Bizim Hikayemiz ve Kan Vampirleri
Eğer ödeyebiliyorsak kişi başı beş bin euro ödeyip çürümüş filikalara veya şişme botlara bizi de bindirecekler ve Akdeniz'in derin sularına bizim de çocuklarımızın taze bedenleri bırakılacaktır. Zaten bu duruma gelinceye değin bizim bir vatanımız kalmamış olacaktır. Vatan talan edilmiş, namus tarumar haline getirilmiş, yer altı ve yer üstü zenginliklerimiz batının devasa sanayi tesislerine teslim edilmiş olacaktır. Bin yıllık tarihsel mirasımız ta kabristanlarımıza varıncaya kadar yıkılmış olacaktır. Yetmez daha da yetmez. Batının fabrikalarındaki kimyasal atıklar bizim vatan bildiğimiz toprak parçasına gömülmüş olacak. Batının toprakları zehirlenmesin diye. Yetmez daha da yetmez. Bizim kara sularımızdaki balıkları avlayıncaya değin, kendi denizlerindeki balık türleri tükenmesin diye, daha da beter ediyorlar, daha da beter edecekler bizi.
Tabi eğer Akdeniz'de kişi başı beş bin euro verebilir ve çocuklarımızın yarısını boğulmadan kurtarabilir İtalya sahillerine ulaştırabilirsek. Ardından ne mi olacak. İtalya veya Yunanistan sahillerinde sahil güvenliğine yakalanmamız kuvvetle muhtemel ve sahil güvenlik hapishanelerinde her türlü tacize maruz kalmak ve ağlayan çocuklarımıza bir çikolata alamamak da en zoru ve siz batının sığınma hücrelerinde küçük bir tabağa koydukları domuz yağıyla kızartılmış patates kızartmasına şükredecek duruma gelirsiniz.
Ve sonra yer kadar, gök kadar derin düşüncelere dalarsınız, dalarsınız ki kendi toprağınızda, kendi vatanınızda, kendi mescitlerinizin ezanları gölgesindeki huzuru anımsarsınız, anımsarsınız ki iş işten geçmiş olacak. Ve birkaç yıllık, sahil şeridi mahpushanelerinde geçirdiğiniz zulüm yıllarından sonra geriye kalan çürümüş hayallerle Almanya'nın bir kentinde her türlü rezilliği barındıran bir iş ya bulacak ya da bulamadan çöpten ekmeklere bizi muhtaç edecekler ediyorlar. Kaç asırdır aynı film, aynı nakarat.
Yanan yakılan, tarumar edilen bir vatandan sonra ve kaybettiğiniz ailenizin üçte birinin cesetlerini geride bıraktıktan sonra ailenizin geri kalanın yarısını da Akdeniz'in serin ve derin sularına yunuslara yem bıraktıktan sonra ailenizin geri kalan son kısmı, Avrupa'da her türlü ahlaksızlığa maruz bırakıldıktan sonra çocuklarınızı sünnetsiz büyütmenin acısını yaşattılar yaşatıyorlaru2026 Bunlara katlanmak zorundasınız; çünkü soyunuzun ve hatta sülalenizin son fertlerini de kaybetmek istemezsiniz. Tabi Hristiyanlaştırmış çocuklarımız yıllar sonra ''atalarımız Müslüman'dı'' diyecekler..
Son yüzyılda aşağı yukarı 100 milyon insan, 100 milyon Müslüman, 100 milyon Doğulu, 100 milyon kadın erkek çocuk yaşlı mazlum insana bu hikayeyi, bu acıyı, bu kahır dolu dramı ve burada kelimelerle anlatılamayacak kadar çirkin durumları insanımıza yaşattılar. Son kale biziz, bize de bunu yaşatmak istiyorlar. Türkiyeliye de yaşatmak istiyorlar. Önce gençlerimizi vuruşturup uzak bir tepeden dürbünle izlediler veya bize yaşattıkları acıları filmleştirip patlamış mısır eşliğinde yine bizlere izlettirdiler.
Kardeşim soruyorum size, Kürt niye ölsün, Türk niye ölsün, Arap niye ölsün, insan niye ölsün, mazlum niye ölsün; ama tam da bunu yapıyorlar bizi öldürüyorlaru2026
Soruyorum size şimdiki hayatınızı ve hayat standartlarınızı düşünün, düşünün ki aksi takdirde Akdeniz sahillerinde veya Yunan ve İtalyan mahpushanelerinde her tür tacize ve tecavüzü de düşünün.
Kanla karışık gözyaşları dökeceğiniz anı düşünün, ciğerinizin acıdan tüm fonksiyonlarını kaybettiğini düşünün, ar damarınıza ıstırap çektirildiğini düşününu2026
Düşünün ki hep beraber bir olalım, beraber olalım, kardeş olalım, olamazsak sonumuzun yakın olduğunu açık açık söylemekten çekinmiyor batılı kan tacirleri ve zevk katilleri ve Müslüman kanı içmekten çekinmeyen batılı vampirler pusuda bekliyoru2026