Dolar (USD)
35.18
Euro (EUR)
36.53
Gram Altın
2966.40
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

Bosna'ya selam Aliya İzzet Begoviç'e rahmet olsun\u2026

Bosna'nın yeşil dağlarını, coşkun akan nehirlerini geride bırakıp geldim. Büyüleyen, etkili bir rüyadan uyanır gibi. Cennet diyarlarından bir diyar gibi yüreğime akan tüm güzellikleri geride bırakıp gelmek elbet zor oldu. Evet, yolculuk yarı düş yarı rüya sıcaklığında geçerken cennet yeşilliğiyle, berrak sularıyla, Anadolu saflığında yüreğime akan tüm görkemiyle Bosna beni derinden etkiledi. Bosna ile ilgili gözlemlerimi ayrıntılı bir gezi yazısı şeklinde yazacağım için, o güzel beldenin bu günlere gelmesinde büyük katkı sağlayan büyük lider Aliya'yı yazmak bana şimdi daha manidar geliyor. Acımasız bir savaştan çıkmış ülkenin dağları, ovaları, tüm mekanları şimdi hep onu arar gibi. O yiğit, bilge liderin eşsiz mücadelesi nasıl da damga vurmuş Bosna'ya.

Aliya İzzet Begoviç'in, " Doğu Batı Arasında İslam ve Özgürlüğe Kaçışım" adlı kitapları tekrar okudum son zamanlarda. Batı'nın, tükenmişliğin, maneviyatsızlığın ortasında, kaderi ilahinin bir diriliş muştusu gibi, Boşnaklara yaşattığı savaşın, muhteşem komutanını yeniden okurken, hayretim ve hayranlığım kat kat arttı. Halkının, yaşadığı coğrafyadaki tüm insani değerlerin yok oluş sürecini yaşarken, varolma mücadelesini destansı bir savaşın direnişine yükleyen, doğunun Muhammed İkbal'i diyebileceğimiz bir değerli düşünür, lider, önder, savaşçı; Aliya İzzet Begoviç.

Gençliğinin baharına kadar, batı felsefesiyle yetişmiş, bu felsefeyi içselleştirerek düşünür olma noktasında birçok meseleye kafa yormuş ve imanın duraklarına gelmiş yürekli bir genç. Öncelikle batıyı, batı düşüncesini anlamaya çalışmış, tüm düşünür ve sanatçılarını derinlemesine incelemiş; sorgulama duraklarından geçerek hakikati yaşama duraklarına sancılarla, sorgulamalarla gelmiş bir lider.

" Din de, ihtilal de acılar içinde doğar. İkisi de refah ve konfor içinde yok olup gider." der, Aliya. Bosna Trajedisi, Bosna kıyımı, adeta O'nun şahsında bütünleşerek; önder olduğu toplumda tefekkür ve eylem adamı olarak kendi öz kimliğini ifade ederken, öncü olduğu halk da kıyama yürüdü O'nunla birlikte. Savaş zamanı gösterdiği eşsiz önderlik vasfını, Yugoslavya dağıldıktan sonra da gösterecektir. Aliya sayesinde, Bosna halkı kendi öz kimliğini yaşama ve bu kimliği bulmanın sevinciyle şehitlerin arkasından sabrı ve özveriyi kuşanmanın duyarlılığını yaşarken, özgür bir halk olmanın sevincini yine aynı duyarlılıkla hissedeceklerdir. Aynı zamanda, bağımsızlığı ve özgürlüğü için çırpınan bir avuç Boşnak halkı, batının girdabında kalmış, Balkan Müslümanlarının özgürlük sancıları ve direnişe özlem kesilmiş duyarlılıklarını, beş yüz yıllık bir hikayenin özeti olarak insanlığa sunacaklardır, önderleri eşliğinde...

" Hakikaten ahlaklı bir kişinin ancak bir tek isteği vardır, bedenden uzak, sırf maneviliğe yakın olmak. Beden ruhun mezarıdır. Ruh dünyada asla gayesine ulaşamaz; hakiki marifet ancak ölümden sonra olur. Onun için ahlaklı bir kişi ölümden korkmaz. "derken, bunu sözde bırakmaz. Aliya'nın adanmışlığını, O'nun dini anlayışında ve yaşayışında rahatlıkla görebiliriz. Batının ilmini ve düşünce yapısını öğrenerek, nice düşünce süzgeçlerinden geçirdiği, aydınların, mütefekkirlerin, sanatçıların eserlerinden, doğruluğu ve erdemi damıtarak, ilahi öğretiyi hayatının tüm evrelerinde tavizsiz, doğal ve içten bir şekilde yaşamıştır. O'nun eserlerinde, bu günün sığ düşünce yapısıyla ilahi olanı algılama telaşına düşen ve nice yanılgılar yaşayarak tökezleyen insanlığa söyleyeceği, derin, manidar nice sözler vardır.

