Dolar (USD)
32.47
Euro (EUR)
34.97
Gram Altın
2330.84
BIST 100
9079.97
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE


Bize ne oldu?

31 Mart 2019 tarihinde yapılan Mahalli İdareler Genel Seçiminin üzerinden bir hafta geçti. O günden beridir çeşitli ortamlarda yapılan konuşmaların; sosyal medya, yazılı basın ve televizyonlardaki değerlendirmelerin neredeyse tamamı seçim sonuçlarıyla alakalıdır.

Sosyal medya, yazılı basın ve televizyonlardaki değerlendirmeler herkesin malumu. Ondan bahsetmeyeceğim. Özellikle bizim cenahtaki insanların bu konuda dile getirdikleri ve yansıttıkları ruh hâlini özele girmediği için sizlerle paylaşmak istiyorum. Bizim cenahtaki insanların bir kısmı üzgün, bir kısmı dargın, bir kısmı kızgın, bir kısmı “muzaffer” edasında, diğer bir kısmı ise “acımadı ki” modundadır.

Cumhurbaşkanımızın seçim sonrasındaki “Balkon Konuşması”nı da dikkatle dinledim. Söylediği her bir kelime iyi seçilmiş, aklıselim sahibi hiç kimsenin itiraz edemeyeceği türden kelimelerdi. Ancak onu sahnede biraz üzgün ve biraz yorgun gördüm. İktidara geldiği günden beridir ülkenin ilerlemesi ve milletin refahı için gece gündüz çalışmasına ve seçim sürecinde de inanılmaz bir performans göstermesine rağmen sonuçlar beklediği ölçüde olmamıştı. Yorgunluğunun ise yoldan değil, yol arkadaşlarından olduğunu düşünüyorum. Çünkü bazı yol arkadaşları yükünü almak yerine ona yük olmuşlardı.

Bu süreçten sonra doğrusu ben de biraz üzgün, biraz dargın ve biraz da şaşkınım. Ama üzüntüm, dargınlığım ve şaşkınlığım seçimde alınan oy oranıyla alakalı değil.

Üzgünüm.

Çünkü biz nefret, ayrımcılık ve korku yayanlara karşı dikkatli davranmadık. Onlar sinir uçlarımıza basınca öfkemize yenildik; biz de gönül kırıklıklarına neden olabilecek kıyıcı, kırıcı ve ifşa edici söylemlerde bulunduk. Müjdelemedik, korkuttuk. Korkutmakla kimin gönlüne girilebilir ki?

Zayıf olsa bile dikkate almak gerektiğini bildiğimiz hâlde rakiplerimizi küçümsedik. Kibrimize yenildik, mütevazılığımızı kaybettik. Umudumuzu aday gösterdiklerimize bağladık. Hâlbuki insanlar âcizdir. Zafere kavuşturacak olan ise Allah’tır. “O dilerse sebepleri halkeder” hakikatini unuttuk.

Seçim bir hizmet yarışıdır. Çok hizmet yaptık, bunu herkes görüyor ve onaylıyor. Ama son dönemlerde dünyalık kazanmada ve gösterişte yarıştık, makam kapmada yarıştık. Adalet ve liyakate gereken özeni göstermedik. Yakınlarımızı tercih ettik. Kimi zaman hemşehricilik ve kavmiyetçilik yaptık. Hata ettik.

Siyaset bir hizmet aracıdır ve hizmet de Cumhurbaşkanımızın dediği gibi bir aşk işidir; bir gönül işidir. Biz kardeşlerimizle olan muhabbetimizi kaybettik. Komşuluk ilişkilerimizi zedeledik, sılayırahmi kestik. Yüreği yanan dostlarımızın uyarıcı sözlerini dikkate almadık hatta bu sözlerinden dolayı kimini karşı taraf belledik, kimini hain ilan ettik.

Dargın ve şaşkınım.

Çünkü “dokunulmaz, devredilmez, vazgeçilmez haklara sahip” kimi siyasetçilerimiz seçildikleri bölgelerde partilerinin oy sayısını arttırmak bir tarafa, her seçimde oy sayısını düşürdükleri hâlde keyifleri yerinde. Cumhurbaşkanımızın sözlerini tekrarlamayı makamı korumak için tek geçerli akçe belledikleri için onlar da “Bu seçimden ders çıkardık” deyip kendilerini olayın müsebbibi değil karar merciinde görmeye devam ediyorlar.

Ülkemizin, demokrasisi gelişmiş Batı ülkelerinden de başarılı bir şekilde yaptığı işlerden biri seçim süreçlerini şaibesiz tamamlamak ve milletin iradesini sandığa yansıtmaktır. Ne var ki bu geçtiğimiz Mahalli İdareler Genel Seçiminde özellikle İstanbul ve Ankara gibi büyük kentlerde parti yöneticileri sandıklarda güvenilir insanları görevlendiremedikleri için başarısız olmuş; milletin oylarına sahip çıkmada gereken hassasiyeti gösterememişlerdir. Bu durum milletin seçime olan güvenini sarsmıştır.

Ümitvarım.

Çünkü şairin dediği gibi “Yenilgi yenilgi büyüyen bir zafer vardır.” Nitekim koçlar dövüşürken birkaç adım geri çekilip güç topladıktan sonra yeniden çarpışırlar. Halkın seçimde gösterdiği bu sarı kart, iktidarın hedef olarak belirlediği 2023 seçimlerinden güçlü bir biçimde çıkması için iyi bir fırsat olacaktır.

Ayrıca Kur’an-ı Kerim’de buyrulduğu gibi hayır gördüğümüzde şer, şer gördüğümüzde hayır olabilir (Bakara: 216). Bazı şeyler anlatılmaz, yaşamak gerekir. Bu seçimde sandıklarda görevlendirilenlerin bile bir kısmının samimi olmadıkları görüldü. Bu durum samimi dostların kadrinin bilinmesine, bürokraside ve siyasi yapılanmada ehil insanların işbaşına getirilmesine ve kaliteli gençlerin yetiştirilmesine vesile olacaktır.

Son cümlemiz ve duamız şudur:

Sonuçlar milletimizin tercihi ve Allah’ın takdiridir. Seçmen ve seçilenler ise bu ülkenin eşit vatandaşı ve sahipleridirler. Seçim ve seçilenler milletimize, memleketimize hayırlı olsun.

 
ABONE OL
Deniz feneri detay
Deniz feneri detay
Kızılay 160x600
TDV ramazan