Blockhain ve ulus devletler
ECONOMİST Dergisi'nin 9 Ocak 1988 tarihli nüshası, “Tek Dünya Parasına Hazır Olun” temalı bir kapak fotoğrafıyla çıkmıştı. Dergide yayınlanan “One World, One Money” başlıklı makalede küresel tek para biriminin (bitcoin) faziletlerinden bahsediliyordu.
Kapak fotoğrafında; Zümrüdü Anka(Phoenix) Kuşu’nun
ayakları altında dünyanın geçerli tek para birimi olan dolarların yakılması ve
boynunda asılı duran dijital para birimi resmedilmişti.
Bugün Bitcoin’in de içinde olduğu yaklaşık 1000 farklı para biriminin
varlığından bahsediliyor. Türkiye ise en çok kripto para kullanan ülkeler arasında yüzde 16 ile
dünyada 4’üncü, Avrupa’da ise ilk sırada yer alıyor.
***
2008 mali krizinde piyasaya olağanüstü para pompalayan ABD, 700 milyar dolar
karşılıksız para basarak dev şirketleri kurtarmıştı. Elbette Amerikalıların sırtına
yüklendi bu borç.
Dolayısıyla o dönemde Amerika’da ödenmemiş kredi kartı borçları 850 milyar dolar civarındaydı.
30 milyon insan bir gecede iflas etti. 2009 yılında ise 3 milyon Amerikalı
evsiz kaldı.
Geçen yıl Covid-19 için ABD Senatosu'ndan 2 trilyon dolarlık teşvik paketi geçmişti.
Anlayacağınız ABD çıldırmış gibi para basıyor ve balon her geçen gün büyümeye
devam ediyor.
Yalnız 2008 yılında ilginç bir şey oldu. Satoshi Nakamoto adlı fake bir kişilik üzerinden
bir makale yayınlattılar.
“Bitcoin: A Peer-to-Peer Electronic Cash System”( Bitcoin: Eşten-eşe
Elektronik Nakit Ödeme Sistemi) başlıklı bu makale aslında Blockchain ve kripto paralar
dünyasına girmek isteyenler için ilginç bir teknolojiden bahsediyordu.
Burada kısaca kriptografik (şifreleme) kanıta dayalı,
iki tarafın üçüncü bir güvenilir kişiye gerek duymadan doğrudan birbirleriyle işlem
yapabileceği bir elektronik ödeme sisteminden bahsediliyordu.
Sistem her ne kadar verilerin tek merkezde toplandığı bankaları devreden
çıkartarak karşılıklı
iki kişinin arada hiçbir aracı olmadan güvenli bir şekilde para transferinden
bahsediyorsa da aslında tüm hayatı yeniden tanzim edebilecek çapta büyük bir
teknolojinin ipuçlarını veriyordu.
İşte o teknoloji blockhain teknolojisidir.
Bunu bir muhasebe defteri gibi de düşünebilirsiniz. Arada aracı olmadan her kullanıcının
ağa bağlanabildiği, işlemlerini doğrulayabildiği ve asla silinmeyen bilgilerden
oluşan bloklar…
Her bir bilgi, bloklar halinde şifreleme algoritmalarıyla birbirine bağlanarak
kaydediliyor. Bir merkeze bağlı olmadan işlem yapabileceğimiz dağınık bir veri
tabanı sunuyor. Yapılan işlemler iki kişi arasında güvenli bir hale geliyor.
Her ne kadar bitcoin için tasarlandığı düşünülse de “Blockchain Revolution” kitabının
yazarı Don Tapscott bu teknolojinin birçok alanda kullanabileceğini söyleyerek
dünyada devrim niteliğinde bir değişime yol açacağını söylüyor.
Arazi sahiplerinin tapularının kayıt altına alınılabileceği hatta akıllı
kontratlarla yapılacak ticari alışverişlere kadar birçok şey yeniden düzenlenebilir. Örneğin Edurne
ve Mayel çiftinin blok zinciri üzerinden evlenerek bu alanda bir ilke imza atmışlardı.
***
Bugün McKinsey, Google, IBM ve Microsoft gibi büyük firmalar blockchain
alt yapılarını çoktan hazırlamaya başladılar bile.
1988 Economist dergisinin kapağını hatırlayınız. Ve 2008 mali krizinin
ardından Covid-19 ve onun da ardından gelecek olan küresel ısınma ve kıtlık… Ve pervasızca basılan
karşılıksız paralar.
Bana kalırsa nihai hedefleri; vatandaşları devletlerinden kopartıp
Blockchain'e entegre ederek ulus devletleri tasfiye etmek ve global dijital dünya projesini hayata
sokmak. Ve elbette nakitsiz, ailesiz, bireyselleştirilmiş itaatkâr köleler
oluşturmak.
19. yüzyıl imparatorlukların tasfiye edildiği bir çağdı. Bu çağ ise ulus
devletlerin zayıflatılacağı, akıllı hükümetlerin ve akıllı şehirlerin devreye
sokulacağı, yüz tanıma sistemleriyle insanların kimliklerinin tespit edileceği,
algoritmaların tüm hayatı şekillendireceği ilginç bir çağ olacak.
Covid-19 üzerinden estirilen korku ile insanları psikolojik olarak bu sürece hazırlıyorlar. Daha
da korkmazlarsa bu sefer küresel ısınma ve kıtlık ile korkutacaklar.
Blockhain teknolojisi bir komplo teorisi olarak görülmemelidir. Bu
teknoloji tüm sosyolojiyi, insanlık birikimlerini altüst edeceğe benziyor.
Türkiye ise küreselcilerin Covid-19’u kendi emelleri doğrultusunda
kullandığını sanırım henüz fark edemedi. Bunu aşabilirse blockhain teknolojini kendi lehine
çevirebilir.