Bu Ayıp Size Bin Yıl Yeter
18.12.2013 Salı günü Ankara Adliye Sarayı'nda devam eden 28 Şubat davasının 51.duruşmasına, müdahil ve müşteki sıfatı ile katıldım. Türkiye'nin değişik illerinden gelen yüzlerce mağdur ve mazlum kardeşimizin iştirak ettiği duruşma hareketli geçti.
Bu davada yeniden gördük ki bir hukuk oligarşisi ile karşı karşıyayız. 103 sanıklı davadan sadece beş tutuklu sanık bulunuyor. Onbinlerce mazlumun ahını almış darbeciler salıverilmiş durumda... Garabetler ülkesine dönüşen Türkiye yeni bir vesayetle yüz yüze.... Adli vesayet... Yargı sürecine baktığınızda sanki 28 Şubat süreci denilen zulüm ve baskılar hiç yaşanmamış... Yaşadıklarımız sadece bir rüya imiş... Sanık ve vekillerin savunmalarını dinledikçe şok oldum... Düne kadar kükreyen paşalar bugün nasıl da sus pus olmuşlar, ne kadar da masum bir duruşları var, hayret doğrusu!..
Ama unutulmasın ki biz mazlumuz ama hafızasız değiliz...
Darbeciler yargıdan sıyrılabilirler fakat asla mahşeri vicdanda mahkum olmaktan kurtulamayacaklardır...
Biz nice bedeller ödedik, yaşadıkça da ödemeye devam da edeceğiz... Mazlumiyeti direnişe dönüştürmekten başka çıkış yolumuzun olmadığını da biliyoruz...
28 Şubat bin yıl sürmese de bu davanın bin yıl süreceğine inanıyoruz... Yeryüzünden zulüm varoldukça, adalet arayışı da bitmeyecektir...
Duruşma günü Anadolu Eğitim ve Davet Gönüllüleri Platformu'nun hazırlamış olduğu, 75 Gönüllü Kültür Teşekkülünün imzası bulunan basın bildirisini sizlerle paylaşmak istiyorum...
"Değerli Basın Mensupları,
Bundan 16 yıl önce, herhangi bir sebep gösterilmeksizin, inanç değerlerimiz, düşüncelerimiz, yaşam tarzımız, derneklerimiz, vakıflarımız cuntacılar tarafından tehlikeli ilan edilip, takibe ve tutuklamalara tabi tutuldu.
Ülke karanlık bir dehlize sokuldu ve inanılmaz bir şekilde bu sürecin 1000 yıl süreceği iddia edildi.
Bu coğrafyanın dokusuyla örtüşmeyen, uluslar arası odaklarla işbirliği içinde yürürlüğe konulan girişimler hayata geçirildi.
28 Şubat darbesi kısa sürede başarısızlığa uğramasına rağmen darbenin etkileri hala devam ediyor.
28 Şubat darbesi soruşturmaları ise gün geçtikçe daha fazla gündemden uzaklaşıyor!
Ülkemizi büyük bir cezaevine çeviren, ülkeyi sömüren, ülkeyi milyarlarca lira zarara uğratan bu darbecilerin yaptıklarının hesabı sorulmasa da bizler bu zulmün faillerini hiçbir zaman yüreğimizde affetmeyeceğiz.
Değerli Basın Mensupları,
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, Ergenekon davasının tutuklu sanıklarından CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay'ın tahliyesine karar verdi.
Balbay'ın tahliyesi sonrası gözler bir kez daha diğer tutuklulara ve 28 Şubat mağdurlarına çevrildi.
Sivas davası, KCK tutukluları ve Başbağlar Katliamının mağdurları da yargıdaki çifte standardın ortadan kaldırılarak adaletin sağlanmasını bekliyor.
Ergenekoncular ve 28 Şubat post-modern darbesinin aktörleri, çeşitli bahanelerle teker teker tahliye edilirken, cunta yargısının mahku00fbm ettiği birçok isim, suçsuzluklarına ve sağlık sorunlarına rağmen hapiste çürümeye terk edilmiş durumda.
Malatya cezaevinde hala hükümlü olan Zekeriya Şengöz ve Fahri Memur adı bile konulamayan düzmece bir silahlı örgütün liderleri oldukları gerekçesiyle 18 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırıldı.
Aynı şekilde 28 Şubat darbesinden zarar gören Salih Mirzabeyoğlu 16 yıldır cezaevinde bulunuyor.
Ne yazık ki, hala hapislerde ömür çürüten dönemin mahku00fbmlarına yenileri de eklenmeye devam ediyor.
Bunlardan biri, 28 Şubat darbe döneminde Malatyalılar davasında yargılanarak beraat eden Ramazan Kayan'ın kardeşi Nurettin Kayan'ın, ağabeyini 28 Şubat döneminde evinde misafir (!) ettiği için verilen cezanın Yargıtay'ca onaylanması sonucu, darbeden 16 yıl sonra cezaevine girmek zorunda kaldı.
Kamuoyu bir yıldır devam eden yargılama sürecine medya, yargı, siyaset ve sermaye gruplarının dahil edilmesini beklerken tersine 28 Şubat davasının manipüle edildiğine dair yoğun haberler çıkmaktadır.
"Acaba yargılama süreci kamuoyunun gündeminden çıkarılmak mı isteniyor?" sorularını akıllara getirirken, cuntacıların, balyozcuların ve Ergenekoncuların teker teker tahliye edilmesi ise 28 Şubat döneminde mağdur olanların ve yakınlarının umutlarını kırıyor.
28 Şubat dava sürecinin geçiştirilmesi ve içinin boşaltılması büyük bir sorumsuzluk örneğidir.
Başta Adalet Bakanlığı olmak üzere tüm kurum ve kuruluşlardan 28 Şubat davasına karşı daha duyarlı olmalarını ve gerçek bir yargılama sürecinin uygulanmasını bekliyoruz.
Yargıdaki adaletsiz tutumlar sona erdirilsin!
28 Şubat davasından mesnetsiz ve hukuksuz olarak tutuklu ve hükümlü bulunan kardeşlerimizin itibarları iade edilsin!
Darbe sürecini organize eden tüm odaklardan tam anlamıyla hesap sorulsun!
"Geç gelen adalet, adalet değildir!"
"