BİZ NERDE YANLIŞ YAPTIK?
İnsan; hem maddi ve hem de manevi yönü olan bir varlıktır. Yer, içer, konuşur, düşünür, sevinir, hüzünlenir, duygulanır. Bedenen ihtiyaçları olduğu gibi, ruhen de ihtiyaçları vardır. Ayakta durabilmesi için nasıl ki yiyerek ve içerek beslenmesi gerekirse, manen de kendini doyurması gerekir. Yoksa o boşluğu başka şeylerle doldurmaya başlar insan. Bu iki yönünden biri eksik kaldığında diğer yönü de etkilenir.
Kısa zaman içinde ülkemizde devrim niteliğinde çalışmalara şahit olduk. Muasır medeniyetler seviyesi diyerek hemen hemen her alanda az zamanda çok iş yapma başarısını gösterdik. Tıka basa öğrenci dolu sınıflar ve harabe okul binalarının yerini özel okulların bile gıpta ettiği modern devlet okulları ve otuzu geçmeyen öğrenci mevcutlarıyla aydınlık sınıflar aldı. Artık insanlar çocuklarını iyi eğitebilmek için özel okulları değil, devlet okullarını tercih etmeye başladı. Her türlü teçhizatıyla donanmış sınıfları, konferans salonları, kütüphaneler ve spor salonları ile içinde yok yok denecek seviyeye gelen okul binalarımızın fiziki eksikliklerinden bahsetmek tarih oldu.
Eğitimdeki yapılaşmanın çok daha fazlasına sağlıkta şahit olduk. Devlet hastaneleri beş yıldızlı otel konforunda hizmet etmeye başladı. Memleketin en ücra köşesindeki vatandaşımıza, hastane bir telefon kadar yakın oldu. Ambulans hizmetiyle hastalar artık her an gözetim altında. İlaç kuyrukları unutuldu. Hastanelerdeki muayene sıralarını hatırlayan kalmadı. Herkesin bir aile hekimi var artık. Her bölgede devasa eğitim hastaneleri inşa edildi. 1990'ların köhnemiş hastane binaları, çöplerden geçilmeyen hastane koridorları, günlerce muayene sırasında bekleyen zavallı insanları, tedavi için geldiği hastanede kuyrukta vefat eden hastaları gitti, yerini insan gibi muamele edilen ve her türlü teknik cihazlarıyla donatılmış, modern, temiz ve güler yüzlü personelinin yer aldığı takdire şayan hastaneler aldı.
Trafik kazalarının birinci sebebi yollarımız artık çift yönlü yol haline geldi. Ülkenin her yanı örümcek ağı gibi yollarla örüldü. En modern havaalanları bizde. Hızlı trenlerle mesafeler kısaldı. Vatandaşımız havayolu ile yolculuğu tercih eder oldu. Ücretler halkın cebini yakmıyor artık. Otomobil almak hayal iken her hanede otomobil sayısı iki oldu.
Ekonomide dünya ile yarışır bir seviyeye geldik. Avrupa'da ekonomik krizler yaşanırken biz bu krizlerden çok az etkilenerek sıyrıldık. Paramız değer kazandı. Ülkemiz yatırım yapmak için tercih edilir oldu. Doğudaki komşularımızda Arap Baharı safsatasıyla darbeler yapıldı ve binlerce insan katledildi. Kentler yıkıldı ve ülkelerin çehreleri değişti. İnsanların değil gezmek için gittiği, kurtulmak için kaçtığı ülkeler haline geldiler. Aynı oyunlar Türk Baharı adıyla ülkemizde oynanmaya çalışıldı ama siyasi ve ekonomik gücümüz sayesinde bu beladan da sıyrıldık.
Bir kısmını saydığım ve onlarcasını daha sayabileceğim güzellikler yaşadık ülkemizde. Milletlerin tarihinde on yıl çok kısa bir zaman dilimidir. Biz bu kısa zaman dilimi içerisinde soldan sağa, eksiden artıya, çirkinden güzele, kötüden iyiye fevkalade değişimler yaşadık. Elbette eleştirilecek işler de yapılmıştır. Ancak onlar da yeri geldiğince düzeltilerek devam edilmiştir. Halkımız maddi olarak bir değişim ve refah dönemine girmiştir.
Devletlerin görevlerinden biri de vatandaşını eğitmektir elbette. Ancak bu eğitimin mahiyeti nasıl olmalıdır. Bütün bu güzellikleri yaşarken bir yerde hata yaptık. Modern yapılar içerisinde mutsuz insanlar yetiştirdik. Maddi olarak beslediğimiz gençler huzur için doyumu başka şeylerde arar oldu. Sigara sıradan, uyuşturucu normal görünmeye başladı. Sevgi ve saygı yerini tahammülsüzlük ve hoşgörüsüzlük aldı. Makam ve mevkiler uğruna manevi değerlerini hiçe sayan bir nesil yetişti. Din ve Diyanet anlayışı cemaat anlayışıyla yer değiştirdi. Devlet ve millet kavramının yerini, liderlik ve koltuk hesapları aldı. Allah rızası unutulup, kirli hesapların yapıldığı işler ayyuka çıktı.
Maddi olarak gelişirken bir şeyleri eksik bıraktık. Biraz geç oldu ama tamamen iş işten geçmeden kendimize sormak için acele davranmalı ve tedbirimizi almalıyız.
Biz nerde hata yaptık?