Dolar (USD)
35.19
Euro (EUR)
36.83
Gram Altın
2969.16
BIST 100
0
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
04 May 2019

Biz Türkiye’yiz!

İttifak açıklamaları devam ediyor. Tüm yollar bir yere gidiyorsa kalplerin ittifakına odaklanmalı.

Partiler bizi bölüyor mu?

Herkeste particilik başladı. Bu çok tehlikelidir. Particilik yerine iyi siyaset yapmak ve nitelikli projeler üzerinden geleceği okumak en güzelidir. Bağnazlığı bırakalım. Elimizi herkese uzatalım. Ciğerlerimize aldığımız hava aynı gökte. Aynı göğün altındayız. Gökyüzünde hepimize yer var.

Bu yumuşak cümleler ile dokunalım birbirimize. Her selamın bir karşılığı muhakkak vardır. Her insanın anlayacağı bir dili, gönlüne girilecek bir kapısı vardır. Bu topraklarda bizden önce yaşamış nice uygarlık yok oldu. “Devlet bekası” dediğimiz gelecekte var olma iddiası da önce gönül birliği ile sağlanabilir. Anadolu’nun yurt edinilmesi böyle olmuştur.

Türkistan’dan başlayan ilham ile Anadolu’yu karış karış gezen dervişlerin duası bu topraklara, ırmaklara, dağlara sinmiştir. Tabiata sinen duanın bizi ayakta tuttuğunu unutmayalım.

Hangi siyasetçiye baksak amacı güzel. Peki, nerede başlıyor bölünme? Paylaşmakta başlıyor anladığımız kadarıyla. Birlikte kazanmak kadar birlikte paylaşmak da zaferdir. Maalesef paylaşma konusunda ayrılık başlıyor.

Gelin, kim nereyi hak ediyorsa ona yardımcı olalım. İşi ehline vermek kadar güzel bir şey olamaz.

Çoğumuz yaptığımız işle ilgili konuşmuyoruz. Herkes, her işten anlayamaz. Siyaset hastalığı sardı bünyemizi. Siyaset elbette olacak ama her öğünde aynı yemeği yemek nasıl bıkkınlık verirse bu da öyle oldu. Yatıp kalkıp siyaset konuşmak yerine herkes işine yoğunlaşsa. Maalesef işten kaytaran kötü işçiler gibi olduk.

Seçim, geçim derken dünya dönüyor. Sabit fikir sahibi olmak yenilikleri takip etmek için yeterli değildir. Çağın idraki denilen ve yıldız gibi kayan “devrin ruhunu” yakalamak gerek. Zihinlerimiz bu yeniliklere muhtaçtır.

Sürekli izlemek değil, ara sıra izlenmek de gerekir. Bu şu demek: Edilgen olmayacağız, sürekli boyun eğmeyeceğiz. Türkiye toplumunun dinamiklerini iyi okumak lazım. Aşırı particilik bizi daima edilgen yapıyor. Edilgen toplum her iktidarın kolayca yönetebileceği bir toplumdur ama bu edilgenlik halkın gücünü zayıflatır. Zayıf halk ise “millî irade”nin zayıflaması demektir.

“Biz, birlikte Türkiye’yiz.” diyebilmek için sorgulayan, araştıran ve eleştiren bir toplum olmak zorundayız. Sandıktan elde edilen güç, halkın elinden alınan güç olmamalıdır. Eski Türkiye fotoğraflarına özlemle bakanlar çoğalıyor gibi. İlk kez halkın da gücü olduğunu görmeye başlamıştık son zamanlarda. Geldiğimiz noktada elde edinilen kazanımların geriye gitmesi olamaz. Sandıktan çıkan güç milletten alınan emanettir. Evet, iktidar ya koalisyon ya da tek parti olacaktır ama kazandıktan sonra milleti bir görmek de iktidarın şiarı olmalıdır. Tek partili iktidar güzeldir ama çok partili siyasî hayatta toplumun tercihlerini de unutmamak gerekir.

Türkiye’nin uluslararası gücünü artırmak için önce içerideki birliğini yani tüm katmanlarıyla toplumun birliğini sağlamak gerekir.

“Kardeş kardeşi atmış, yar başında tutmuş” denir ya, bize bu söz yeter.

(Bu haftaki tavsiye kitabımız Nadir Aşçı’nın “Fi’d Dünya” isimli şiir kitabıdır. Şiir oku, şiir gibi yaşa!)