Bizimkisi Tren hikayesi ...
Ticaret yolları dünya tarihi içinde hep önemli bir yer kaplamış, hatta yeni ticaret yollarının keşfi dünya tarihinde dönüm noktaları olmuştur.
Bilinen en eski ve uzun kara ticaret yollarından biri de
İpekyolu olup Çin’den başlayarak Avrupa’ya kadar yüzyıllarca insanlığın yükünü çekmiştir.
Deniz taşımacılığının uluslararası taşımacılıkta payını artırmasıyla birlikte
de önemini kaybetmiş ve tarih sayfalarındaki yerini almıştır.
Ulaştırma Bakanlığının Marmaray’dan geçmesinin ardından
Çin’e yolcu ettiği 32 vagonluk yük treni ile İpekyolu güzergahı zihinlerde
tekrar canlandı.
Tren, Ulaştırma bakanımızın katıldığı bir tören ile yola
çıktı ama asıl şenlik bundan sonra başladı. Şenlik dediysem yol boyu trenin
geçişini zevkle izleyecek masum öküzlerin
bahsetmiyorum yanlış anlaşılmasın.
Panzerin ezdiği genc, onbinler köprüyü geçti taksime
yürüyor, müftü eşi, direnin hükümet düşecek gibi yalanlarla gezi olayları
sırasında yalan cimnastiğinde zirve yapanların, halen formda olduklarını ve
performanslarından çok bir şey kaybetmediklerini görmüş olduk trenin
uğurlanması ile beraber.
Sosyal medyada görüp gülüp geçtiğim trenin Halkalı’ya geri
döndüğü iddaasını, Halk tv’nin gürsesli ve tarafsız! program sunucusu video çekip paylaşınca, ‘’Allah Allah ne
oluyor’’ dedim.
TCDD taşımacılık resmi twitter sayfasına girince, nerdeyse
trenin geçtiği her güzergahın paylaşıldığını ve trenin yoluna devam ettiğini
gördüm.
Taşıdığı yükün yanısıra her geçtiği noktadan paylaşım
yaparak, ben yoldayım geri dönmedim diyordu kendisinin halkalıya döndüğünü
iddaa edenlere.
Balistik raporunda aynı namludan çıkan kurşun gibi adeta
yalancılık mazileri…
Şefkati dillere destan Abdulhamid Han’a kan döken kızıl
sultan deyip on yılda koca imparatorluğun kanını emip dağıtanlar, ülkeyi imar
etmek için gecesini gündüzüne katan Menderes’e topraktan baraj yaptı
köstebekler yuva kuracak deyip yaptıkları darbe ile ülkeyi köstebek gibi
kemirenler, 18 yılda kendisinden önceki
80 yılda yapılanlardan fazla hizmet eden Erdoğan’a hırsız hırsız diye bağırıp
buldukları ilk fırsatta hamuduyla götürenler.
Yapmanın zor, yıkmanın kolay olduğu bir dünyada yıkıcı
olmanın cazibesine kapılanlar. Eleştirmek ile düşmanlık yapmak arasındaki bariz
çizgide eleştiriyor gibi gözüküp düşmanlık yapanlar.
Yukarı mahallede attıkları yalana, aşağı mahalleye gelince
kendileri de inananlar, çok şey söylenebilir ama anlayana.
Treninin halkalıya döndüğü yalanını paylaşan bir sosyal medya
kullanıcısına, özür dilemeyi düşünüyor musun diye sordum sormaz olaydım.
Cevap olarak ‘’tren
halkalıya dönmedi mi ? bakanlığa sordum neden cevap vermiyorlar demez mi ? ‘’
TCDD taşımacılık twitter adresinden trenin geçtiği yerleri
anbean görebileceklerini ve trenin geri döndüğü iddaasının yalan olduğunu
belirtmeye çalıştım nezaketimi koruyarak.
Bir diğeri bana yorum olarak ‘’madem o kadar biliyorsun,
Pamukova tren istasyonuna el at demez mi ‘’ ne diyeceğimi şaşırdım, ilmi ve
güncel bir tartışma içine girmeyi beklerken bir anda kendimi Pamukova tren
istasyonunu hizmete açmayan bir yönetici zannedip, utanıp sohbeti orda kestim.
Hız limitini aşan sürücüyü durduran polis fıkrası geldi
aklıma nedense.
Trafik polisi durdurduğu sürücüye ‘’Hız limitini aştınız
beyefendi. Ehliyet, ruhsat alabilir miyim?’’ der, sürücü ‘’ne ruhsatı hemşerim
bu araba çalintı, ehliyetim falan da yok, gerçi bir torpidoya bakayım belki
silahın altında vardır birşeyler’’ der, Polis ‘’ne silah mı diye şaşırır’’,
sürücü ‘’Yav bagajda iki tane ceset var onları vurmuştum silahla’’ der .
Polis hemen ekip çağırır, amirine anlatır herşeyi, amir
gelince bizimkisi hemen ehliyetini, ruhsatını çıkarır, torpidoyu bagajı
gösterir, hiçbir şey yok.
Amir polise sorar; ‘’O kadar şey dedin, ortalıkta hiçbir şey
yok?’’
Ordan bizim eleman atlar, "şimdi bu size benim için hız
yaptı falan da demiştir."
Şimdi gel de trenin yolculuğuna devam ettiğini, dönmediğini anlat, anlatabilirsen :)