BU CHP Mİ?
CHP' nin Kıbrıs' ta yaptıkları , "Suriye'de yapacaklarının " nın ölçüsüdür.
İşte, Kıbrıs ve CHP;
Öncelikle şunu belirtelim ki Kıbrıs dört asır Türklerin vatanı olmuş, İngilizlere resmen, Lozan'da bırakılmıştır.
II. Dünya savaşından sonra tüm Dünya'da İngilizlere karşı nefret ve ayaklanmalar başlar. Kıbrıs'ta da Rumlar, İngilizlere karşı nefret başlatırlar.
İngilizler, Türkleri ayartarak iki cemaat arasında gerginlik yaratıp bundan yararlanmaya giderler.
İngiliz kışkırtmasıyla, Rumlar adadaki Türlere saldırırlar, katliamlar yaparlar, Türkiye kamuoyu dalgalanmaktadır.
O zamanki CHP;
"Bizim hudutlarımız misak-ı Milli ile çizilmiştir, bunun dışında gözümüz yoktur. "Yurtta sulh, cihanda sulh" ilklerine bağlıyız bu sebeple "bizim Kıbrıs diye bir meselemiz yoktur." der.
Başbakan İsmet İnönü tasarruf amaçlı olarak adadaki emniyet unsurlarını Türkiye' ye geri çeker. İtiraz edenleri bir şey olmaz diyerek susturur.
21 Aralık 1963 Noel gecesi Rumlar Türk evlerine baskın verirler. Yüzlerce kadın, yaşlı, çocuk katledilir. Türk alayı doktorunun eşi ve çocukları vahşice boğazlanır.
Türkiye'de halk galeyan halindedir. Dünya kamuoyu Türkiye'nin yanındadır. Türkiye'nin müdahale hakkı doğmuştur.
CHP ve İnönü duyarsızlıkla geçiştirirler.
Müdahale yerine Rum lider Makarios'a üç kez nota verilir. Makarios ilk iki notaya cevap bile vermez. Üçüncü notayı ise taşa sarıp Türkiye elçiliğinin penceresinden içeri attırarak Türkiye'ye hakaret eder.
CHP onursuzca sessiz kalır, konuyu birleşmiş milletlere taşır. BM 'ye taşımak, kendi rızası ile adaya müdahale hakkından vazgeçmektir.
CHP' nin planı şudur; güya emperyalizme karşı mücadele etmiş esir milletlerin öncüsü imişiz, Birleşmiş Milletlerdeki oylamada yeni bağımsız olmuş devletler bize rey verirlermiş.
Bu safsataya, yeni bağımsız olmuş ülkeler itibar etmezler.
Türkiye; esir milletlerin öncüsü değil, bir Cihan Devletinin bakiyesidir. CHP bilmez ama, bunu bütün dünya bilir!
İnönü, CHP nin bu mantığını, Yunan Kralına daha önce gönderdiği bir mektupta ifade etmiş "Biz de Osmanlı' dan kurtulduk" demiştir.
CHP,"Yunan Harbi" nin adını muhtemelen bu nedenle "Kurtuluş Savaşı" koymuştur.
Batı'dan hep aferin bekleyen CHP ye, Birleşmiş Milletlerde beklediği reyi kimse vermez.
Kıbrıs'ta BM barış gücü kurulur. Türkiye saf dışına itilir. CHP bunu içeride büyük bir başarı gibi ilan edip medyada yayınlar yaptırır.
Olaylar bitmez.
İnönü, 8 ay sonra yarı ciddi bir çıkarma için ABD Başkanı Johnson'dan izin ister.
Johnson, İnönü'ye ağır bir mektup gönderir. "NATO' nun Türkiye'nin yanında olmayacağını ve NATO silahlarını kullanmamıza izin vermeyeceklerini" bildirir.
Aslen Kıbrıs' lı olan Türkeş, o zamanlar İnönü'ye defaatle müracaat eder. Kıbrıs'a geçmek için izin ister, muhatap alınmaz, sonunda İnönü "Türkeş Kıbrıs'a geçerse Türkiye'nin Kıbrıs' a yardımını keserim" tehdidini gönderir.
CHP, 40 milyonluk Türkiye'yi, 8 milyonluk Yunanistan'ın oyuncağı yapar, çaresiz bırakır.
Bu arada "Kripto CHP li, Demirel" iktidar olur. "100.000 kişi için 32 milyonu tehlikeye atamam" politikaları izler.
Olaylar 1974 de Kıbrıs'ın ilhakına kadar sürer. 1974'de Ecevit-Erbakan Koalisyonunda Erbakan' nın teşviki ile Türkiye, Kıbrıs'a askeri müdahale yapar.
ABD, hemen Yunanistan'ın saflarında yer aldı, Türkiye'yi yıllarca bunaltacak ambargoyu başlatır.
İşte bu CHP, bu aciz politikalarını, Suriye için, Türkiye'nin önüne teklif diye koymaktadır.