Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
17 Kasım 2020

Böyle şeyler bizim başımıza gelmez

İnsanoğlunun yaptığı en büyük hataların başında aklını tam olarak kullanamaması gelir. Kendince kısa bir değerlendirme yapar ve kararını verir: “Bu iş böyle olacak.”

Altmış saniye bile akıl etmeden verdiği bir karar, altmış yıllık ömrünün cehennem azabı içinde geçmesine sebep olur. Altı dakika düşünüp orta yol bir karar alamadığı için altmış yılı esaret altında geçer.

Birey hata yapar, toplumlar hata yapar, kurumlar hata yapar… Hataların ana sebebi, hep yeterince akıl kullanılmamasıdır.

Gönülden geçen tüm bunların hata yapmamasıdır. Daha doğrusu büyük acılara sebebiyet verecek, büyük kitleleri etkileyecek, ülkeleri çok zor duruma düşürecek hataları yapmamalarıdır.

Kaç kişinin aklına gelmiştir? Bir gün Irak parçalanacak, Suriye yıllarca savaş halinde olacak! Milyonlarca insan ölecek ve geride kalanlar açlık ve sefalet çekecek! Gerçekten kaç kişinin aklına gelmiştir?

Bu zulmü yapanlar ve sayısı üçü beşi bulan aklını kullananlar hariç Irak’ın, Suriye’nin paramparça olacağını, milyonlarcasının öldürüleceğini, milyonlarcasının yerinden yurdundan olacağını kim tahmin edebilir, kim öngörebilirdi?

Delilikle karamsarlıkla suçlayacaklardı böyle bir öngörüyü. Ötekileştireceklerdi… Saçmalık bulacaklardı böyle bir tehlikenin kapıda beklediğini söyleyenlerin söylediklerini.

Biz aşiret devleti miyiz ki üç günde bizi teslim alsınlar? Biz ne onlara ne de başkalarına benzeriz. “Büyük Türkiye’yiz. Yenilmez ordusuyla güçlü Türkiye’yiz” gibi beyanlar akıllı insanların izahları olamaz. Böyle şeyler bizim başımıza gelmez çıkışı doğru bir çıkış değildir.

Osmanlı’yı hatırlayın. Yeryüzünün en kudretli devletlerinden biriydi. Neredeyse ömrü boyunca her türlü bela ile karşılaştı. Savaşın olmadığı yılı, ayı, belki de günü yoktu. Özellikle on dokuzuncu asırda başına bela olan “Şark Meselesini” hatırlayın. Osmanlı için ne belalı yıllardır!

Bugün sözde Ermeni davası, Batı meclislerinde vekillerce ayakta alkışlanıp benimseniyorsa ülkemize karşı psikoz haline gelmiş tarihi bir düşmanlığın asla ölmediği anlaşılmaz mı?

Tarihimiz, bizleri öyle bir noktaya getirdi ki etrafımız hâlâ tehlikelerle dolu. Ülkemizin uzlaşmaya ihtiyacı ve birliğe mecburiyeti var. Sağ sol, dini olsun siyasi olsun, hangi yapı olursa olsun taassuptan, dogmalardan, tabulardan uzak durularak uzlaşılması ve birleşilmesi elzem.

Dünyanın hem stratejik hem de çok kırılgan bir yerinde olan ülkemizin düşmanının çok olması sıradan bir şeydir. Tarihten gelen daimî, acımasız, vahşi bir husumetin olması da sıradan bir şeydir. Ancak bu husumetleri bu düşmanlıkları çok ciddi ve önemli bir şeydir. Dün de böyleydiler bugün de böyleler. Gönülden geçmese de belki yarın yine böyle olacaklardır.

Sıradandır çünkü yeni ve farklı bir şey değildir. Sıradandır çünkü Haçlı Seferlerine ne zaman çıksalar karşılarında sizin dedelerinizi görmüşlerdir. Çok ciddi bir şeydir çünkü henüz bu ülkede birlik tamamlanamamıştır. Çok önemli bir şeydir çünkü bu ülkede tam manasıyla uzlaşı sağlanamamıştır. Uzlaşı ve birlik sağlanabilmiş olunsa idi mücadele daha kolay ve daha hızlı olabilirdi.

O yüzden aylardır Birlik diyor ve meselenin belki de milyonda birini ancak yazabildik varsayıyoruz.

Birlik, ne kadar sorununuz varsa tek çözüm yeridir. Birlik bireylerin de milletin de endişelerini, kuşkularını yok eden yegâne unsurdur. Birlik milletinize de ülkenize de huzur ve mutluluk getirir. Yeter ki siz nefsinizi değil duygularınızı değil ihtiraslarınızı değil aklınızı hâkim kılın.

***Ahmet Kekeç ve Ferhat Koç'a Cenab-ı Hakk'tan rahmet, ailelerine sabırlar diliyorum…