

En onulmaz yaralar, en aşılmaz duvarlar, en yenilmez düşmanlar eninde sonunda bir gün gelir son bulurlar…

Evet, kimler geldi, kimler geçti?

Yeryüzünü gezip dolaştığımızda bizden önce gelip geçenlerin ibret yüklü öykülerine tanıklık ederiz…

Biliyorum belki de yaşam kimileri için çekilmez oldu, sınav zorlaştı, acılar büyüdü…

Unutmayalım; ‘’Bu da geçer ya hû’’

Düşmez kalkmaz bir Allah… Düşenin dostu olmaz derler… Ama biz yine de düştüğümüz yerden doğrulmasını bileceğiz…

Bıktım, bittim, tükendim, demeden önce: ‘’Allah bes bâki heves / Allah yeter başkası gelip geçicidir.’’ diyebilmeliyiz.

Derdimiz büyük olabilir ama derdimizden büyük Allah’ımız var... Derdimiz ne olursa olsun, umudumuz her zaman Allah olsun…

İhanet, istismar, vefasızlık, tuzak, kumpas, dümen, dolap hayatımızı çekilmez kılsa da, ‘’günleri döndüren, devranı değiştiren Allah’tır.’’ bunu unutamayız.

Aile içi sorunlar, kardeşler arası problemler, ekonomik açmazlar, yapısal bozukluklar, kurumsal krizler, düşünsel anaforlar, sosyal depremler, depresyonlar, bitmeyen dertler her ne ise dünyanın sonu değil… Külli iradenin, sonsuz Kudret’in hükmünü unutamayız…

Mevsimler, devranlar, konjonktürler ve iktidarlar geçicidir, değişkendir…

Önemli olan bizim nerede durduğumuz… İstikamet ve itidali koruyup koruyamadığımız…

Kula düşen korku dağında kavrulmak değil, tedbiri elden bırakmadan Rabbine tevekkül etmesidir…

Üretilmiş korkulara, öğretilmiş çaresizliklere yenik düşmeden, kendimizi yeniden yenilemek ve bilemektir…

Krizleri bahane edip tükenmişlik sendromuna kendimizi terk edemeyiz…

Doğrudur; biz küçük, zayıf, aciziz fakat büyük olan Allah’ımız var…

‘’İllallah’’ ettiğimiz zamanlarda ‘’Hasbünallah / Allah bize yeter.’’ diyebilmeliyiz.

Krizlerde fırsat aramak varken kırıp dökmenin ne anlamı var?

Korku ile ümit arasında durabileceğimiz yer bellidir…

Allah’tan ümit kesilmeyeceği kesindir…