Dolar (USD)
35.22
Euro (EUR)
36.73
Gram Altın
2961.05
BIST 100
9668.22
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
26 Kasım 2021

Boynumuzun borcu

Şu sıralar ülke ekonomisinde yaşanan kaygılı süreçler, derin analizleri de beraberinde getirdi… Kriz, faiz, döviz, kur, borç, enflasyon derken gündemin birinci sırasına ekonomik gidişat oturdu… Herkes tedirgin, mikroekonomimize yansıması nasıl olacak? Alım gücü düşen halk muhtemel borç yükü karşısında telaşlı ve tedirgin…

İşte tamda bu atmosferde farklı bir bakış açısıyla, farklı bir boyuta dikkat çekmek istiyorum… Din kavramına değinmek niyetindeyim… Oldukça geniş bir anlam zenginliğine sahip olan din kavramının bir manası da şudur: Din Arapça deyn kökünden mastardır… Semantik bakımdan belirli bir zamanda ödenmesi gereken borç anlamını da içerir…

Dindarlık bir anlamda deyndarlık (borçluluk) demek oluyor…

Allah ile kul arasında önceden akitle söz alınmış bir borçtan bahsediyoruz… İnsan ile Rabbi arasında bir uyum sözleşmesi söz konusu… Din, Allah’a olan borcun ödenme kurallarını önümüze koyuyor…

Anlaşılan o ki her insan borçludur… Ona bu borcu nasıl ödeyeceğini öğreten okulun adı, İslam’dır…

Borçluluk esaslı bir sorumluluk, ağır bir yükümlülüktür…

Yüce yaratıcıdan aldığımız ödünç hayatların, bedelini nasıl ödeyeceğiz?

İslam’ın bu öğretisi; bu borcun bize yüklediği görevleri, borçlar hukukunu dünya ve ahirette oluşacak sonuçları, muhtemel ceza ve mükafatlarını netleştirir…

Bu borçlanmanın esaslarını içinde barındıran yegâne kitap Kur’an’dır…

Borçlanmayı kayıt altına alma inkılabını yapan Kur’an, borcu din, dini borç bakışı ile değerlendirmiştir…

İnsan borçludur ve sürekli borçlu olduğu bilinciyle yaşaması önemlidir…

Bu sayede bilançomuzu devamlı kontrol etmek zorunda kalacağız…

Allah’a, topluma, evrene, kendimize bile borçluyuz…

Dindarların borç yükü sürekli büyüyor… Neredeyse uçan kuşa bile borçluyuz…

Neden mi?

Gökleri ve yeri emrimize amade kılan, hizmetimize sunan Allah’ın emanetini hor kullandığımız için borçluyuz… Emaneti teslim aldık fakat temiz tutamadık… Ekolojik denge bozuldu… Çevre kirlendi… Bitki örtüsünün genetiğiyle oynandı… Toprak zehirlendi… Hava temiz değil… Denizlerdeki müsilaj bize hangi mesajları veriyor?

Belki de başımıza gelen birçok musibet, felaket ve afet borcunu güzelce ödemeyen biz kullara Allah’ın bir uyarısı olamaz mı?

Yaşamımızda ki bitmeyen kriz, kaos, kâbus, travma, buhran, bunalım, depresyon, kahr, fakr borcunu ciddiye almayan bizlere verilen birer ihtar değil midir?

Ertelediğimiz borçlar zaman aşımına uğramıyor…

Kredi kartlarına mahkûm olan toplumun torunları bile dünyaya borçlu gelecek gibi… Çek-senet çilesi bitmeyecek…

Taksitli hayatlar, taksirli hayatlara dönüşüyor…

Şimdi aklıselimle boynumuzun borcu olan tüm ödemelerimizi ve görevlerimizi netleştirmemiz gerekiyor…

İslami, insani, vicdani, uhrevi, dünyevi tüm borçlarımızla ilgili yeni bir planlama yapmak zorundayız… Sadece mali, nakdi, ayni borçları kastetmiyorum…

“Diri diri toprağa gömülen kız çocuğuna hangi suçundan dolayı öldürüldüğü sorulduğu vakti” düşünerek küresel borç yükümüzün nelere baliğ olduğunu ölçmüş olacağız…

“İnsanlık için çıkarılmış hayırlı bir ümmet olma” sorumluluğu ile beşeriyete hidayet ve hakikati sunma gayreti ile İslami davet görevini biran evvel yerine getirebilmek için çırpınacağız…

Allah’a bir can borcumuz var… Ölmeden önce ya ödemelerimizi yapalım ya da helalleşmenin yollarını arayalım… Tevbeye tutunalım… İstiğfara yönelelim…

Okunan her ezana icabet borcumuz var…

Cehalete kurban giden tüm nesillere davet ve tebliğ borcumuz var…

Mazlumların yanında olma, yetimin başını okşama görevimiz var…

Yalnızlara, ötekilere selam borcumuz var…

Umudunu bize bağlayanlara en azından dua borcumuz var…

Ahiretin müflisi olmamak için dünyanın muslihi olmamız gerekiyor…