Bizi ayakta tutan\u2026

Son zamanların en çok konuşulan konusu tacizler değil mi?

Kafamızı nereye çevirsek karşımıza bir taciz tecavüz haberi çıkıyor.

Şimdi soralım; ne oldu da bu kadar taciz haberi okumaya başladık. Türkiye'de tecavüz patlaması mı oldu?

Herşey dün nasılsa bugün de öyle. Türkiye'de çok fazla değişen bir şey yok aslında. Sadece bu haberleri gözümüze sokanlar var.

Bundan yaklaşık 10 yıl önceydi. Kapkaç olayları almış başını gidiyordu.

Hemen hergün bir kapkaç haberi yapıyorduk.

Öyle ki, Haydarpaşa tren garına vagonlar dolusu kapkaç yapma hazırlığında çocuk yaştaki hırsızlar geliyordu bir yerlerdenu2026

Tam o günlerde bu işin artık turizme balta vurur hale geldiğini farkettik. O gün itibariyle kapkaç haberlerinde daha seçici davrandım. Ben böyle yapınca diğer gazeteciler de aynı duyarlılığı göstermeye başladı. Kapkaç olayları yine oldu ama yavaş yavaş toplumun gündeminden düştü. Ve sonunda kapkaç suçunda gözle görülür bir azalış kaydedildi. Yani rağbet azaldı.

Yani söylemek istediğim taciz tecavüz haberlerinde hele ki mağduru çocuksa 10 düşünüp bir yazmak gerekiyor.

Daha düne kadar bu olaylarda daha dikkatli, çocukları da incetmemek adına seçici davranıyorduk. Bu medyanın yazılı olmayan bir kuralıydı. Ve herkes uyardı.

Ama bugün televizyonların haber bültenlerinde hem de prime time saatinde çocuklarımla yemek yerken Beratcan'ın annesinin karıştırdığı haltları ailece izlemek zorunda bırakılıyoruz.

Çocuklar izledikleri haberle ilgili soru sorunca açıklamakta zorlanıyoruz.

Eğer toplumun sapıklaştığını düşünüyorsak önce dizileri, filmleri, reklamları konuşalım derim.

Gözümüze sokulan subliminal mesajların içeriğini tartışalım.

Değerli akademisyen Sefer Darıcı yıllardır "çizgi filmlerde bile bizlere subliminal mesajlar veriliyor" diye anlatıyor. Kendi yakın çevresi de dahil birçok kişi kendisine inanmıyor hatta "hadi canım sende!" diyorlar.

Ama o yılmadan kendisine inanan birkaç kişiyle yoluna devam edip toplumu kimlerin "sapkınlaştırdığını" anlatıyor.

Yani daha açık söylemek gerekirse toplumun bozulduğu aşikar. Ama biz neden bu hale geldiğimizi değil şu anda ne yaptığımızı sorguluyoruz. İşte yanlış olan da bu.

Sonra bütün bu "kötü" haberleri alıp önce içerdeki "uşaklar" daha sonra da ağa babaları hem bizim hem de tüm ümmetin aleyhine kullanacak.

Önümüzdeki süreçte daha fazla saldıracaklar.

Bizi biz yapan değerleri öylesine ayaklar altına alacaklar ki zaman zaman kendimiz bile varlığımızı, inandığımız değerleri ve herşeyi sorgulamak zorunda kalacağız.

Amaçları asla küçük şeyler değil. Sandığımızdan çok daha büyük bir emelleri var.

Dün dedeleri haçlı ordularıyla ne yapmak istedilerse bugün torunları çok daha fazlasını başarmaya çalışacak.

Bizler en güçlü şekilde kendi değerlerimize ters düşen bu sapkın ruhu lanetlemeliyiz.

Kendi ülkemizde yaşanan sapkınlıkları ayrı ayrı lanetleyip sonra da önlemini almalıyız.

Ama bunu "dışardan" bazı ellerin kurcalamasına da fırsat vermemeliyiz. İçerdeki uzantılarını kenara itmeliyiz.

Bu ülke bizim için çok değerli, ümmet için çok değerli, dünya için çok değerli.

Başkaları farkında da bizim de farkına varmamız lazım.