BÖLGE TEDİRGİN
6-8 Ekim 2014 olaylarından beridir bölge gergin, şehir endişeli. Çok ciddi endişeye sebebiyet veren Kobani sürecinden sonra üç aydır çatışmaların yeniden başlaması beraberinde korkuyu getirdi.
Bölgede gergin ve endişeli bir havanın hakim olduğu biliniyor. Bu kadar şiddetli başlayıp aralıksız süren çatışmaların şehir merkezlerinde de meydana gelmesi ürkütücü ve bu da karamsarlık olarak topluma yansıyor. Halk önümüzdeki haftaların daha kaygı verici gelişmelere sahne olacağı endişesini taşıyor.
Öyle ki seçim yaklaştı, çok önemli bir seçim, ama bölgenin gündeminde Şırnak, Cizre var, Sur, Silvan var, Nusaybin, Varto var, günlük sohbetlerde seçim yok. Zaten bölgede patilerde de seçim var mı yok mu belli değil. Erken ve çok kritik bir seçim olmasına rağmen 40 yıldır ilk kez seçimlerden önce bu şehrin gündemi seçim değil. Diyarbakır'da da seçim ve sonuçlarıyla ilgili tartışmalar 5 ay önceden başlardı, ama seçime bir ay gibi kısa bir süre kalmışken Diyarbakırlı seçimi konuşmuyor. Eğer Diyarbakırlılar bu önemli seçim öncesi de seçimi konuşmuyor ise hepimiz bundan tedirgin olmalıyız.
Şehrin gündemi çatışma süreci ve bunun ne/reye evirileceği konusudur. Cizre'den sonra Silvan'da, Nusaybin'de kurtarılmış mahalleler, mahallelere inen tanklar, perde barikatlar, sınır hattı gibi betonarme duvarlar. Öldürülen çocuklar, askeri araçların güzergahına yerleştirilen mayınlar, bombalama, kepçede yakılan polisler, araçla sürüklenen cesetler...
Yaşanan bütün trajedide yine sadece HDP'lilerin sesi duyuluyor.
Çatışmaların yaşandığı bölgeye gidenler HDP'li,
Hendeklerin kazıldığı yerlere operasyon yapılır HDP'liler orada,
Olaylarla, saldırılarla, ölümlerle ilgili bir açıklama mı yapılır bunu sadece HDP'liler yapıyor. Ak Parti yerelde yeller estiriyor. Zannedersiniz ki Ak Parti Fizan bölgesinin partisi. Tam da o meşhur "Kobani düştü düşecek" süreciu2026
Daha bir yıl öncesine kadar gece yarılarında şehrin girmediği mahallesini bırakmayan Ak Parti nasıl bu hale geldi? Kimin neden bu hale getirdğii sorgulanmadığı için şimdi gündüz ortası bile Ak Parti görünmüyor.
Dedim ya,
Ak Partinin yerel siyasetçilerinden tek cümle çıkmıyor, dolaysıyla gündem hükumetin aleyhinde seyrediyor. Merkezi, taşrayı, mahalleleri etkileyen HDP'li siyasetçilerin "savaşı tek başına iktidar olamayan Ak Parti çıkarttı" söylemi daha önce bütün seçimlerde Ak Partiye oy veren seçmen dahil halkın kahir ekseriyeti tarafından kabul görmüş. Ak Partili siyasetçilerin bu algıyı değiştirecek hiçbir kelamı hissedilmedi, duyulmadı.
Tam da bu sırada başbakanın bayrama Diyarbakır'da girmesi çok iyi bir jest idi.Ama Allah aşkına bu jest böyle mi olmalıydı?
Bakınız, bu jest halktan hatta bizlerden bile adeta gizlendiği için ciddi bir karşılık bulmadı. Tıklım tıklım dolu olan Ulu Cami'de Sayın başbakanın bayram seremonisine katılım bu yüzden düşüktü. Camiden çıkan pek çok kişiye "başbakan Davutoğlu camideymiş" dendiğinde "öyle mi" diye karşılık verenlerin sayısı "biliyoruz" diyenlerin sayısından oldukça fazlaydı. Bu tür jestlere iyi hazırlık yapılmalı, yoksa böyle bereketsiz kalır.
Maalesef seçim hükümetinde, MKYK ve aday belirlemelerinde 7 Haziran'dan ders alınmadığı görüldü. Bunun içindir ki hayra yormadığım halkın çok şey anlatan sessizliği beni ürkütüyor. Oysa 7 Haziran'dan sonra olası bir erken seçimde millet Ak Partiye oy vermek için bahane arıyordu.
7 Haziran seçimlerinden sonra yazdığım KÜRTLER NEDEN AK PARTİYE OY VERMEDİ başlıklı yazı dizisinde değindiğim gibi Diyarbakır'da -özellikle 2009 seçimlerinden itibaren-"hükumet Diyarbakır'ı/bölgeyi HDP'ye bıraktı" yönündeki u2013bence yanlış olan- algısını kırmak için Ak Parti ciddi hiçbir şey yapmadı. Bu da halkın Ak Partiden beklentisini en düşük seviyeye itmiş durumda. Bu yüzden bölgede "Ak Parti bir dava partisidir" anlayışı darmadağın oldu. Yıkılan bu anlayışın yerine Ak Parti bölgede "AKP ANAYOL oldu" inancı yerleşti.
Ak Parti acilen milleti muhattab alacak adımlar atmalı, çünkü halkta beni ürküten, "Benim Ak Partim bu değil, zira bu yapılanlara bakıldığında Ak Partinin artık ne yapacağı belli olmaz" düşüncesi hakim olmuş durumda.
Bunu söylemek istemezdim, ama üzülerek söylemeliyim ki bölge insanındaki "Ak Parti bölgeyi ve bilhassa Diyarbakır'ı kendi kaderine terk etti" algısı sonu hayırlı bir durum olmasa gerek.
PKK 15 Ekim'den itibaren ateşkese gideceğini duyurmuş, sebebi ne olursa olsun silahları susturması yeterli olmasa da insanımızı sevindirdi.
Dikkatli olmalıyız, Türkiye'nin kaybetmesi, Türkiye'nin bölgeyi kaybetmesi Kürtler için de Türkler için de 100 yılın kaybı olacağının bilinciyle politikalar geliştirilmeli.