Bostanlı vapurundan notlar…
Denizler göğe doğru ağladıkça, bulutlar ağlamaya başlar…
***
Gürültülü ağlamak, birtakım şeyleri gizler… Sessizce, özellikle de tek başına ağlamak ise ince bir pişmanlık ve yeniden inşadır…
***
Pişmanlık en güzel geri vitestir ve çok hâlis bir tövbedir. Şeytan günah işlemeyenden değil, pişman olanlardan nefret eder...
***
Ene öyle bir beladır ki; eğer şuur verilse ve sorulsa fare asla kedi olmak istemez…
***
Dünyada ki tüm zulümlerin menşei adaletsizliktir ve adaleti temin edemeyen milletler yok olmaya mahkûmdur. Devletlerin adaletsizliği kişileri adaletsizce adalet arayışına iter…
***
Bazı mevcudatın kısa süren var oluşları hatta bir anlık mevcudiyetleri melâikenin, ruhaniyetin husussan insanda ki tefekkür melekesinin elastiğini kaybetmemesi ve devamı içindir.
***
Kâinatta tebaruzu rububiyet elbette daimi terbiye edeni ve ihtiyaçları karşılayanı gösterir…
***
Vahidiyet, Kudret-i Ezeliye’den başka sığınılacak kapının olmadığını ihtar eder…
***
Mevsimler yeryüzünü değişikliğe uğratır; yaprağın, ağacın, toprağın karakteri değişir; o değişiklikler fıtrîdir. Ama biricik hakikat değişmez!
***
Hainlik öyle kalıcı bir makyajdır ki insanı çok çabuk bozar ve çirkinleştirir. Ne zaman o duygu yürekten sökülüp atılır ise çirkin insan bile yeniden güzelleşmeye başlar...
***
Bazen kendi mevsimlerimize dalınca, asıl mevsimleri unutmuş oluruz. Ama her durumda tevekkül bizi asude günlere çıkarır...
***
Dün çocuktuk, gelecek öyle ağır geliyordu ki şimdi gözlerimiz çabucak geçen geçmişte.
***
Ne güzel dostlar vardı, ne güzel muhabbetler: Bir külah zeytin, bir somun ekmek; taştan ocak üzerinde ki isli demlikten çay içilir; aydınlık sohbetler edilirdi...
***
Bazı evlerin pencereleri güzel gözlü insanlar gibidir…