"u2026 Ne var ki Kur'an, edebiyat değil, hayattır. Dolayısıyla onu bir düşünce tarzı değil, bir yaşama tarzı olarak bakmağa başlanır başlanmaz güçlük ortadan kalkar ve bu yanlış intibalar da değerini kaybeder. Kur'an'ın yegane hakiki tefsiri hayat olabilir ve bildiğimiz gibi, Hz. Muhammed'in hayatı tam buydu. İslam'ın öğretisi Kur'an'ın yazılı şeklinden anlaşılmaz ve mütenakız görülebilir. Fakat Hz. Muhammed'in hayatında tam manasıyla tabii bir ahenk içinde, sevgi ile kuvvet, ulvu00ee ile tabii, ilahi ile insanu00ee, hususların pek müessir birliği olarak ortaya çıkar." İlahi Öğretiyi hayat damarlarına sindirmiş bu mütevazı düşünürün, aksiyon insanının, savaş meydanlarında komutanlık yapan ve imanını bir zırh gibi bürünerek düşmana meydan okuyan, yaşadığı döneme damgasını vuran Aliya'nın bu günün yöneticilerine, önderlerine, komutanlarına da yukarıdaki sesleniş gibi söyleyeceği çok sözü vardır.

Bosna'nın karanlık zindanlarında, genç yüreğini direniş günlerine ayarlayarak büyüten, bir ömrü mücadele ve adanmışlıkla geçirmiş kahraman bir insanı anlatmaya ne yüreğim yeter ne aciz kalemim. Bu kısacık yazda, ancak O'nun birkaç vasfına değinebilirim.

" Kişinin ölümü hayatını anlamlı kılar. "O'nun satırlarından ilhamla anlıyoruz ki; O'nun hayatı da ölümü de anlamlıydı. Uzun, anlaşılmayı bekleyen, örneklik teşkil eden, bu günün dağınık, önyargılı, hazıra konmuş Müslüman dimağlarına, hayret sancılarıyla sarmalanmış, bir hayat hikayesi bıraktı.

"Sisli bir kış havası ve günlerden Cuma. Müslümanlar devam eden Sırp bombardımanından korunmak için yüksek binaların duvar diplerinden hızlı adımlarla camiye koşuyordu. Ben de daha güvenlikli bulduğum için Cuma namazını Gazi Hüsrev Bey Camii'nde kılmaya karar verdim. Cami, savaşa rağmen tıklım tıklım doluydu. Hoca Efendi hutbede iken Aliya, oğlu ve iki koruma girdi. Hoca hutbeyi durdurdu. Hürmeten yer almasını bekledi. Görevliler ayağa kalkıp yer vermek istediler. Ancak Aliya, ' Burası Allah'ın evidir. Burada farklılık olmazu2026 Allah katında en üstün olan, takva sahibi olandır. Herkes bulduğu yere oturur. Ben burada oturacağım. Bilmiyoruz, belki hepimiz çiğnenerek öleceğiz; amma İslami inşallah çiğnetmeyeceğizu2026 Hocam lütfet hutbeyi tamamlayın!' diyerek orada bulunan cemaate ayrı bir ders verdiğini öğreniyoruz O'nu anlatan bir yazarın anılarından.

Aliya son günlerine kadar sade bir hayat yaşadı. O'nun geride bıraktığı servet ve mal değildi. O milletine zillet altında kalmamayı, özgür ve bağımsız yaşamanın hazzını bıraktı. Makamı ve mevkii onun için hiçbir zaman amaç olmadı. Onurlu kişiliği, tüm haksızlıklara karşı mücadelesi, ilahi öğretiye göre şekillenmiş tavizsiz yaşantısı ile hep dik bir duruş sergiledi.

Yaşadığımız çağda, İslam coğrafyasında, ezilen insanlığın, haksızlığa uğrayan, işkenceler altında yöneticileri tarafından inim inim inleyen tüm mazlum halkların, yeniden kıyama durması ve dirilişi için Aliya gibi bilge yöneticilere, önderlere şiddetle ihtiyacı var. Bilge Kral, Batı düşüncesinin kıyılarında nice gezintiden sonra, mutlak gerçeği özümseyerek, insanlığa, ahlak anlayışıyla, İslam düşüncesindeki aydınlatıcı ve önyargısız düşünce yapısıyla örneklik teşkil edecek, eşsiz bir yaşantıyı miras bırakmıştır.

" Yaşayan her şey acı çeker. Fakat sadece insanlar ızdıraba fikir giydirirler." Diyerek, yazdığı gibi yaşayan, zindanları mektep yaparak ufkunu genişleten okumalarla, nice zorluklarla notlar alarak derinlikli, düşünce eserleri bırakan, Aliya gibi, fikir ve aksiyonda sağlam duruşuyla örneklik teşkil edecek nadide şahsiyetlere susamıştır günümüz gençliği.

Çağa damgasını vuran ender şahsiyetlerden, Aliya İzzet Begoviç'i, ve O'nun gibi yaşayıp iz bırakan tüm önderleri, alimleri, Allah dostlarını saygıyla anıyor, hepsine Rabbimden Rahmet diliyorum.