Dolar (USD)
34.17
Euro (EUR)
38.19
Gram Altın
2933.15
BIST 100
0
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

26 Eylül 2024

BM Kürsüsü'nden Aile'ye Kuşatma ikazı!

Sayın Erdoğan, BM Kürsüsü’nden dünyaya hitap ederken, terörist İsrail’in soykırımına destek veren, sessiz kalan alçakların suratlarına suratlarına indirdi “söz” tokatlarını.

Ne var ki, suratlar kösele.

Beşli çete zalim.

ABD, İngiltere, Fransa alenen destekliyor soykırımı.

Rusya ile Çin’in de işlerine geliyor, Müslümanların ezilmesi, silinmesi!...

BM’den ne beklersin; 210’dan fazla personelini katletti İsrail.

Kendisi himmete muhtaç bir dede, nerde kaldı gayriye himmet ede.

Tarihe bir not daha düşmüş oldu Sayın Erdoğan, zalimin zulmünü yüzüne haykırmak mühim elbet.

İsrail Terör Örgütü’nün tepesine “güç kullanarak” ineceğimiz günlerin gelmesi için dua edelim, hep birlikte.

Sayın Cumhurbaşkanı’nın BM Kürsüsü’nden yaptığı konuşmayı ekrandan değerlendirirken, “Aile Kurumu’na saldırılar giderek artıyor!” vurgusunun üzerinde epeyce durdum.

Buradan konuyu iyice deşmek isterim.

Bir önceki konuşmasında da, Aile ve Sapkın Akımlarla Mücadele kapsamında mühim mesajlar vermişti Sayın Erdoğan.

Hepimizin olduğu gibi, kendisinin de yüreğini yakıyor “küresel yıkım projesi”nin tıkır tıkır yürütülmesi.

Yüreklerimizi yakıyor ve derinden endişelendiriyor gelişmeler.

Bu “küresel yıkım projesi”nin arkasında, Hindistan’daki G-20 Zirvesi’nde ilân edildiği üzere, dünyayı “TEK DEVLET, TEK AİLE” haline getirip, tamamen kontrolleri altına almak isteyen “Evanjelist Çete” var.

Pandemi- plandemiden bu yana yaşananlara dikkat!

x

Sayın Erdoğan ismini vermediği bu çetenin gücünü tarif ederken şu cümleleri kullandı BM Kürsüsü’nden:

“Bu yıkım projesi karşısında ses çıkaran, en ufak bir tepki gösteren herkes susturulmakta, linç kampanyalarının hedefi olmaktadır. Türkiye, ne pahasına olursa olsun, bu korku iklimine direnmekte kararlıdır.”

Evet…

“Ne pahasına olursa, olsun.”

Türkiye, bu işlerin üzerine kararlılıkla giderse, hangi bedelleri öder?

Bu işlerin “pahası” ne olur?

2024 Olimpiyatlarında sergilettiği “sapkınlık” rezaletiyle, Aile’nin yıkılması, eşcinselliğin ve diğer sapkınlıkların “normalleştirilmesi” için elinden geleni yapacağını gösterdi Evanjelist Çete.

Türkiye, evet, bu kuşatmayı yarmak mecburiyetinde.

Yoksa…

Allah muhafaza, bölünür ve tarih sahnesinden silinir güzel ülkem.

Bugüne kadar, düşürüldüğümüz zor durumlardan kurtulabilmiş, istiklâlimize sahip çıkabilmiş olmamızı sağlayan ‘AİLE YAPIMIZ’ın güçlü olmasıdır.

Maneviyatı sağlam aile, memleket tehdit altındayken bir kenara çekilmez, düşman ülkesine göz diktiğinde gözünü budaktan sakınmaz.

Cepheden kaçan evlâdı asla affetmez!..

Memleketimizi ayakta tutanın aile bağları olduğunu çok iyi bilen düşman, bize oradan yükleniyor.

Bu çok yaman bir işgal girişimi.

Her yandan saldırıyorlar.

Sağdan soldan yaklaşıyor Şeytan.

Ekranlara şöyle bir bakın, şeytanın nerelerden yaklaştığını rahatlıkla göreceksiniz!

Sayın Cumhurbaşkanı, “ekranlar aracılığıyla uygulanan” plâna defalarca dikkat çekti, genelgeler yayımladı ama…

Netice değişmedi!

Bildiklerini okumaya devam ettiler, ediyorlar!

Türkiye, sapkın akımların küresel temsilcisi niteliğindeki sözde sivil toplum örgütlerini “kapatma” yoluna gitmedi bu güne kadar.

Büyük Aile Platformu, bunların kapatılması için TBMM Başkanlığı’na dilekçe verdi ama, o talep “henüz” karşılık bulmadı.

