Bizim çocukluğumuz ve şimdiki çocuklar
Zaman insan ömründe hızla akıp gidiyor, daha dün gibi dediğimiz çocukluğumuz, gençliğimiz bir çırpıda nasılda geçti gitti. İnsan yaşamında, zamanın kıymeti geçtikten sonra anlaşılıyor. Hani derler ya bir varmış bir yokmuş, işte öyle bir şey.
Bizim
zamanımızda çocuklar için hayat sokakta başlardı. Bizler sokaklarda
çocukluğumuzu doya doya yaşadık, hem oyun oynayan hemde öğrenen bir nesil idik.
Çocuklar saklambaç
oyununu oynarken, bulunulmayacak yerlere saklanırlardı, bugünkü adıyla
stratejiyi öğrenirlerdi. Yağ satarım bal satarım oynardık, yere tebeşir ile birbirini izleyen
kareler ya da daireler çizilen seksek oyunu oynardık. Beş taş vb. daha birçok
oyun oynardık. Bizler oynadığımız oyunlarla hem eğlenir hem sosyalleşir
hemde öğrenirdik.
Yine gazete kağıdından
altılı çıtalı uçurtma yapar kenarlarını hamurla yapıştırır, On metrelik
ipimizle rüzgarlı havalarda uçurur arkadaşlarımızla uçurtmaları yarıştırırdık,
Erkek çocuklar misket, futbol oynarlar, kızlar genellikle ip atlar ve yakan top
oynarlardı. Sokakta oyun oynarken acıkır, annemizin bir dilim taze ekmek
üzerine sürdüğü reçelli yağlı ekmeği atıştırmalık olarak yerdik.
Bizim nesil oyunları
öğrenerek ve eğlenerek oynuyordu şimdilerde ise bu ülkenin çocukları teknolojinin
ilerlemesiyle birlikte telefon, tablet ve bilgisayar oyunları oynamaktalar.
Bunlarda çocuklarımızın gelişimlerini olumsuz yönde etkilemekte onların,
fiziksel, motor, sosyal duygusal, bilişsel gelişmeleri üzerinde olumsuz etkiler
bırakmaktadır.
Bugün, çocuklar dış
mekanda oyun oynamak yerine, daha çok teknolojik aletlerle içe dönük bir
oyun anlayışı ile yetişmekte, sokağın avantajlarından mahrum kalmaktadırlar. Bu
şekilde içe dönük bir oyun anlayışı çocukların gelişimini olumsuz yönde etki
etmekte, onların, sosyalleşmesine engel olmaktadır.
Şehirlerimizin değişen
dokusu, motorlu araç trafiğinin hızla artması ve dış çevrede çocuğun
güvenliğinin sağlanamaması nedenleri ile sokaklar günümüzde artık çocuklar için
oyun alanı işlevini yitirmiştir.
Modernleşen dünyada
sokaklar sadece fiziksel işlevi ile araç yolları ya da otoparklar haline
gelmiştir. Halbuki sokaklar, sosyal hayatın en önemli parçalarıdır. Her yaşta
bireyin günün her saatinde bir arada olabileceği doğal buluşma ortamları olan
sokaklar, yetişkinler için sosyalleşme, çocuklar için ise doğal oyun
alanlarıdır.
Türkiye’de de sokaklar
bu bakış açısı ile yeniden ele alınmalıdır. Çocuk gözü ile sokaklar yeniden
değerlendirilmeli ve iyileştirilmelidir. Çocuklar için ve çocuklarla birlikte
tasarlamak, geleceğin yetişkinleri olan çocuklarımıza daha iyi bir kent sunmak
için, öncelikli yapılması gerekenler arasında yer almaktadır.
Belediyelerimizin
çocuk oyun alanlarını artırmaları bizim kültürümüze ait değerler olan
karagöz-hacivat, keloğlan, nasrettin hoca vb. karakterlerin çocuklarımıza
tanıtılması hem öğrenen hem de eğlendiren proğramların yapılması, bu çağda
çocuklarımızı teknolojinin esaretinden bir nebze olsun kurtaracaktır.