Dolar (USD)
35.18
Euro (EUR)
36.53
Gram Altın
2966.40
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
01 Haziran 2024

Bizim çocukluğumuz ve şimdiki çocuklar

Zaman insan ömründe hızla akıp gidiyor, daha dün gibi dediğimiz çocukluğumuz, gençliğimiz bir çırpıda nasılda geçti gitti. İnsan yaşamında, zamanın kıymeti geçtikten sonra anlaşılıyor. Hani derler ya bir varmış bir yokmuş, işte öyle bir şey.

Bizim zamanımızda çocuklar için hayat sokakta başlardı. Bizler sokaklarda çocukluğumuzu doya doya yaşadık, hem oyun oynayan hemde öğrenen bir nesil idik.

Çocuklar saklambaç oyununu oynarken, bulunulmayacak yerlere saklanırlardı, bugünkü adıyla stratejiyi öğrenirlerdi. Yağ satarım bal satarım oynardık, yere tebeşir ile birbirini izleyen kareler ya da daireler çizilen seksek oyunu oynardık. Beş taş vb. daha birçok oyun oynardık. Bizler oynadığımız oyunlarla hem eğlenir hem sosyalleşir hemde öğrenirdik.

Yine gazete kağıdından altılı çıtalı uçurtma yapar kenarlarını hamurla yapıştırır, On metrelik ipimizle rüzgarlı havalarda uçurur arkadaşlarımızla uçurtmaları yarıştırırdık, Erkek çocuklar misket, futbol oynarlar, kızlar genellikle ip atlar ve yakan top oynarlardı. Sokakta oyun oynarken acıkır, annemizin bir dilim taze ekmek üzerine sürdüğü reçelli yağlı ekmeği atıştırmalık olarak yerdik.

Bizim nesil oyunları öğrenerek ve eğlenerek oynuyordu şimdilerde ise bu ülkenin çocukları teknolojinin ilerlemesiyle birlikte telefon, tablet ve bilgisayar oyunları oynamaktalar. Bunlarda çocuklarımızın gelişimlerini olumsuz yönde etkilemekte onların, fiziksel, motor, sosyal duygusal, bilişsel gelişmeleri üzerinde olumsuz etkiler bırakmaktadır.

Bugün, çocuklar dış mekanda oyun oynamak yerine, daha çok teknolojik aletlerle içe dönük bir oyun anlayışı ile yetişmekte, sokağın avantajlarından mahrum kalmaktadırlar. Bu şekilde içe dönük bir oyun anlayışı çocukların gelişimini olumsuz yönde etki etmekte, onların, sosyalleşmesine engel olmaktadır.

Şehirlerimizin değişen dokusu, motorlu araç trafiğinin hızla artması ve dış çevrede çocuğun güvenliğinin sağlanamaması nedenleri ile sokaklar günümüzde artık çocuklar için oyun alanı işlevini yitirmiştir.

Modernleşen dünyada sokaklar sadece fiziksel işlevi ile araç yolları ya da otoparklar haline gelmiştir. Halbuki sokaklar, sosyal hayatın en önemli parçalarıdır. Her yaşta bireyin günün her saatinde bir arada olabileceği doğal buluşma ortamları olan sokaklar, yetişkinler için sosyalleşme, çocuklar için ise doğal oyun alanlarıdır.

Türkiye’de de sokaklar bu bakış açısı ile yeniden ele alınmalıdır. Çocuk gözü ile sokaklar yeniden değerlendirilmeli ve iyileştirilmelidir. Çocuklar için ve çocuklarla birlikte tasarlamak, geleceğin yetişkinleri olan çocuklarımıza daha iyi bir kent sunmak için, öncelikli yapılması gerekenler arasında yer almaktadır.

Belediyelerimizin çocuk oyun alanlarını artırmaları bizim kültürümüze ait değerler olan karagöz-hacivat, keloğlan, nasrettin hoca vb. karakterlerin çocuklarımıza tanıtılması hem öğrenen hem de eğlendiren proğramların yapılması, bu çağda çocuklarımızı teknolojinin esaretinden bir nebze olsun kurtaracaktır.