Bize Sözlerin iman köşkü yeter
Yazıma başlarken bir dua edeyim, sizlerde lütfen âmin diyin: Allah bütün ehlisünnet cemaatlerinin mensuplarını şöhret ve riya ziftinden korusun ve son nefeslerini ihlâs ve sadakatle vermeyi nasip etsin. Ve ihlâs ve sadakatle İslam’a hizmet edenlerden, imanın verdiği rütbeden – makamdan razı olanlardan, şerli şöhretten kaçanlardan Allah ebediyen razı olsun. Gelelim mevzua…
Bize Sözlerin iman köşkü yeter. Başka köşklerin temelinde, teşvik edip, ileri itenlerin mutlaka art niyetleri vardır... Başkalarının bulunduğu temelden de İslam’a uygun yapılar çıkmaz! Geğirtili gazlı muhabbetler ise imanda terakki yerine nefiste yüksek mertebeler sağlar. Nefse ve hevese hoş gelen söylemler içinde ruhta ve duygularda inkişaf sağlayacak şeyler barınmaz! Ancak karı koca arasında olması gereken rahat konuşma şekli ile iman ve kuran hizmeti olmaz ve o köşk, Sözler köşkü değil; bozuk plan sahiplerinin köşkü olur. Evet, derdimiz; ne köşk, nede saray; sarsılmayan bir imanla Allah’ı razı etmek. O’nun razı olması ise bize saraydır, köşktür ve en büyük servettir… Sözler Köşkü ve benzeri yapıların en büyük hizmeti; baba evine geri dönüp, evin kurallarına göre hareket etmeleridir! Kur’an ve sünnete uygun yapılmayan tarzlar ve hizmet düsturlarına göre atılmayan adımlar çok tehlikeli yerlere götürür. Hizmet edelim derken; hezimet olur ve nefis şeytana hizmet olur.
Kur’an’ın Allah kelamı olduğunu dünyaya ilan eden Risale-i Nurları sırf şöhret için kullananlara Kur’an öyle bir kafa atar ki FETÖ gibi rezil rüsva olurlar... Bediüzzaman’ın bıraktığı hizmetin düsturları dışına çıkıp, cıvıklık saçar bir şekilde hareket etmek, bu muhteşem iman davasına ihanet olur! Her bir Nur Talebesi bir nevi asker gibi olduğu için Risale-i Nurların kanun ve nizamnamesine göre hareket eder. Askerler uygulamada fikir yürütüp, kural dışına çıkamazlar... Nizamname ve Komutanın koyduğu kurallara göre hareket eder, kazasız belasız teskere alır giderler... Bizde bu iman ve Kur’an hizmetinden şerefimizle teskere alıp, şerefle ahiret âlemlerine göçmek için kurallar dışına çıkmayacağız, hizmet düsturlarına göre hareket edeceğiz... Ahlak ve edepli davranmak çok güzel bir köşktür, geğirti ve gaz tavsiye edilemez!
Bediüzzaman’ın tarzı milyonlar ağırbaşlı imanlı insanlara vesile oldu. Bediüzzaman tarzı Hafız Alileri, Tahirileri, Zübeyirleri, Sungurları, Bayramları, Abdullahları vs. Kur’an ve Sünnete hadim etti ve şöhret yerine ihlâsa sarıldılar, uhuvveti gaye edindiler... Başka yöntemleri denemeye gerek yok! İşte denenmiş olanlar ise neticede bu yazıların yazılmasına vesile oluyorlar. Başka şeyler yazmak dururken, bu mevzua kafa yormak, demek ki o yeni tarzlar kafaları bulandırıyor, nefse ve heveslere azdırıcı kamçı oluyor. Oysa Nur Hizmeti ıslah etmek için, vatana millete hayırlı birey etmek için ve Allah ve Resulünün memnun kalacağı Müslüman etmek içindir…
Risale-i Nurlar Allah ve Resulüne ve imanın bütün rükünlerine sarsılmaz bir iman sağladığı için zındıka komiteleri rahatsız oluyorlar. Bunun için perde arkasından alternatif yapılara destek vererek, düşmanlık ediyorlar. İşte FETÖ eğer destek görmeseydi bu büyük tahribatı yapamazdı. Bu güne kadar, hiçbir sağlam yapı, ehlisünnet çizgisinde hareket eden hizmet kurumları, art niyet sahipleri tarafından rağbet görmemiştir; hep engelle karşılamışlardır. Sahi birden nereden çıktı bu köşkler ve benzeri hareket eden yapılar? Faydası olsaydı Küfrün belini kıran Bediüzzaman bu yöntemleri denemez miydi?
Tezgâhtar mal satarsa alkışlanır; kendini satarsa rağbet görmez. Bizler Risale-i Nurlarda ki hakikatleri satacağız. Kendimizi satmağa kalkıştığımız an ihlâs tarafından kapı önüne konuruz. Elması satmak dururken kömür gibi benliğimizi neden satalım ki? Elmas satıcısı olmak varken, ene kömürü satmak kar getirmez!
FETÖ denen herif “hizmet hareketi diyerek” hizmet kelimesine düşünerek bakmaya sebep oldu. Şimdi birileri saf gençlere Sözler Köşkü dedirterek, değerlerimize bir kılıç darbesi daha indirmeye çalışıyor. Sakın bu oyuna gelmeyin ve zamanında uyanın!
Şöhret olmak için başka yollar varken, Sözleri şöhret amaçlı kullanmak ebedi bir şöhret sağlamaz, ebedi mesuliyet içine düşürür! Unutmamalı ki; başkalarının emeğiyle şöhret kazanmak helal olmaz. Gidin bu zekânızı memlekete hayırlı olacak filimler, diziler ya da başka hayırlı sanat eserleri yaparak kullanın; millette kazansın, sizlerde… Bu şekil şöhret kar getirmez! Çileyi Bediüzzaman çeksin, birileri şöhretine basamak etsin, bu hiç Müslümanca bir tavır olmaz!
Evet, Sözlerin bize sağladığı iman köşkü yeter. Başka köşklerin arayışına girmenin ucunda çirkin şöhretin görüntüsü vardır. FETÖ kendince güya daha iyi hizmet edecekti ama sonuç; insanların samimi imanlarını heybesine koyup gitti. Balyalarla para yetmedi iman hırsızlığı da yaptı. Şimdi hepimizin vazifesi üniformamıza göre hareket edip, hizmet düsturları dışına çıkmamaktır.