İnşaAllah, zamanı bekleniyordur, uygun vakitte, Sayın Cumhurbaşkanı’nın BM Kürsüsü’nden ilan ettiği “kuşatmayı yarma” adımları atılacaktır.

BM dediğin ne ki, zulmün, sapkınlığın taşeronu.

Ne yazık ki, zamanında bu BM ile, “Eğitimde Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Projeleri” yapıldı!

Hem de okullarımızda!

Bu projelerin çocuklarımıza uygulanmasına binlerce gönüllüyle birlikte tepki gösterdik.

Ve 2019 yılında “Milli” Eğitim Bakanlığı’ndan şu açıklama geldi:

“Eğitimde Toplumsal Cinsiyet Eşitliğinin Geliştirilmesi Projesi hakkında medyada yer alan haberlere ilişkin aşağıdaki açıklamanın yapılmasına gerek duyulmuştur.

‘Eğitimde Toplumsal Cinsiyet Eşitliğinin Geliştirilmesi Projesi’ Orta Öğretim Genel Müdürlüğü tarafından 2014 – 2016 yılları arasında yürütülmüş ve tamamlanmıştır. Söz konusu projenin pilot uygulamaları da geçtiğimiz eğitim-öğretim yılı itibariyle tamamlanmıştır. Basından gelen talepler üzerine, Sayın Bakanımız yapılan pilot uygulamaların çıktılarını değerlendirmiştir.

Bakanlığımızın gündeminde bu alanda devam etmekte olan bir proje yoktur. Kamuoyunun bilgisine saygıyla sunulur.”

İşte böyle; bu memlekette Orta Öğretim Öğrencilerine, 2014 ile 2016 yılları arasında, “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği” projesi uygulandı.

Ve, zararları görülmüş olacak ki…

Bakanlık, bu projelere artık devam edilmeyeceğini ilan etti!..

Zararın neresinden dönsen kâr,

iyi ki ikaz edenler, tepki gösterenler var!

X

Türkiye’nin AİLE YAPISI tehlike sinyalleri veriyor.

Sokaklardaki şiddet olaylarının gittikçe artması, hayatlarının ilkbaharındaki insanların, birer “suç makinesi” haline gelmesi, AİLEMİZE SALDIRILAR ile yakından ilgili.

Gerek Türkiye’de, gerekse başka birçok ülkede yapılan bütün araştırmalar, huzursuz, sevgisiz ortamlarda büyüyen, boşanmış ailelerden gelen gençler arasındaki suç işleme oranlarının, diğerlerinden çok daha fazla olduğunu gösteriyor.

Bu gençler arasında, zararlı madde kullanımı da çok daha yaygın.

Boşanmalar arttıkça, suç oranları da, uyuşturucu kullanımı yaygınlığı da artıyor hiç şüphesiz.

Bir taraftan boşanmalar hızla artıyor diğer taraftan da evlenmek isteyenlerin ya da evlenebilenlerin oranı hızla azalıyor.

Nüfus artış hızı, Sayın Cumhurbaşkanı’na “varoluşsal tehdit” dedirtecek kadar düşmüş durumda.

Yetkili ağızlar…

Hatta Aile Bakanı bile, “Bu trend bu şekilde devam ederse bundan 20-25 sene sonra askere gidecek genç bulamayacağız!” diyor!

İnsanımız çocuk istemiyor, ya da çok az çocuk istiyor.

Çocuk yapmıyor.

Kimisi maddi sebeplerden, kimisi de istemediği için!

Bazıları da, “ömür boyu süresiz nafaka mahkûmu” olmaktan endişe ettiği için!

Endişemiz çok büyük;

Boşanmalar artar, evlenme arzusu azalırsa, sonuç nereye varır ki?

X

Durum vahim.

Acil tedbirler almak gerekiyor.

“Varoluşsal tehditleri” aşmamızı sağlayacak projeler geliştirmemiz gerekiyor.

Projelerin uygulanabilir olması, göstermelik olmaması gerekiyor.

Sayın Aile Bakanı’mıza, “Böyle projelerimiz var mı? diye sormuştuk bu sütundan.

Sormuştuk ve varsa, bunları yazmaktan büyük memnuniyet duyacağımızı da ifade etmiştik.

Bu talebimize cevap gelmedi.

Böyle, büyük memnuniyetle anlatabileceğimiz projeler, atılan “dev adımlar” varsa, kamuoyuna yansıtmaktan memnuniyet duyarız.

Yoksa…

İyice endişe duyarız!

Varsa, mutlaka anlatmak isteyecektir Aile Bakanımız Sayın Mahinur Özdemir Göktaş.

Duayla bitirelim:

Vardır İnşaAllah.