Boşanmayalım!..
TÜİK’in, yani Türkiye İstatistik Kurumu’nun açıkladığı “boşanma” rakamları dikkatinizi çekti mi, bilmem.
Çekmediyse
arz edeyim:
2020’de
136 bin 570 olan boşanma sayısı 2021 yılında 174 bin 085’e çıktı.
Boşanmalar bir yılda, evet, sadece bir yılda, yaklaşık yüzde 27.5 oranında
arttı!..
TÜİK’in
açıkladığı “enflasyon rakamlarına” bazı kesimlerden itirazlar gelir malûm.
Bu
konuda itiraz yok!
“Boşanmaların”
memleketimizin birlik, beraberlik, huzur ve bekasını tehdit edecek kadar
süratli bir şekilde arttığını ortaya koyan rakamların “korkunç gerçeği” yansıttığı noktasında “galiba” hem fikiriz.
*
“Galiba”
dedim.
Zira…
Bazıları
da, af edersiniz, “Sevişirim evlenmem,
hamile kalırım doğurmam!” modunda.
Hatta
ve hatta, biz böyle “aile, aile, ille de
aile!” diye feryat ettikçe, “hemcinsler”
arasındaki “evliliklere” (!) dair
fotoğrafları gönderenler de oluyor.
Bir
filmin “hemcins olarak doğan”
yönetmenleri, hayli zamandır evli imiş…
Bunlar,
günün birinde boşanacak olurlarsa…
Kim
kimden “süresiz nafaka” isteyecek
acaba, aklımız ermez bu işlere!..
*
Malûm,
bugünlerde ağırlıklı olarak “ekonomideki
vaziyetleri” konuşuyoruz.
Ekonomi
elbette çok önemlidir, hane halkının gelir durumu, elde ettiği gelirle neleri
yapabildiği ve neleri yapamadığı elbette çok önemlidir.
Herkes
diyor ya, eski politikacılardan biri “Tencerenin
deviremeyeceği iktidar yoktur!” cümlesini sarf etmiş.
Ben
de…
Çok
mu iddialı gelecek bilmem, “Aile
krizinin yıkamayacağı devlet yoktur!” diyorum.
“İlle de para olsun, ister çamurdan
olsun!” dünyasında bu söylediğimin, pek de dikkate
alınacağını zannetmiyorum.
Toplum
olarak bu meseleye çok önem atfediyor olsaydık, yangın bacayı sarana kadar
beklemez, hatta ve hatta bacayı sarmışken, böyle, “langıdı lanlan, langıdı lanlan, samsak döveci, gümbüdü gümbam gümbam
gümbam ebegümeci” diye kıç
atmaztık!..
AVM’de
“cihaz indirimi” var diye de,
birbirimizi ezmez, ele güne rezil, kepaze olmazdık!
*
Diyeceksiniz
ki, her yer mi böyle?
Yok,
şükür değil…
Amma
velâkin, boşanmaların bir yıl içinde yaklaşık yüzde 27.5 oranında artmış olması
da “Aman Allah’ım” dedirtmeyecek
gibi değil!
Bu
tabloya bir de, “boşanan sayısındaki
artış oranının”, “evlenen sayısındaki artış oranını
neredeyse ikiye katladığını” ekleyin.
“Ailede
erozyon” tablosu yani!..
Bilmem
sizin için ne kadar sakıncalıdır;
“Evlilik yaşı da gittikçe yükseliyormuş”
resmi rakamlara göre.
Erkeklerde
bir yıl içinde 27.9’dan 28.1’e çıkmış
ortalama ilk evlenme yaşı, kadınlardaysa 25.1’den 25.4’e.
Bir
yıllık artışları sakın ola ki az görmeyin, bu hızla giderse ortalamada 30’u
bulacağız kısa süre sonra.
30!..
İlk
dedelik ve ilk büyükannelik yaş ortalaması “60”
oluyor aşağı yukarı ve “genç ölümleri”
de gittikçe artıyor ne yazık ki!..
*
TÜİK’in “boşanma, evlenme” rakamlarına girmişken…
Belki ilgilenen olur diye, “boşanma hızının en yüksek ve en düşük
olduğu iller”den de bahsedeyim.
Bin nüfus başına düşen “boşanma” sayıları, “kaba boşanma” olarak ifade ediliyor.
Bu “kaba boşanma ölçeği”ne göre,
boşanmalarda birinci sırayı İzmir
alıyor,
İkinci ilimiz Antalya ve üçüncüsü ise
Uşak.
Şırnak, Hakkari, Siirt ve Muş ise, “kaba boşanma” hızının en düşük olduğu
illerimiz.
*
TÜİK verileri, “yabancı damat” ve bilhassa “yabancı
gelin” oranlarının da ciddi boyutlara ulaştığını gösteriyor.
Sadece “yabancı gelin” oranından bahsedeyim:
Bir yıl içinde “bize katılan” yabancı gelinlerin sayısı 23 bin 687 olmuş, oranı da
yüzde 4 nokta 2.
Yani, evlenmelere epeyce katkıda
bulunmuş yabancılar.
*
Birkaç rakama dikkat çektik bu yazımızda.
TÜİK’in sayfasına girerseniz, daha
fazlasını bulursunuz.
Efendim;
Hani hep “beka meselesi, beka meselesi” diyoruz ya haklı olarak…
Aile olmayınca, beka oluyor mu acaba?
Hadi bir sorumuz daha olsun:
“Ailedeki bu çözülmeyi durdurmak için neler yapılıyor…”
“Acaba?”